BÖLÜM-1

10 0 0
                                    

"Kendimi durduramıyorum doktor bey. Yani aklımda sadece bileklerimi kesmek ya da nehire atmak var. Durduramıyorum, ne dediyseniz yaptım. Hobiler, arkadaşlar, yaşam amacı arama, düzenli bir yaşam. Olmuyor ne yaparsam yapayım bu dünya için fazlayım gibi geliyor. Doktor, anlıyorsun değil mi beni? Ben galiba pes ediyorum."Koltuktan kalktı ve kapıya yöneldi. "Durun! Eylül hanım. Yaşayamamak diye bir şey yoktur. Yaşamak istemiyorum diye bir şey vardır. Siz fazlalık değilsiniz. Sadece öyle görünmesini istediniz, kendinizi de buna inandırdınız. Bakın... Gidip kendinizi öldürmeyi deneyin çırpınıp kurtulmak istediğinizi görüceksiniz. Sadece, yaşayın. Ya da gidip kendiniz deneyin ve görün."
Düşününür bir biçimde kafasını salladı ve odadan çıktı. Saat 17.28 di. Masadan telefonumu ve askılıktan ceketimi alıp çıktım. Sanırsam bir hastam daha vardı ki asistanım hemen uyarma gereği duydu. "Cihan bey. Nereye? Henüz bir randevunuz daha var. Saat 18.00 da. Cihan bey?"

"Öznur, sıradaki hastayı yarın ilk sıraya al ve özür amaçlı bir çiçek ver geldiği zaman"

Sol gözümü kırpıp arkamda hayran bir çift bakış bıraktığıma emin olarak çıktım. Arabama doğru yürürken telefon melodim kulağıma doldu. Telefonun arayan kişi kısmında 'Bayan Güzellik' yazısını görünce bekletmeden açtım.
"Buyrunuz meleğim."
"Ah Cihan. Bu gün ki işi unutmadın değil mi?"
"Unutmam ne mümkün anneciğim. 1 haftadır her gün en az 3 kere hatırlatıyorsunuz. Ayrıca merak etme şu an yolda sayılırım."
"Afferin akıllı oğluma, güzel bir buket çiçek almayı unutma. Randevuya çıkmanı istediğim kız tam da bana layık."
"Üzgünüm kapatmam lazım güzellik. Seni sonra ararım."
Telefonu kapatıp cebime attım ve arabanın kilidini açıp sürücü koltuğuna geçtim. Arabayı tam çalıştıracağım sırada telefonumun bildirim sesiyle irkildim. İlk başta görmezden gelsem de ard arda gelen bildirimler, merak duygumu kabartdı. Telefonu açıp baktığımda Sıla'dan gelen mesajları okunmaya başladım.
SılaCenk, üzgünüm ama nu gece sana katılamayacağım...
Sıla: Umarım sana umut vermememişimdir.
Sıla: Biliyorsun zaten ikimiz de istemiyorduk, sen anneni kırmamak için ben de çıkarım için bu randevuyu kabul etmiştik, ama senin dediğini yapıp kendime saygı duyucam ve kişiliğinden bu tarz randevularla ödün vermiycem. Sen iyi bir psikologsun.
Sıla: Güzel bir hafta geçirdim umar dost kalmayı başarırız ve tekrardan özür dilerim, doktor...

Sıla annemin sosyeteden bir arkadaşının kızıydı. 'Yabancıya gitmesin' mantığıyla çöp çatanlık yapıp bizi nişanlamayı istiyordu ikisi de. Aslında Sıla'nın güzel bir görünüşü olmasına rağmen o güzelliği annesinin isteklerini yapma karşılığında, aldığı paralarla borçluydu. Açıkçası bu mesajı içimi rahatlatmıştı. Onu bir kadın gibi görmemiştim en baştından beri. Çocuksu egosu olan basit bir sosyete annenin kızıydı.
Cihan: Nasıl rahatladığımı anlatamam...
Cihan: Umarım irtibatı kesmeyiz, seninle arkadaş olmak güzel. Ne zaman bir psikologa  ihtiyaç duyarsan -ve tabi bir arkadaşa- yolu biliyorsun güzellik.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 09, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EcmelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin