BÖLÜM 1

236 12 10
                                    

#multimedia: Alp - Selin - Sarp

Herkese iyi okumalar dileriz. Oy verip yorum yapmayı ihmal etmeyin! 🧡 003kubra pelinyaziyo

"Karar..."

●●●

Selin günün verdiği yorgunluk ile kendisini odasına atmıştı henüz saat erken olmasına rağmen. Genç kadın gece geç saatte uyumuş ve sabah da erkenden hastaneye gelmişti işinin başına. Saate baktığında 14:30 olduğunu gördü. Bugün girecek olduğu iki ameliyatı daha vardı. Kendisine kahve söylemek istedi başka türlü kendine gelmesi zordu. Tam eli telefona uzanmıştı ki kapısı tıklatıldı 'gir' diye seslendi. Elinde iki kahve ile arkadaşı Aydan giriverdi odaya sanki içini okumuş gibi.

" Duydum ki birileri epey bi yorulmuş."

" Doğru duymuşsun. Kim söyledi acaba."

" Kuşlar söyledi."

Diyerek gülümsedi Aydan arkadaşına. Selin'i yorgun bitkin halde odasına girerken görmüştü arkadaşı. Ona en iyi gelecek şeyin kahve olduğunu bildiği için kantine gidip kendileri için iki kahve almıştı. Selin'in yanındaki sandalyeye oturarak elinde duran kahvelerden birini arkadaşına uzattı.

" Hayırdır sen pek böyle olmazdın. Ne bu bitkinlik."

" Gece epey geç yatıp sabah erken kalkınca böyle oluyormuş. Daha iki ameliyatım var birde ama kahve beni toparlayacaktır biliyorsun. Teşekkür ederim bu arada şimdiden çok iyi geldi bile."

Aydan arkadaşına tebessüm ile cevap verdi.

"Ne demek... eve gidince bol bol dinlen. Perişan olmuşsun sen, en son seni böyle gördüğümde Melek iki aylıktı." Yaşadığımı bir ben bilirim bakışı attı Selin, o zamanları anımsayınca. Öylesine zordu ki genç kadın için o zamanlar, kızı ile resmen yapayalnız hissediyordu kendisini. Kocası zaten bebeğinin yüzüne bile bakmıyordu.

"Ah nasıl atlatmışım o günleri, bilemiyorum gerçekten." Derken kahveden birkaç yudum daha aldı güzel kadın. Yorgunluktan resmen gözünün feri gitmişti. Odasının kapısı tıklatıldığında gelen kişiye girmesini söyledi. Beraber çalıştığı hemşire arkadaşıydı gelen.

"Selin Hanım, bir posta geldi size yurtdışından..." Diyerek kendisine uzatılan zarfa kaşlarını çatarak merakla baktı Selin ve kadına teşekkür ederek dosyayı elinden aldı. Dosyayı Selin'e verdiği gibi diğer işleriyle ilgilenmek üzere odadan çıktı kadın. Aydan, "o ne ki Selin" dediğinde dudaklarını ıslatıp bilmiyorum dercesine dudak büktü.

"Hiçbir fikrim yok Aydan. Açıkçası birşey beklemiyordum desem. Yurtdışındaki doktor arkadaşlardan falan olsa gerek herhalde. Zaman zaman iletişime geçiyoruz biliyorsun. Genelde tıbbi şeylerle ilgili yazışmaları hala bu şekilde yaptığımız oluyor.",

"Hadi aç bakalım." Kıkırdadı Selin, Aydan'ın bu meraklı tavrına ve hemen peşinden zarfı yırtıp içindeki kağıdı çıkardı. Ingilizce olarak yazılmış bir metin vardı karşısında. Neyse ki Ingilizcesi iyi derecedeydi kadının, okumaya başladı. Bir konferansa çağırılıyordu yurtdışından üstelik alanında çok iyi olan bir hekim tarafından.

"Yaklaşık dört ay sürecek bir tıp konferansına çağırılıyorum Aydan."  Aydan hem şaşırmış hemde çok sevinmişti bu habere. Selin'e baktığında sevinmesini bekliyordu ama Selin aksine boş gözlerle bakıyordu elindeki kağıda. Aydan hemen konuya atladı

Yıllar Sonra | Geçmişte Kalan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin