Genç kız masanın üzerine bıraktığı kitaba bakarak gülümsedi. Bu kitabın sayfalarında yazan her bir kelime onun için yazılmış gibiydi.
"Seni daha dün görmüş olmama rağmen içimde tuhaf bir his var, özlem gibi." Genç adam , genç kızın oturduğu sandalyenin arkasından çıkarak yanındaki sandalyeye oturdu. Tahta ve hangi renk olduğu anlaşılmayan sandalye genç adamın yüküyle gıcırdamıştı.
"Dün, dündü. Üstünden çok zaman geçti"* Genç kız geçenlerde izlediği bir filmden alıntı yaptığında genç adam filmi bilmesede cümleye gülümsemişti.
Deniz, genç kız , belli etmesede arada onu izliyor, özlüyordu. Onunla arkadaşken güzel anıları olduğundan dolayı hep özlüyordu. Arada aklına getiriyor daha sonra hüzünlü bir şekilde dalıp gidiyordu.
Ve az önce Furkan, genç adam, yanına oturduğunda bir şeyleri daha iyi anlamıştı. Herkese unuttuğunu söylüyordu, kendine bile. O kadar iyi rol yapıyordu ki bir zaman sonra rol yaptığını bile unutmuştu, Deniz.
Oysaki Furkan yanına oturduğunda her şey değişmişti. Nefes alışları yine onu ilk gördüğü günki gibi düzensiz, kalp atışları avuç içini sızlatacak kadar hızlıydı. Bu duyguları özleyip özlemediği bilmiyordu. Sadece tepeden tırnağa onu özlediğini biliyordu.
Furkan'ın dikkatini Deniz'in önündeki kitap çektiğinde "Bu muydu?" diye sordu. Deniz önce neyden bahsettiğini anlamasada Furkan'ın bakışlarını takip ederek kitabı görmüştü. "Evet."
Deniz kitabı Furkan'a uzattığında Furkan yine arkadaş oldukları zamandaki gibi Deniz'in elini tutarak almıştı. Deniz böyle yapmasını hiç sevmiyordu çünkü onun dokunduğu yerlerin beyazladığını ve ağrıdığını hissediyordu.
"Kötü gün, bu gündü. Ama, daha yarınlar vardı..."** Furkan, Deniz'in çizdiği cümleyi okuduktan sonra kitabı biraz daha karıştırmıştı ama kitapta başka altı çizili cümle bulamamıştı. Bu cümlenin altında yatan cümleyi çözebiliyordu.
Abisinin ve ailesinin arasının sürekli bozuk olmasından dolayı evde iyi hissedemiyordu, Furkan. Bu yüzden bazen odasından çıkmadığı halde uyuyamıyordu.Bu zamanlarınıda kitap okumakla geçiriyordu. En iyi çözümü onlarda bulmuştu, bir de Denizde.
Bu iki şey hariç hiçbir şeyin ona daha önce bu kadar iyi hissettirdiğini hatırlamıyordu. Ve şu an ellerinin arasında sevdiği kızın kitabı varken ve sahibi yanındayken oldukça keyfi yerindeydi.
İlk başlarda Deniz'in bu kadar iyi hissettirdiğinin farkında değildi. Bu yüzden Deniz kendisini sevdiğini söylediğinde red etmiş ve ondan uzak durmuştu. Bunun neden yapmıştı bilmiyordu ama şimdi yaptığı şeyden pişmandı. Güzel bir arkadaşlığı bitirmişti.
"Deniz?" Deniz başını Furkan'dan yana çevirdiğinde Furkan'ın kahverengilerinden kendini görmüştü. İkisininde göz renkleri neredeyse aynıydı. Hatta saçları bile benziyordu.
"Sana sarılabilir miyim?" Furkan bunu belkide birinden ilk defa istiyordu Deniz ise yaşadığı şeylere anlam veremiyordu ve kendini tutmak istiyordu. Belki de Furkan yeniden arkadaş olmak istiyordu, o yüzden rahat davranmalıydı ve bu sefer bir şeyleri yüzüne gözüne bulaştırmamalıydı.
En azından yeniden aşık olmamalıydı ama bunun için geç kalmıştı.
=============================
*: Filmin adı Ben Ölmeden Önce (cümleyi tam doğru kurduğuma emin değilim aklımda kaldığı kadar yazdım.)
**: Yeşil Kiraz 1/ Gülten Dayıoğlu ( Daha okumadım ama güzel bir kitaba benziyor.)