•}[11]{•

2.1K 242 144
                                    


31052019 ~ 0022

~~~

"Nerede ki şimdi bu oğlan?"

Jeno fizik dersinden beri görmediği Jaemin'i okulda aramaktan vazgeçip, yurda geçmişti.

Saat epey geçti fakat Jaemin'in uyduğunu düşünmüyordu.
Çünkü kendisi bu saatlerde uyumak yerine deli gibi ders çalışırdı. Jaemin'inde bunu yaptığına emindi.

"Seni salak!"

"Öğretmeninle konuştum! Sana ortalamanı düşürecek hatalar yapma dedim!"

"Baba lütfen... Yoruldum artık."

"Bir kere Jaemin, sadece bir kere 1. Olup babanı gururlandır!"

"Olmuyor! Anlıyor musun beni?! Bu kadar kolay değil! 1. Olmak falan istemiyorum. Neden sıradan bir öğrenci olmama izin vermiyorsun?! Ne kadar çalışırsam çalışayım seni memnun edemiyorum!"

"Başarısız oğlu olan bir baba olmak istemiyorum. Jaemin senden utanıyorum.
Babanın itibarını yerle bir ediyorsun."

"Utanmaya devam et o halde. Artık bir şeyler için çabalamayacağım! İtibarın gram umrumda değil!"

Jeno, yurdun boş koridorunda yankılanan sert tokat sesiyle olduğu yere çivilenmişti.
Adamın attığı sert tokatın sadece sesi bile acı vermişti.

"Mezun olduktan sonra, gözüme görünme Jaemin. Sakın."

Adamın son cümlesi bu olmuştu.
Artık sinir dolu sesi duyulmuyordu.
Boş koridorun fayanslarını pahalı ayakkabılarıyla döverken Jeno adamın ne zaman gittiğini anlamamıştı bile.

Hatta Jaemin'in ona nefretle bakan gözlerini daha yeni hissediyordu bedeninde.
Onunla göz göze gelmek istemiyordu, hatta az önce olanları duymakta istemiyordu.

"Ah okul birincimizde buradaymış."

Pembe saçlı olan gülümsedi hafifçe, kafasını sağa yatırdı.
Sonunda Jeno'un gözlerine bakabiliyordu.
Karşısındaki beden ne yapacağını bilemezken konuşmak için dudaklarını araladı.

"Şey-"

"Söylesene Jeno. Hangimiz daha itiz?""

"Ne?"

"Bence o benden daha it."

"Jaemin? İyi misin?"

"Hayır Jeno. İyi falan değilim."

Yorgun bacakları güçsüzleşmiş bedenini taşıyamayacak hale gelmişti.
Dizleri üzerine aniden çökerken kıkırtıyla gözünün önüne düşen pembe saç tutamlarını geriye attı.

"Şerefsizin teki değil mi?"

Boşluğuna gelen soruyla nasıl cevap vereceğini şaşıran oğlan tam ağzını açmıştı ki, gecenin bir yarısı okuldaki öğrencilerin hemen hemen hepsinin uyuduğu yurtta yürek yemiş pembe saçlı,

"İT HERİFİN TEKİSİN BABA!"

Diye bağırmıştı.

Jeno pembe saçlı olanın birden bağırmasıyla yerinden irkilinden Jaemin'in ağzını sıkıca kapamış ardından kafasına vurup yurdun çıkışına kadar peşinden sürüklemişti.

Jaemin'i merak edip sıcak ve sakin yurt odasından çıktığı için deli gibi pişman hissediyordu.
Belki okulda da kalabilir ekstra derste çalışabilirdi.

"Kim var orada?!"

Jeno yurdun bahçesine kısa bir bakış attı, bekçinin nerede olduğunu bilmiyordu ama adamın sesi çok net bir şekilde duyulabiliyordu.
Yanındaki beden ise her an "Bok var!" Diye bağıracak potansiyeldeydi.
Bir yere saklansalar hiç fena olmazdı.

Girişteki koca merdivenin altındaki boşlukla bir süre bakıştıktan sonra hiç düşünmeden yanındakiyle birlikte oraya girmişti.

Bedenleri merdiven boşluğunun karanlığında kaybolurken artık sadece nefes alış veriş sesleri duyuluyordu.
Merdivenin altına girdiklerinde gelen rahatlama hissi ile kafasını duvara yasladı Jeno.
Fazla adrenalin ona iyi gelmemişti.

Jaemin'in kolunu bırakırken kafasını ona çevirdi.
Yurdun yetersiz aydınlatmalarıyla aydınlanan yüzü önüne eğikti.
Göğsü kalkıp inerken yüzünde belli belirsiz bir gülüş vardı.
Güzel görünüyordu.
Çok geçmeden o da kaybolmuştu. Güzelliği değil, belli belirsiz gülüşü.
Dizlerini kendisine doğru çekerken, yüzünü kollarıyla saklamış ve dudaklarından sessiz bir hıçkırığın kaçmasına izin vermişti.

Yanında Jeno'nun olmasını dahi umursamadan ağlamıştı öylece Jaemin.
Buna deli gibi ihtiyacı vardı.

Pembe saçlının sarsılan bedenine bakakaldı Jeno.
Ağlamasını beklemiyordu.
Yanında biri ağladığında ne yapması gerektiğini de bilmiyordu.
Annesi küçükken saçlarını okşardı ama bu o küçük bir çocukken işe yarıyordu.

Şimdilik tek çözüm yolunu uygulayıp uygulamama arasında ikilimdeydi.
Eli korkakça Jamin'in saçlarına gitti.
Parmakları saç tutamlarında gezinirken fısıldadı sessizce.

"Annem ben ağladığım zaman hep saçlarımı okşardı ve ağlamam dururdu. Belki işe yarar."

Cümlesini bitirdikten sonra biraz durdu. Jaemin'in yumuşak saçları çok güzeldi. Cidden çocuğun saçları fazla güzeldi.
Saçlarını okşadığı bedenin kokusunda sarhoş olmuş gibi hissediyordu.

"İşe yaramazsa tekme atabilirsin ve bende ellerimi koşarak çamaşır suyunda yıkayabilirim."

Yalandı.
Ne Jaemin'in tekme atmasını istiyor ne de ellerini bir daha yıkamak istiyordu.

~~~
31052019 ~ 0107
Ulan bu bölümü yazarken canım çıktı kdlsksşsld
Syglr
Svglr

Real. •}[ Nomin ]{•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin