2.1

5.5K 302 48
                                    

Tarçın kucağımda Veteriner'e giderken, ona bir kutu edinmeyi aklıma yazdım ve otobüs durağına gelince durdum. Umarım sorunsuzca Tarçın'ı kontrol ettirebilirdim.

Neyseki Tarçın uysal bir şekilde kucağımda uyumuştu yol boyu. Veterinere doğru yürüken tam karşımdan gelen Poyraz'ı görüm. Üstündeki eşofmanları onun spordan çıktığını gösteriyordu.

Beni fark edip durunca bende durdum.

"Hangi rüzgar attı seni buraya?"

"Tarçın, Poyraz. Poyraz, Tarçın. Dün sahiplendim bugün kontrole getirdim veterinere. İşin yoksa sende gelsene?"

Poyraz saatine baktı, kafasını salladı.

"E hadi o zaman, Tarçın'ı fazla bekletmeyelim."

Ben önde Poyraz arkada veterinere girdik ve sıra beklemeye başladık. Bu sırada Tarçın benim kucağımdan Poyraz'a zıplamıştı. Poyraz irkilse de güldü ve bende güldüm.

"Acaba kız mı erkek mi?"

"Ne fark eder ki?"

"Kızsa Tarçınnur koyacağım adını."

Poyraz ve ben sesli bir şekilde güldük ve sıra bize geldi.

Kedim Poyraz'ın kucağında içeriye girdiğimizde sevecen bir kadın doktor bizi karşıladı.

Poyraz kediyi metal sedyeye koyduğunda içime kötü bir his çöktü.

"Merhabalar ben Sevcan hanginiz sahibi?"

"Ben," diyerek elimi kaldırdım.

"Ne zaman  ve nereden sahiplendiniz?"

"Dün, kapıcımız sokaktan bulmuş sanırım."

"O zaman genel şeylerle başlayarak bir karne oluşturalım ve ney eksik ona bir bakalım." 

Biz Poyraz'la geriden veteriner'i izlerken Tarçın huzursuz gibi durmuyordu.

Kısa bir bekleyişin ardından doktor konuştu.

"Erkek ve doğuştan kör bir kedi ne yazık ki... Ve tam 3 aylık bu da demek oluyor ki yaklaşık 5 insan yaşı."

Kör olduğunu duyunca içime oturan kötü hissi anlamıştım. Gözlerim dolmuştu. Belki buna ağlanmazdı ama o kadar hevesliydim ki bana arkadaş, yoldaş olur diye sanki yakın arkadaşım kör olmuş gibi üzülmüştüm.

"İsmi var mı?"

Benden önce Poyraz cevapladı.

"Tarçın."

"Tarçın'a düzenli yapmamız gereken aşılar olacak, bunun için bir takvim oluşturacağım. Uymanız gerekecek. "

Dopdolu gözlerimle kafamı salladım ve veterineri aşı yapması için yalnız bıraktık Tarçın'la.

Dışarıya çıktığımda gözlerimden yaşlar düşmüştü.

"Kör olmasını beklemiyordun değil mi?"

Poyraz'a kafamı salladım ve gözlerimi sildim.

"Gel buraya."

Ben bileklerime gözlerimi silerken Poyraz beni kendine çekti ve sarıldı. Bende ona sarıldım. Kalbimdeki tüm hisler ayağa kalkarken Tarçın aklımdan silinmişti.

Neler oluyordu bana...

Tarçın için ağlarken Poyraz için kalbim deliriyordu.

Sanırım kafayı yiyordum.

"Hey bak, kör olsa bile senin yeteri kadar ilgileneceğinden şüphem yok. O kadar eminim ki, bence onun kör olduğunu hissetmeyeceksin bile."

Kafamı salladım ve gözlerimi sildim tekrardan. Birlikte Beklediğimiz koltuklara geri oturduk ve sessiz kaldık.

"Teşekkür ederim geldiğin için..."

"Ben teşekkür ederim teklif ettiğin için, Tarçın'ı çok sevdim."

Bir kedi kafesi almam gerektiğini hatırladım.

"Karşıdaki Petshop'a gidelim mi? Tarçın'ın ihtiyaçlarını alalım o aşı olurken."

"Olur."

Veterinerden çıkıp karşıya geçecekken dalgınlık ile etrafıma bakmadan yürüyordum ki bunun için pişman olmam sadece bir kaç saniyemi aldı.

Büyük bir korna ve fren sesi birbirini harmanlayıp koca bir şaşkınlık ve korku hediye ettiler bana.

Arabanın farlarına çevrilen kafamla Poyraz'ın koluyla beni belimden kavraması aynı anda olmuştu. Poyrazla birlikte yere savrulurken kolumun parçalandığını hissettim.

Şoku atamazken Kolumda büyük vir acı hissettim. Poyraz beni çekerken sağ kolumun üstüne düşmüştük.

"İyi misin, bir yerinde bir şey var mı?" 

Poyraz düştüğü yerden düzelip bana sorduğunda aynı anda arabanın sahibi arabadan inip konuşuyordu ama duyamıyordum.

"Kolum,"

Şokla ağzımdan dökülen tek kelime olmuştu. Poyraz acıyan kolumu eline aldığında yırtılmış kazağımı sıyırdı ve kötü bir manzarayla karşılaştı.

Daha önceki iğne izleri ve yüzülmüş şekilde kanayan koluma baktı. 

"Gel veterinere geri gidelim, orda elbette ki bir şey yaparlar." Kafamı salladım ve ayağa kalkacakken Poyraz durdurdu.

Çok kez saçlarına taktığı bandanalardan bu sefer bileğinde vardı ve Poyraz onu çözdü ve benim koluma sardı. Lacivert bir bandanayla   beni ayağa kaldırdı.

Ben kolumu tutuyordum ve o da kolunu omzuma atmıştı. Başımıza toplanan kalabalığı umursamadan o kadar insanın içinden tek bir kişiymişiz gibi ayrıldık.

Sevdiğim bir kitabın içinde bir sahnede diyordu ki, bir adamı dört şekilde sevebilirsiniz. Gözlerinizle, bedeninizle, ruhunuzla ve kalbinizle.

Ve sanırım bende artık Poyraz'ı dört şekilde seviyordum...




Anonim; Yıkık Sevgilim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin