on altı

6.4K 480 83
                                    

"hoşgeldin."

"hoşbuldum- taehyung?"

jeongguk, beklediğinden daha az yaralı, hatta sadece kaşından yaralı bir taehyung görmüştü.

"hani darmadağındı suratın?"

gülerek söyleyince, taehyung da kıkırdamaya başlamış ve jeongguk'u içeri çekip arkalarından kapatmıştı kapıyı. küçük olanın burnuna anında doluşan taehyung'un kokusu, gözlerini kapatma isteğiyle doldurmuştu bedenini.

"aç mısın? ya da bir şeyler içmek ister misin?"

jeongguk kibarca reddetmiş ve ikili salona doğru gidip, gri yumuşak koltukta yan yana oturmuşlardı. jeongguk kibarca üzerindeki montu çıkarmış ve;

"yine de kaşınla dudağın yaralı ve bakımsız görünüyor. banyoda pamuk falan var mı?"

taehyung genç çocuğun gözlerinin tam içlerine bakıyor, belli ediyordu bir şeyler aradığını. çok kısa bir sürenin ardından, aradığını bulmuştu da.

jeongguk, onun aşık olduğu kişiydi.

gülümsemesi gitgide genişlerken, sorusuna karşılık kafasını sallayıp;

"soldan ikinci kapı."

jeongguk göz hapsine alındığını hissettiği için gergin bir şekilde ayaklanmış, hızlı hızlı adımlar atarak banyoya gitmişti. taehyung ise hâlâ jeongguk'un oturduğu yere bakıyor, şapşal bir şekilde sırıtıyordu.

kısa bir sürenin ardından jeongguk, elinde bir cam şişe ilaç ve biraz da pamukla salona girmişti. taehyung ise bakışlarını tekrardan güzel yüzlü çocuğun gözlerine çıkarmıştı.

jeongguk yavaşça taehyung'un karşısındaki yerini almıştı. elindeki pamuğa sıvı ilacı damlatıp;

"yaklaş."

küçük olanın kaşları istemsizce çatılmış, yüzleri iyice birbirine yaklaşmıştı. elindeki pamuğu kanı kurumuş yaraya nazikçe bastırmış, pansuman yapmaya başlamıştı. taehyung ise yüzündeki gülümsemeyle jeongguk'u izlemeye devam ediyorken, jeongguk bunu farketmiş;

"ne diye sırıtıyorsun?"

kirli pamuğu masaya bırakıp, yenisini almıştı. ilacı ise diğer eline alıp, pamukla ağzını kapatarak bir iki kere ters çevirmişti şişeyi. bu sıradaysa taehyung;

"seni seviyorum."

jeongguk duyduğu iki kelimenin ardından, gözleri iyice açılmış ve elindeki şişe kaymıştı. taehyung'un üstüne dökülen ilaçla, kendisi irkilmiş fakat taehyung gram oynamamıştı yerinden.

"ne diyorsun taehyung? bak işte üstün mahvoldu."

biraz önce getirdiği peçetelerden alıp, lekelerin üzerlerine yerleştirmişti tek tek taehyung ise hâlâ jeongguk'u izliyordu.

"gidip üstünü değiştir. bekliyorum ben."

kirli peçetelerle beraber ilaçlı pamukları almış ve mutfağı aramaya koyulmuştu jeongguk. hızlıca salondan çıktığı için mutfağın yerini bilemiyor, kapılardan içeri kafasını çekingence sokup bakıyordu.

"kaç odalı burası?"

kendi kendine söylenirken, taehyung içeriden gülerek cevaplamıştı küçüğünü;

"tuvaletin karşısında."

jeongguk arkasını döndüğünde gözüne çarpan fırınla, sinirli bir nefes vermişti. gözünün önündeki kocaman mutfağı bulamayışına sinirlenmişti.

salonda oturan taehyung ise gözlerini ovulturmuş, bir süredir kırpmadığı için gözleri sulanmıştı. o da odasına gitmiş ve kirlenmiş kıyafetleri kirli sepetine atıp değiştirmişti üzerini.

salona tekrar döndüğünde ise jeongguk'u telefonda biriyle konuşurken görmüştü. taehyung'un salona girdiğini görünce jeongguk ise daha sessiz konuşmuştu.

"yaptığın pisliği temizliyorum minjoon. sonra gelirim yanına, görüşürüz."

telefonu kapattığında, taehyung merakla jeongguk'un yanındaki yeri almıştı.

"ne diyor?"

telefonu koltuğa koyup arkasına yaslanmış ve cevaplamıştı jeongguk;

"yanına gelmemi istiyor."

taehyung tereddüt eder bir surat ifadesine bürününce, küçük olan tekrar konuşmuştu.

"gitmeyeceğim. onunla ilgilenen birileri vardır illa ki."

"aslında benim de vardı, ama birkaç günlüğüne şehir dışına gittiler."

jeongguk kafasını olumlar gibi aşağı yukarı sallamış, etrafta bakışlarını gezdirmişti. taehyung'un yüzüne eski sırıtışı tekrar dönünce ise, jeongguk sıkıntıyla oflamış ve;

"yine ne oldu?"

hiçbir şey dercesine omuzlarını kaldırıp indirdi taehyung. daha sonra ise yüzüne bakmaya çekinen çocuğun çenesini bir eliyle nazikçe kavramıştı. bu dokunuş sonucu jeongguk'un bedenine bir titreme girmişti. titrek sesiyle;

"ne yap-"

lafını kesense taehyung'un dudakları olmuştu.

remember meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin