merhaba taehyung;
bugün senden her zamanki gibi kaçıyorum. sen bunu anladığından beri asla peşimi bırakmıyorsun. ama yapacak bir şey yok.
jimin hyung ve namjoon hyung ile dışarı çıktık. ev seçecektik artık bang pd ayrı bir evde kalmamıza izin verdi ve bizi görevlendirdi. biz üçümüz ev bakarken teledonumun çaldığını hissettim. baktığımda sen arıyordun. cevap vermeyecektim ama namjoon hyung bana baktı.
"haydi jungkook açsana, önemli bir şey soracaktır belki."
jimin ve namjoon hyung ev için öndeki adamla konuşurlarken iç çektim ve telefonunu açtım.
"ne oldu hyung önemli bir şey mi var?" bir süre sessiz kaldın sonra kısık sesle mırıldandın.
"sana ulaşmam için illa telefon mu kullanmalıyım?" ama ben duymamış gibi yaptım.
"ne dedin hyung?"
"hiç. yok bir şey."
nefes verdim.
"o zaman kapatıyorum hyung."
anında bağırmaya başladı. "dur jungkook hayı-"
telefonu yüzüne kapattım jimin bana baktı.
"ne diyor?"
omuz silktim.
"hiç."
diğerleri konuşmaya devam ederken titreyen ellerimi dizlerime koyup onları dinliyormuş gibi yaptım.
çünkü aklıma sözün takılmıştı.
acaba beni sevme ihtimalin var mıdır?
seni seven jeongguk.