okuldan yeni çıkmıştım ve yorgunluktan ölecek gibiydim.
aklımdan geçen tek şey eve gidip sonsuza kadar uyumaktı çünkü sınav haftası başlamıştı ve ben her sabah, beşe kadar çalışıyordum. bu yüzden benim için eve ne kadar erken gidersem o kadar iyi olacaktı. dinlenmek için vakit kazanacaktım.
tenha bir ara sokaktan geçiyordum. burayı oldum olası pek sevmemiştim. barların olduğu bir sokağın arka kısmıydı, yani depo çıkışlarının olduğu yer. her zaman çok fazla gürültü olurdu.
amacım sadece oradan geçip gitmekti fakat sokağın sonunda karaltıyı görünce duraksadım, kenarda bir kedi vardı ve kesik kesik inliyordu. buradan alıp evimin arkasındaki yuvaya koyabilirdim. orada yemek ve arkadaş bulurdu. daha iyi hissedeceğine emindim. o tarafa doğru birkaç adım attım.
fakat ben daha yaklaşamadan çelimsiz bir beden belirdi ve kediye doğru hızla yürümeye başladı.
yabancı bedeni görünce anlamsız bir şekilde panikleyip duraksadım. sanırım barın depo bölümünden çıkmıştı.
inleyen kedinin önüne çömeldi ve önüne bir bez koyarken söylendiğini duydum.
"ah, bu sefer kesinlikle kovulacağım. kendimi yemek çalıyormuş gibi hissediyorum. ama sen her akşam buraya gelip böyle inlersen ne yapabilirim ki? neyse sen boşver bunları. hamilesin değil mi? sürekli uyuyorsun ve karnın şiş, sanırım yakında doğuracaksın. yorgun olmalısın hatta yemek aradığından bile emin değilim. seni barınağa götürmem gerek ama ben işten çıktığımda saat çok geç oluyor. gündüzleri de okulda olduğum için seni götüremiyorum ama söz, bir gün okulu asıp seni ve yavrularını barınağa götüreceğim."
kediyle konuştuğunu fark edinceye kadar telefonda olduğunu sanmıştım. ve o orada kediyle konuşmaya devam ettiği zaman zarfı boyunca sadece orada durup mimiklerini izleyebildim.
mesela kedinin önünde durup bezi açana kadar yüzünde tedirgin bir ifade vardı, kaşları çatılmıştı ve sürekli arkasını kontrol ediyordu. paketi açıp kediyi yemesi için harekete geçirmeye çalışırken ise kedi için endişelenmiş gibiydi, kaşları gözlerinin üzerine binmişti ve yoğun bir şekilde kediye bakıyordu. kedi yemek yemeye başladığında ise kocaman gülümsedi. ardından kedinin kafasını okşayıp ayağa kalktı.
kazara isim kartını düşürdüğünde ismini görebilmek için bakmaya çalıştım fakat sadece baş harfini görebildim. j'ydi. adı j ile başlıyordu.
ardından gözlerim gülümsemesinin güzelliğine takılı kaldı. güzeldi. çok güzeldi. hatta dikkatli bakınca fark ettim de, o gördüğüm en güzel kadındı. kahverengi saçları omuzlarından sarkıyor esmer teniyle ahenk oluşturuyordu. orada olduğum süre boyunca güzelliğini tanımlayacak sıfat bulamadım.
ve bu sadece orada olduğum süreyi değil tüm yaşamımı etkiledi. onu orada sadece birkaç dakika gördüm ardından zaman kavramı ölümün gözlerini bağladı ve yorgunluğun bitap düşürdüğü beni bir daha asla görmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2U
Fanfictionve seni gördüm. ben, bize kimsenin ulaşamayacağı bir dünya biçiyorken, sen size bakıyordun. cinsel içerik bulundurur! roseanne park ✘ jennie kim © gayroot | 030719