GÖKYÜZÜNDE Kİ AY'IM

37 3 2
                                    

Soğuk bir gündü.Gecenin bir yarısı sadece ayakta olan bendim.Daha 5 yaşındayım ama ne kadar yaramaz olduğumu bilemezsiniz.Evet gecenin bir yarısı camdan bakıyorum onun evi tam karşımızda odalarımız yakın bir mesafeden görüküyor. Onun uyuyuşunu izlemek o kadar güzel ki eğer beni bu halimle görse kesin psikopat zannederdi.Onu izlemek bir o kadar zevkli ama kendi uykumdan olmak çok kötüydü.Bunu bir kez değil her gün yapıyordum ,taki o güne kadar.8 yaşındayım gecenin bir yarısı onu izlerken o birden uyandı,onun uyanışıyla yatağıma atlayışım bir olmuştu.Yatağıma ters atlamıştım o yüzden ayaklarım havada kalmıştı,yakalandığımdan öyle emindim ki kalbim uzaya kadar fırlıyabilirdi. Ayaklarımı yere indirdim ve düzeldim. Pencereden baksam diye düşünürken ayaklarım çoktan beni oraya götürmüştü.O ayaktaydı ve korkulu gözleri odamın üstündeydi hemen camdan uzaklaştım ve yatağıma doğru yürüdüm, bir daha onu izlememek için kendime söz verdim.Sabah uykumdan zor kalktım, galiba onu izlediğim son geceydi.

***

Annemin sesiyle uyandım.Beni ekmek aldırmaya, fırına gönderdi.O sıcakta fırında beklemek o kadar kötü ki.O sıcak güneşin altında parlayan biri bana doğru geliyordu.Evet o Ateş'ti dünkü olaydan sonra yüzüne bakabilmem bile mucize.Emin olun o sıcakta bir fırındaysanız ve sevdiğiniz kişi sizinle konuşuyorsa vücut ısınız aniden yükselip ateşler içinde hissedebilirsiniz.Ateş'le bir çok yaramazlıklar yaptık ve beni yine bu yaramazlıklara davet ediyordu,bende ona kahvaltıdan sonra geleceğime söz verdim.Ateş'le aramızda iki yaş var görseniz öyle yakışıklı ki, o güneşin altında saçlarının aldığı o renk gözlerinin deniz gibi oluşu beni benden almıştı gerçekten.

Eve geldiğimde annemin beni sorguya çekmesi beni korkutmuştu.annem''neden geç kaldın yumurtalar senin yüzüne soğudu'' dedi.bende''fırın çok kalabalıktı '' dedim.kahvaltı biter bitmez odama koştum ve en güzel kıyafetlerimi giydim en önemliside Ateş'le buluşacağım için yanıma su balonu almayı unutmadım.Gizli yerimize gittiğimizde oda oradaydı ve her zaman ki gibi çok yakışıklıydı ama onun yanına her gidişim de çok heyecanlanıyordum o yüzden sürekli nefesimi kontrol ediyordum.Yanına vardığımda kaşlarını çattı sevimli şekilde ''Neden geç kaldın Zeynep''bir bahane uydurayım bari çocuğa senin için süslendim ondan geç kaldım diyemem her halde değil mi ama.aklıma gelen şeyi söyledim."ıııı... şey su balonlarını yanıma aldım ve yarısı gelirken patladı o yüzden yenilerini almak zorunda kaldım." dedim.Ağaca ikimizde çıktık,özellikle bunları Cuma günleri yapıyorduk,çünkü insanlar Cuma pazarına geldikleri için ortam daha kalabalık oluyordu.Ben ağacın bir ucunda Ateş ise diğer ucundaydı,ilk gelen Neziş ablaydı ve onu hedefe almıştım ilk atışım olmamıştı ama diğeri kafasına isabet etti diye sevinirken benim ki deyil Ateş'in ki denk gelmişti yani hiç bir atışı tutturamamıştım . Neziş ablanın aldığı şekil o kadar komikti ki bizim nerede olduğumuzu arıyordu galiba çok kızmıştı ama bizim nerede olduğumuzu görmesi imkansızdı ama biz onları rahatlıkla görebiliyorduk.
Akşam ezanı okunmuştu ve ben eve gidiyordum o da arkamdaydı.Yürürken arkamda su hissetim arkama döndüğümde Ateş'in bana su balonu attığını gördüm,iyi ki de hepsini bitirmemiştim.cebimden aldığım balonu intikamlı şekilde Ateş'in suratına isabet ettirdim.O da benim kulağımda patlattı.ikimizinde son balonlarıydı ben bilerek Ateş'in pantolonuna attım,görenler yanlış anlıyabilirdi tabi o da benim gözümde patlattı şu anda gerçekten çok yanıyor
Su balonlarımız bittiği için yürümeye devam ettik,Ateş pantolonunu ceketle kapattı.karşım da Tuğçe'yi gördüm ondan o kadar çok gıcık alıyorum ki her seferinde Ateş'in yanına gitmesi çok sinirimi bozuyor,ve o yine Ateş'in yanındaydı.çok sinir bozucu neden su balonlarını bitirdim ki onun kafasına ya da direk o pis suratına isabet ettirseydim çok iyi olurdu.Ama sinirlerime hakim olmak zorundayım
Yoksa bu kız yine elimde kalacak. Fark ettiyseniz yine diyorum çünkü ben onu küçükken dövmüştüm.Ateş'le birlikte büyüdüğüm için erkek gibiydim kızlarla evcilik oynamak yerine Ateş'le futbol oynardım.Bana güçlü olmam için çok şey öğretirdi,dövüş yaptırırdı,basketbol topunu tutup ellerim kızarana kadar vurmamı söylerdi.Onun sayesinde kendimi çok iyi savunabiliyordum .Ateş Tuğçe'le konuşmayı bırakıp yanıma geldi"Neden bu kadar hızlı gittin ?" dedi bende umursamaz şekilde "Belki önemli bir şey konuşursunuz diye düşündüm"dedim o "Hayır önemli bir şey değildi beni bekliyebilirdin"dedi
masumca.Bende sinirli bir şekilde "Tamam bir daha kine beklerim." dedim.Beni evime bıraktıktan sonra kendi evine gitti.Güzel bir gündü tabi araya Tuğçe girmeseydi daha da güzel olurdu.Bu kız gerçekten gıcık.Bu kızın beni kıskandırmaya çalıştığına öyle eminim ki,onun iyi niyetli olması gökten çikolata yağması kadar imkansız.
...






















GÖKYÜZÜNDE Kİ AY'IMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin