The Fall Of A Queen yani Bir Kraliçenin Düşüşü diğer adıyla The Rise Of A King. Hayatınızda okuyabileceğiniz en anlamlı watty hikayelerinden biridir. İlk başlarda belki anlamayabilirsiniz ama okumaya devam ettikçe hayatınıza anlam vermeye başlayacaksınız.
Öncelikle hikayeden bahsetmek istiyorum. Hikaye bir kızın kararlarından oluşuyor. Hayatı boyunca kız olmaktan usanmış bir kız. Kız olmanın zorluklarını burada daha iyi anlayacaksınız. Hayatı boyunca kararsız kalmaktan nefret etmiş bir kız ama aynı zamanda kararsız biri. En basit olarak anlatırsak bu aslında kız değil. Sadece kıza benzeyen bir erkek. Ailesini küçük yaşta kaybeden biri ne durumda olabilirki. Her yerde okuduğumuz hikayelerden değil. Annesi kanser ve babasıda yaşlıydı. İkiside ölünce ev ve diğer tüm eşyalar Kedrick 'e kalmıştı. Kedrick son 3 senedir yalnız büyüyen bir çocuktu. Depresyon desen adını bile bilmezdi ama ne olursa olsun daima gülerdi. İnsanlara içini dökmeyen bir çocuktu. Ne yaşarsa içinde yaşar kimseye söylemezdi.
Pek insanlarla anlaşamazdı. Herşeyden önce insanları umursamamayı öğrenmişti. İçten içe kahrolsada insanlara hiçbirşey belli etmemeyi küçük yaşta annesi kanserken öğrenmişti. Dıarıdan insanların yüzüne gülüp içeriden çığlıklarla dolabiliyordu.
Sekiz yaşındayken mavi bisikletiyle kamyonun altına girmişti ve bu çok ani olmuştu. Sadece bileği incinmişti ve elini sıktığı için eli kanıyordu. Korktuğunda ve ağlayacağı zaman avcunu sıkardı. Acı onu kendine getiriyor ,ciddi olmasını sağlıyordu. Çocukluğu zor geçti. Sekiz yaşında annesini kaybetmişti. Bir sene geçmeden babasıda ölmüştü. On iki yaşında depresyona girmişti ama farkında değildi. Her gün oturup gecelerce ağlıyor ama her sabah kalktığında gözleri parlıyor okulda herkesin yüzüne gülümsüyordu. Geceler boyunca kitaplar okuyor derslerine çalışıyordu. Ve en son on dört yaşında ağlamıştı. O gün bu gündür ağlamıyor. Gözleri sinirlendiğinde dolsa bile ağlamamayı başarıyor. Artık neredeyse ergenliktende kurtuluyordu. Artık tamı tamına On altı yaşına girmişti! Şu ana kadar ne bir parti ne bir pasta görmüştü gözü. Göz dedimde aklıma gelmişken mavi ve yeşil gibi gözleri vardı. Bakmaya doyamazdın. Dalardın.
Okula ilk gittiği gün okulda ona kıza benzediği için K ile başlayan kız isimleri söylendi. Kedd veya Rick olarak çağırılmaktan hoşlanıyordu ama ona söylenen kız isimlerine dönüp bakıyordu. Elinde değildi, alıştığı için dönüyordu. Herneyse, o gün ona takılan bir isim yol boyunca dilindeydi. Eve döndüğünde düşünmeden edemiyordu. "Neden dış görünüşüm bu kadar önemli ki? Nasıl olsa öldüğümde bu sizi ilgilendirmeyecek. Ölmüş olacağım ve arkamdan 'İyi kızdı.' gibi şeyler söyleyeceksiniz. Ama ben ölmüş olacağım ve size yukarıdan bela okuyacağım." Düşünceleri bugün hemen hemen buna benzer şeyler olmuştu. Onu Kadian diye çağırmaları hoşuna gitmemişti. Biraz düşünüp adını değiştirmeye karar verdi. Madem onu güzel bir kıza benzetiyorardı, o da güzel bir kız olurdu. Ve verdiği kararı uyguladı. Adını değiştirdi ve babasınan kalan parayla yeni bi hayat kurmaya karar verdi. Bir ev bir araba aldı bir ay evden çıkmayıp bunalıma girdi. Saçını uzattı ve kızıla boyattı. Estetik yapmasına gerek yoktu yüzü zaten kızı andırıyordu. Evi küçük 2 katlı bir evdi. Evini pembeye boyattı. En sevdiği renk siyahtı ama olabildiğince kıza benzemeye çalıştı. Ve o artık bir kızdı.
Hikaye buradan sonra ciddileşiyor. Belki kızken şansı yaver giderde fakir hayatından kurtulup bir Kraliçe olurdu. Belki saraylarda yaşamaya başlardı. Belki artık kimse ona kız demezdi ve o da cinsiyetini açıklayarak bir Kral olurdu. Hayatı düzene girebilir mi? Ya umut olmasaydı? Ne olurdu? Umudu olmasaydı eğer kazanabilirmiydi bu savaşı? Beraber okuyup görelim. Ben yazarken siz okurken eğlenebileceğiniz bir hikaye. Belki kurtadamlar veya vampirler yok ama burada siz varsınız. Hayatınızın içinden hikayeler var. Herkesin yaşadığı zorluklar var.
Umudunuz hiç tükenmesin diye bu hikayeyi yazıyorum. Bunu tanıtım olarak görün. Yeni bölüm her hafta gelmesede geleceğine dair söz verebilirim. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
-RagedyMan
