/ 7 NISAN 2016 /
Yorganı çıplak bedenime çektim biraz daha ve onu giyinirken izlemeye devam ettim.Pantolunu giymiş kemerini bağlıyordu büyük bir ciddiyetle,sanki dakikalar önce büyük bi tebessümle beni öpen o değilmiş gibi.
"Şirkete kaçta geliyim yarın?"diye sordum o gömleğini üzerine geçirirken.Az önce birlikte olduğum adam icin yarın onu görecek olmanın heyecanını yaşıyordum şimdiden.
"yarın şirkete gelme"dedi saatini takıp telefonunu eline alırken.Yatağa ellerini yaslayıp yüzüme yaklaştı,öpecek gibiydi.Nefesini dudaklarıma vererek,odadan çıkmadan önceki son cümlesini kurdu.
"yarın şirkete gelme çünkü kovuldun.Şirketimde tadına baktığım kişileri barındırmayı sevmem"
Kapıyı,arkasında bıraktığı enkazı rahatsız etmek istemiyormuş gibi yumuşak bişekilde kapatıp gitmesinin üzerinden dakikalar sonrasında tekrar darbe yedim onun tarafından.Yaşadıklarımı yüzüme vururcasına,altına aldığı bi fahişeymişim gibi bir deste para bırakmıştı komidine...
Yattığım o yatakta ölmüştüm ben,ruhum bu odanın sınırlarından koşarak çıkmış,bulduğu en yakın köprüden aşağı sallandırmıştı kendini.Kalbim yataktaki canlılığımın tek göstergesi olarak atıyordu belki ama birazdan o da utançtan kendini imha edecek gibiydi.Herseyi idrak edip utancın herbir zerremi yakıp kavurduğu o ilk an,bi hıçkırık koptu boğazımdan.Sonrasında ise saatlerce ağlamıştım hatta o kadar çok ağlamıştım ki gözlerimi sonraki günlerde zorlanarak açmama neden olacak türdendi.
Pişmanlık,öfke,nefret,utanç hepsini en ağır halleriyle yaşıyordum,boğuluyordum adeta.Yataktan kalkmış bulduğum herşeyi,çıkıp gittiği kapıya küfürler ederek fırlatmış,odadaki herşeyi yerlebir etmiştim.Kırdığım camlar elimi kesmişti ama kalbimin acısından bunu hissedememiştim.Herşeyi kırıp döktükten sonra yerde duvara sinmiş ağlarken komidine bıraktığı paralar tekrar gözlerime ilişti.Yerimden bi hışımla kalkarak komidindeki parayı almıştım.Arkasından bıraktığı sigara paketinden çakmağı çıkarıp lavoboya koşmuştum adeta.Yakacaktım o paraları,yaşadıklarımı yüzüme vuran bu kağıt parçalarını küle çevirip yok edecektim.Belki utancımı da kendiyle alır götürür umuduyla.Çakmağı yakıp paraların üstüne atmak üzereyken kafamı kaldırmış aynadaki yansımamla karşı karşıya gelmiştim.
Bitmiş,tükenmiş,ağlamaktan bitap düşmüş halime.Ruhumu aradım gözlerimde,ama yoktu gitmişti.Tükenmiştim ben..
Sonra sanki aynadaki yansımam benden farklı hareket ederek bana seslendi."Ah zavallı Jeon seni böyle ezmesine,kullanıp atmasına karşı böyle mi davranacaksın.Yıllardır korkak,pasif biri olduğun yetmedi mi?Ölen ruhunun intikamını almayacak mısın?"
Bu söylediklerimi başkası duysa bana deli der belki ama hayır ben deli değilim.Ben içimdeki sönük karekterimle yüzleşmiştim aslında aynada.
O an karar verdim işte.Çakmağı söndürmüş,para destesini elimde tutmuş aynaya bakarak o sönük,sessiz,aldığı darbelerden bitap düşmüş benliğime;
Jungkooka yemin etmiştim.
"Akıttığım herbir gözyaşı üzerine yemin ederim ki,senden intikamımı alacağım Kim Taehyung.Öyle bir alacağım ki seni herbir zerren acıyla kavrulana dek yakıp,mahvedeceğim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Narcissus // Taekook
Fanfictionİntikam hırsıyla kavruluyor,cayır cayır yanıyorum.Kaybolan ruhumdan geriye kalan herbir kemiğim sızım sızım sızlıyor.Akıttığım herbir gözyaşı üzerine yemin ederim ki senden intikamımı alacağım Kim Taehyung.