KOMŞUMUZ CEVRİYE HANIM

27 0 0
                                    

"İki katlı sarı kapılı evin kapısı telaşlı telaşlı çalınıyordu. İçeride otuz yaşlarındaki kadın meraklı bir şekilde kapıya koştu. Saat gece 01.00'di. Bu saatte kapıdaki kim olabilirdi ki?
Tahmin etmek çokta zor değildi aslında. Tabi ki çocukluk aşkı Hayri idi bu.
"Kim o" dedi.
"Cevriyem benim aç kapıyı" dedi Hayri.
"Hayri bey gidin lütfen. Bu saatte ne işiniz var kapımda."
"Bir kerecik göreyim o gül yüzünü. Cevriyem çok görme bunu bana."
"Olmaz efendim. Lütfen gidin."

Hayri sessizce merdivenlere çöktü. Bu kez de görememişti sevdiği kadının yüzünü. Bu sevdaya nerden tutulmuştu. Oluru da yoktu aslında biliyordu. Ama gönül ferman dinlemiyordu işte.

Komşu kızı Cevriye hanım...

Güzelliği dillere destandı. Ondan marifetlisi bulunmazdı bu mahallede. Tüm gençler onu konuşur, evli erkekler içlerini çekerlerdi keşke diye. Oysa talihsiz Cevriye kaptırmıştır gönlünü şerefsiz bir herife. Kısa sürede evlenirler. Çok sever Cevriye Osman'ı. Fakat Osman efendi uslanmak bilmez, eli ekmek tutmaz, işe yaramaz herifin tekidir. Kıymetini bilmez Cevriye'nin. Karısı onu deli gibi sevip gözünü çevreye kapatmışken, o her gece başka bir meyhane de sabahlar, üstüne eve gelince gül gibi karısına el uzatırdı.

Allah onlar bir çocuk vermediği için, Cevriye'nin çilesini ondan başka bölüşen de olmamıştır. Tam iki sene dayandı Cevriye çok sevdiği adama. İki senenin sonunda içinde tek bir sevgi kırıntısı kalmayınca boşanma kararı aldı. Kimse desteklemedi onu ailesinden. Oysa hepsi bilirdi bu adamın elinden neler çektiğini. Kendi başının çaresine baktı kadın. Uzun süren boşanma davası bitince derin bir nefes aldı ve bir söz verdi kendine: 'Bundan sonra aşka kapatacaktı kalbinin kapılarını'

Öyle de yaptı. Boşanma süresinde ailesinden göremediği desteği sonrasında vermek isteselerde kabul etmedi. Gururlu kadındı Cevriye. Kendi atakları üzerinde durabilirdi. İki katlı ahşap evin birinci katında oturan 70 yaşlarında Fatma teyze ve Necmi amcanın evinin kullanmadıkları ikinci katını kiraladı. Bir odasını kendine dikiş dikmek için ayırmıştı. Marifetli ellerinin dikemediği sökük yoktu. Güzel elleri dikiş dikmek için yaratılmış gibiydi. Renkli kumaşlardan çeşit çeşit elbiseler diker, genç kızları yurt dışı modasına teşvik eder, değişikliklere alışmalarını sağlardı. Diğer yandan kirada oturduğu yaşlılarının yaşamlarını kolaylaştırmak için evin temel ihtiyaçlarını karşılardı. Bundan asla gocunmaz, bilhassa bu işi severek yapardı.

Zaman zaman alışverişe çıkar, yolda gençlerin tahrik edici sözlerine, ıslıklarına maruz kalır ancak başını kaldırmaz, kulaklarını tıkar evin yolunu tutardı. Yıl 1985'ti. Devir değişiyordu. Bu devirde dul kalmak zordu. Ama içi rahattı. Artık korkmuyordu. Özgürdü. Bu hayat onundu ve dilediği gibi yaşayacaktı, elbette kendi doğrularından ödün vermeyecekti...

Zaman zaman aklı, çocukluk aşkı Hayri'ye kayardı.

Hayri...
Yaz tatillerinde anneannesinin yanına tatilini geçirmek için gelen yakışıklı çocuk. Kumral, yeşil gözlü, yaşıtlarına göre fazlaca iri oğlan. Onunla vakit geçirmeye bayılırdı. Çocuklardı işte. Birlikte fazlaca yaramazlık yapmış, eğlenmişlerdi. Büyüdükçe Cevriye unutmuştu onu. Fakat Hayri hiç unutamadı ilk aşkını. Sonra duydu ki evlenmiş, başka birine yar olmuştu sevdiği kız. Dayanamadı gözü görmesin kulakı duymasın, gözden uzak olan gönülden de ırak olur dedi ve yurt dışına gitti. İki sene bir fiil şirketinin Almanya şubesinde başını işten kaldırmadan çalıştı. Unutmadı ama acısı hafifledi belki de. Bir kez olsun evlenmeyi aklından geçirmedi.

Önemli bir ihale için İstanbul'a dönmek zorunda kaldı. İhaleyi kazanınca sevincini paylaşmak için eski mahallesinde İbrahim'i ziyaret etmek için yolunu o tarafa çevirdi. Bir de ne görsün; Cevriye. Gönlünün sultanı salına salına geçiyordu önünden. Sonra arkadaşı İbrahim'den öğrendi ki ayrılmış hayırsız sevdiğinden. Pır pır etti yüreği. Hiç bir şey eksilmemişti zaten sevgisinden. O günden sonra her fırsatta kapısına dayandı. Biliyordu onun da bir şeyler kalmıştı çocuksu yüreğinde. Biliyordu ikna edecekti onu bir gün."

Torununa sevgi ile bakan Kadın bir kez daha anlatmıştı hikayesini uyumak üzere olan kız çocuğuna.

Kendi kendine konuşunurken buldu kendini. "Komşunuz Cevriye Hanım, çok çekti ama gerçek sevgiyi buldu sonunda. Meğer gerçek sevda yanı başındaymış. Ah Hayriciğim iyi ki bırakmadın beni."

Kendinin bile zor duyduğu sesini, arkasından onu aşkla izleyen adam gözleri dolu dolu dinlemişti. Yaş almışlardı ama aşkları da onlarla her gün biraz daha büyümüştü. Söz verdi kendine Hayri efendi;  komşu kızı Cevriye Hanım'ı son nefesine kadar sevecekti...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 07, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Komşumuz cevriye hanımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin