1

120 7 2
                                    

          20 HAZİRAN 2003 KARS/KAĞIZMAN 

   Sabah herkesden önce uyandım. Zaten uyumayı hiç sevmezdi. Uyuku vakit kaybıydı benim için. 5 yaşında bir çocuktum ben oyun oynamam gerekirken uyuyamazdım.Ama bu sabah erken kalkmamın nedeni oyun değildi.Bu gün buradaki son günümüzdü.Manisa' ya gidicektik.Ama ben doğduğum şehirden ayrılmak istemiyordum. Köyde pek çocuk yoktu.Ben herkesin çocuğuydum. Canım nereye isterse oraya giderdim.

  Şimdiyse hiç gitmek istemediğim hiç bilmediğim bir şehre giditmek zororda bırakılıyordum.Ama HAYIR ! Gidemezdim.Gitmezdim.Biraz başına buyruk birazda inatçıydım istemediğim bir şeyi asla yapmazdım.Kimse beni zorlayamazdı.

  Süzülerek yatağımdan çıktım.Hızlıca bir kot pantolun ve üzerinde çilerkler olan pembe beyaz bir buluz giydim.Parmak uçlarımda evden çıktım.spor ayakkabılarımı giydim şimdi Kirli 'ye -dalmaçyalı küçük kopeğim - görünmeden bahçeden çıkmak kalmıştı ki o çok kolaydı Kirli uykucu bir köpekti. Ama yinede dikkat etmeliydim. Yılın bu zamanı havalar ısınmaya başladığı için köy halkı genelde yaylaya çıkardı.Köyde sadece çocuklar ve birkaç yaşlı kalmıştı.Koşarak köyün dişinda bulunan son evleride geçıp tarlalara geldim.Ayçiçek tarlasından geçtim buğday tarlasını aştım.Sonunda Sedat abim - babamın öğrencisi ve bana bakan kadının oğlu- ile sıkça geldiğimiz meyve bahçesine varmıştım.Sedat abim sağolsun 1.5 yaşımdan beri ağaca köydeki çocukların neredeyse hepsinden iyi tırmanırdım.En uzun elma ağacına tırmandım karnım acıkmaya başlamıştı elmalardan yemeye başladım.

  Bir süre daha ağaçta oturdum canım sıkılmaya başlamıştı.O sırada birşeyler duymaya başladım biri bağırıyordu sanki.Bir süre sonra ses yaklaştı ve anlam kazanmaya başladı.Ses Sedat abime aitti. " HAZEL ORDA OLDUĞUNU BİLİYORUM." Sanırım beni görmüştü .Ama burdan çıkmam gitmek zorunda olduğum anlamına gelirdi."HAZEL YAPMA GÜZELİM YA HADİ AŞŞAĞI İN." Şimdi tam ağacın altında bekliyordu. hiçbirşey soylemedim sadece omuz silktim.Sedat abim durur mu? Birkaç saniyede yanıma çıktı."Hazel sunnetten kaçan çocuklar gibi napıyosun ağaç tepelerinde?" " Beni istemediğim bir yere götüremezler, gitmiycem."Bana ne ben burayı seviyorum."  " Bence gidersen daha mutlu olursun." Beni ikna etmeye çalışıyordu ama hayır ben Hazel Eda Ariz ' dım.Ve ben asla istemediğm bişey yapmazdım." Neden miş o ?" diye sordum gerçi bişey değiştirmezdi ama olsun." Çünkü gideceğin yerde bisürü park olacak" Tamam beni ikna etmişti."Tamam hadi gidelim." yüzünden belli belirsiz bir hüzün geçti ama bişey söylemedi.

 Hızla ağaçtan indik.Eve doğru koşmaya başladık. Çok geçmeden evin önüne varmıştık.Bahçe çok kalabalıktı.Sanırım tüm köy halkı bahçedeydi.Herkes bişeylşer söylüyor kadınlar sarılıp ağlaşıyordu.En son köydeki en yaşlı kadın olan Maşe olduğunde onları böyle görmüştüm.Sedat abime eğilmesini işaret ettim. O eğilince kulağına " Kim öldü?" diye sordum.Bana tuhaf tuhaf baktı ve bir kahkaha patlattı."Siz gideceğiniz için herkes burada kimse ölmedi yani." Onaylarcasına başımı salladım.Herkesle tek tek vedalaştıkdan sonra arabaya bindim tüm köyü hüzün sarmıştı sanki.Kirli anasınıfı öğretmeni olan Ayşe ablanın elindeydi bundan sonra ona o bakacaktı.Ondan ayrılmak çok zordu.Anne ve babam da arabaya bindi.Babam arabayı çalıştırdı.Kirli Ayşe ablanın kucağından atladı arabanın peşinden gelmeye başladı.Bizi bırakmak istemezcesine peşimizden koşmaya başladı.Köy çıkışına kadar bizimle geldi.Sonunda durdu ...Hiç kıpırdamadan bekledi bekledi bekledi.Bir süre sonra gözden kayboldu...

<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3

 Gözlerimi açtığımda bir ranza,büyük bir elbise dolabı,dambıl-yanlış yazmış olabilirim veya isim yanlış olabilir şu küçük halter tipli şeyler işte-ve köşedeki gıtarla dekore edilmiş sevimli bir odadaydım.Odayı biraz daha dikkatli inceleyince Yiğit ve Btuhan abimin -kuzenleim- resimlerini gördüm.Sanırım amcamlardaydık.Yataktan kaltım ve salon olduğunu tahmin ettiğim yere doğru yurumeye başladım.İçeriden sesler geliyordu kapıyı açtım annem babam, Kemal amcam ve eşi Aylin yengem, Naile halam ve eşi Bayram amcam ve Yiğit abim oturuyorladı hepsini çok özlemiştim.Gidip hepsine tek tek sarıldım.Biraz hasret giderdik.Sonra Yiğit  abim ile sitede dolaşmak için çiktık.Parka gelince Yiğit abim " Hadi gel seni arkadaşlarımla tanıştırayım" dedi ve beni peşinden kamelyaya doğru sürükledi.Kamelyada iki erkek oturuyordu.Birinin sarı saçlı mavi gözlü hafif köşeli yüzlü yakışıklı mı yakışıklı bir çocuktu.Diyeri ise ondan bikaç yaş daha küçük kahverengi kıvırcık saçlı siyahın en derin tonlarını barındaıran gözlere sahip tatlı bir çocuktu.Yiğit abim " Kuzenim Hazel" diye beni tanıttıktan sonra bana döndü ve sarı saçlı olanı gösterip" Yakın arkadaşım Eray" dedi.Daha sonra kıvırcık saçlı olanı gösterip"Bu da Eray' ın kardeşi Tuna" dedi. Bir süre konuştuk parkata oyun oynadık daha sonra Aylin yengem bizi çağırdığı için eve döndük yemek yedik o kadar yorgundum ki kendimi yatağa atmamla uykunu tüm hücrelerimi sarması birolmuştu.Ve kendimi karanlığa bıraktım...

 Merhaba arkadaşlar öncelikle bu benim birazı yaşadıklarım birazı ise kurgu olan hikayem. Umarım beyenmişsinizdir.Bu bölüm bi flashbackti bidahaki bölüm 2014 yılından olucak.Aslında vote veya yorum için değil eğlenmek için yazıyorum.Ama +1 voteda yeni bölüm gelir.-Okuyup beğndiğinizi hissetmek için bu-                       

                      

  

YALNIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin