İnci odadan çıkınca dolabıma geçtim ve kombinelerimden birini aldım.(MULTİ) Giyinip kızıl-turuncu saçlarımı düzleştirip beremi taktım. Göz makyajı yapıp kırmızı rujumu sürdüm. Kot çantama iki defter ve kitap atıp makyaj malzemelerimin bulunduğu çantayı da koydum. Gözlüğümü alıp aşağı indim. Babam bana bakıp cık cık cık yaptı. Ama tarzımın bu olduğunu bildiğinden saygılı olup bir şey demedi. Ama annem…
“Kızım bu ne? Böyle okula mı gidilir? Azıcık şu Hüsniye (Burada İnci gözlerini deviriyor.)’ye bak da örnek al. Cici kız ol azıcık.”
“Of anne rahat bırak beni.” O da cıklayıp mutfağa geçti.
“Açsanız bir şeyler yiyin kızlar.” İnci’ye baktım.
“Aç değilim ben.”
“Bende değilim. Hem geç kaldık baba çıksak?”
“Peki.” Babam kapıdan çıktı. Biz de onu takip ettik. Arabaya binip okula gittik
Okula gelince arabadan inmeden gözlüğümü taktım. Okulda çoğu kişi göz rengimi bilmiyor. Çünkü çoğunlukla gözlükle gezerim. Arabadan inince İnci yanıma geldi. Babama el sallayıp okula girdik.
"Daha dersler başlamadı."
"Evet?"
"Birşeyler yiyelim mi?" Onaylayıp kantine yürümeye başladım.
"Ne istersin?"
"Biliyorsun."
"Peki bekle." O dopdolu sıraya girdim ve beklemeye başladım. Sıra bana gelince iki kaşarlı tost ve gazoz istedim. Alıp İnci'nin yanına gittim.
"Sağol." Yerken etrafı incelemeye başladım. Tüm masalar doluydu ve langırt makinasının başına üşüşmüş lise birler vardı. Bebek gibiler. Langırt nedir abi? Ben tostumu yerken biri başıma dikildi.
"Selam?"
"Yanınıza oturabilir miyim?"
"Neden?" Şu kızın lafa atlamalarına bayılıyorum.
"Tüm masalar dolu. Maalesef." Yerimde rahatsızca kıpırdandım ve İnci'ye baktım. Çocuk bizden ç.. Ben size okulu anlatmadım. Sori.
Şimdi biz İnci'yle ayrılmaz ikili olaraktan tanınıyoruz okulda. Bize Kızıl Kuinler diyolar. Neden Kuin? Çünkü benim adımın ilk iki harfi KU, İnci'ninki İN. Bunu da gerzek bir şahıs buldu ve pat! Herkes öyle seslenmeye başladı. Ve okulda korkulan tipler vardır ya. Ben oyum. Ama olmak isteyip istemediğimi kimse sormuyor.Benden dolayı da İnci de öyle. Çocuk da bizden bu yüzden çekiniyor olmalı...
"Zaten biz sınıfa gidecektik." İnci'ye bakıp başımı salladım. Sonra elimdeki peçeteyi ve gazozu çöpe atıp sınıfa çıktım. -İnci'yanımda geliyo. Kızı bırakmadım oralarda. İyi bir arkadaşım çünkü. Egom tavan yaptı bi saniye.- Sınıfa girince herkes bize dönüp sustular. Ofladım.
"Devam edin!" Her sabah bunu yapmaktan bıkmıştım. Sınıfın yalaka (aslında yalaka değil. Anladınız siz onu.) çocuğu yanıma gelip sıraya oturdu. Aslında bazen şu korkulma şeysi işe yarıyor.
"Sırama oturabileceğini kim söyledi Kaan?" Kaan (o yalaka çocuk) sıramdan kalkıp yanımda dikilmeye devam etti.
"Ne istediğini söyle ve çek git."
"Naber dicekdim."
"Tamam dedin. Git." Hala dikilmeye devam edince dik dik bakmaya başladım.
"Git dedim Kaan!" Kaan oflayarak sırasına geri döndü. Sonra öğretmen sınıfa girdi. Ders tarihti. Iyq ya. Neyse yat uyu Kumsal! Sırama yatarken, yanımdaki İnci'nin çoktan yatmış olduğunu gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ah Phen! (ASKIDA)
ChickLitOna her türlü lakap takıldı. Sürtük, şımarık, bencil. Ama o sadece Kızıl Kuin'di. ***************** "Hadi ama Portakal!" "Saçmalama. Yapmayacağım." "Hem Portakal lakabından da kurtulursun." "Eğer o boya, saçıma değerse..." "Naaparsın?" "Gerçekten, b...