Avengers:Texting

4

🧜‍♂️BUSE SELİNA JACKSON⚡

Üstüme başıma düzen verip aynadan son kez kendime baktım ve derin bir nefes alıp evden çıktım.  Heyecandan kalp atışlarım maymunun muz gördüğü an gibi hızlı hızlı atıyordu. Thor'u karşımda her zaman ki haliyle değil de kravatı düzgün takılmamış takım elbiseyle gördüğümde baya şaşırsam da gülüp yanına gittim ve kravatını düzelttim.

"Yakışıklı olucam diye birşey becerememişsin."

"Yakışıklı değil miyim ama?" Tek kaşını kaldırıp baktı. İçimden 'Asgard'dan düşme meteor' demek gelse de gülümsemekle yetindim. Şimdi bir dersem sonu gelmez falan. Gerek yok hiç.

"Yakışıklı az kaldı ama olsun." Thor'un gülümseyip kolunu uzatmasiyla koluna girdim. Yürürken gülüp sohbet ettiğimiz 10 dakikadan sonra manzarası çok güzel olan bir yere geldik. Etrafa hayranlıkla baktım ve beceremediğim ıslığı çalmaya çalıştım. Ne kadar olduysa tabi.

"Vay kitaplar aşkına! Efsanenin de ötesi bir yer."

"Ben getirdim tabi olur." Gülerek konuşurken mal mal baktım.

"Sen Tony'le çok takılmışsın galiba." Omuz silkti.

"Olabilir. Her neyse şu manzaranın tadını çıkaralım hadi." Başımı sallayıp uçurumun yakınına gittim ve oturup bacaklarımı sallandırdım. Korksam da eğlenceli olduğu için umursamadım. Thor da yanıma gelip oturdu ve bana bakmaya başladı.

"Leydi Buse siz o manzaranın tadını çıkarırken ben size bakmak istiyorum."

"Niye?" 

"Bana göre asıl manzara sizsiniz çünkü." Tükürüğüm boğazıma kaçtı be öksürmeye başladım. NEY NEY?!

"Ya yine ne dedim ki şimdi? Kötü birşey mi dedim?" Öksürüğüm bitince ona baktım.

"Hayır be şapşal! Sadece çok şey şeyi oldu yani şey işte..." tek kaşını kaldırıp saçmalamamı keyifle izledi. Aman ne güzel.

"AMAN İŞTE ŞAŞIRDIM VE ŞEY MUTLU OLDUM OLDU MU?" Güldü.

"Evet gayet iyi oldu leydim"

"AMAN AMAN NEY YAPIYORSUNUZ THOR BEY?" Halime gülüp omzuma kolunu attı ki bu benim için hiç iyi değildi... BENDE KALP VAR BE İNSAFSIIZ!

"Şu komikliğin ayri bir güzel. " Birşey demeyip yüzüne yavrusunu yeni doğuran keçi gibi baktım. Gerçi bu nasıl oluyor bilmiyorum ama işte anladınız.

Böyle arada komik romantik ve sohbetle geçen birkaç saatin ardından kalktık ve yürümeye başladık.

"Ee şimdi nereye?" Sırıtarak konuştu.

"Çok mutlu olacağın bir yere." Anlamadım ama umurumda değildi. Omuz silkip yürümeye devam ettim desem yalan olur. Karşıdan bir kadın geldi ve kucağındaki bebeği zorla benim kucağıma verip telaşlı telaşlı konustu.

"Üzgünüm! Aniden şey yaptım ama kaçmam gerek. Lütfen ona iyi bakın. Tek verebileceğim çift sizdiniz çünkü arada tek mutlu olan çift siz vardınız " koşarak gitti ve ardından ne kadar bağırsak da umursamadı.

"Pesinden gidebilirim istersen?" Bebeğe baktım ve mavi gözlerini şirince kırpışına baktım.

"Hayır gerek yok. Hallederim ben. Şu mutlu olacağım yere sonra gideriz. Bebeğin ihtiyaçlarını falan alalım lanet karı bez mez vermeden siktir olup gitti." Sinirle konuşup kaşlarımı çattım. İnsan bir çanta falan verir ihtiyaçlarının olduğu kadın sanki çöp gibi bırakıp gitti be!

"Haklısın. Ne almam gerektiğini söyle 5 dakikaya alıp gelirim." Kaşlarımı kaldırdım.

"Emin misin?" Başını sallayıp çekicini çağırdı ve sallayıp sırıttı. Sırıtıp çantamdan bebekle biraz zor olsa da cüzdanımı çıkarıp verdim.

"Sen şimdi altın falan vermeye kalkışırsın uygun olmaz. En iyisi benden kullan" tip tip baktı.

"Saçmalamayın leydim." Gözlerimi devirdim.

"Artık şu leydi şeyini bıraksak mı? Fazla kibar çünkü." Başını sallayıp sırıttı.

"Bunu diyeceğini biliyordum." Bez,mama,biberon gibi şeyleri söyledim ve çekici sallayıp havaya doğru uçup kayboldu.  Biz de bebekle kaldık mal gibi. Bebeğe baktım ve elini kaldırıp yüzüme koyunca gülümsedim.

"Sen ne minnoş ponçiksin ya? Kurabiye niyetine yerim seni ben" yanağını okşadım. Bu bebek işi bana iyi gelicekti sanırım.

5 dakika bile olmadan Thor elindeki poşetlerle geldi.

"Bazı midgard'lılar aptal aptal baksa da sonunda aldım." Gülerek konuşmasıyla bende güldüm. Şaşırmamıştım.

"Gidelim hadi kızlar merak etmiştir. Akşam oldu zaten." Başını salladı.

10-15 dakika sonra eve gelebilmiştik. Kapının önünde durup tam anahtarla kapıyı açacakken kapı aniden kendiliğinden açıldı ve pelin beni içeri çekti.

"LAN GERİZEKALI SEN NERDESİN KAÇ SAAT-" Sözleri kucağımdaki bebeği görmesiyle kesildi sanki steve ona aşkını ilan etmiş gibi bakakaldı. Arkadan Thor gelip poşetleri yere koydu ve pelinin tipine gülüp bama baktı.

"İyi şanslar LEYDİM" Son kelimeyi bastırarak söyleyip sırıttı ve hızlı adımlarla uzaklaştı. Arkasından kaşlarımı çattım. Pis yakışıklı köpek. Ayağımla kapıyı kapattım ve salona geçtim. Pelin de pesimden geldi ve suratıma tip tip baktı.

"Lütfen bana 'seviştik ve hemencecik doğurdum' deme." Yüzüne ben bir uzayliyim demiş gibi baktım.

"SAÇMA KONUŞMA BE MAL! Sadece yürürken aniden bi kadın gelip kucağıma bırakıp birkaç şey söyleyip gitti." Aniden kendini koltuğa atıp tavana baktı.

" BUGÜNLERİ DE Mİ GÖRECEKTİİM!! AY ANAM BEN NELERE GİDEEEM!!" Çığırmasıyla bebek ağlamaya başladı ve yukardan takır tukur sesler geldi.

"LAN NOLUYOR?" Başak yanımıza geldiğinde bir peline bir bana ve birde kucağımda sakinleştirmeye çalıştığım bebeğe bakınca şok oldu ve diz çöktü.

"L-LAN.. LAN BU NE?! BUSE NOLUYOR AMK?" Olanları anlattım ve hala bana mal mal bakıp pelinin yanına (daha doğrusu kızın üstüne) oturdu. Pelin de yerinden sıçrayıp başağın kafasına vurdu ve o da normalce oturup ikisi benim bebeği sakinleştirmeye çalışmamı izlediler.

"Adını söyledi mı peki? Ya da cinsiyetini falan?"

"Hayır ama battaniyesi mavi erkek galiba." Başak başını salladı ve bebeğe bakıp sırıttı.

"Tatlıymış yalnız" Başımı salladım.

"Öyle."  Yarim saat sonra bebek uyumuştu. Bebeği yukarı taşıyıp yatağıma yatırdım ve etrafına yastık koyup tekrar aşağı indim.

"Ee ismini ne koymayı düşünüyoruz?" Pelin omzunu silkti."

"Adrian?"

"Yok olmaz."  Düşündü.

"Elen?" Tip tip baktım.

"O nasıl isim be? olmaz." Tavana bakıp düşündüm.

"Helios?" Başak cıkladı.

"Olmaz" yarim saat isim konusunu tartıştık. Aklıma gelen isimle yani isimlerle gülümsedim.

"Aron Denver nasıl?" Gülümseyip başlarını salladılar.

"Olur bak." Gülümsedim ve çok sesli olmamasına gayret ettiğim sesimle bağırdım.

"O HALDE AİLEYE HOŞGELDİN ARON DENVER BEBEK!"