1. Bölüm

3K 57 19
                                    

Ömür İlyas ev

Ömür evin içinde bir o tarafa bir bu tarafa gidip geliyordu. Normalde buna alışkındı abilerini az beklemdi. Ama şimdi durum başka. Bekledigi kişi kocası, yukarda uyuyan evladının babası.

2 saat önce ki telefon konuşması arkadan gelen silah sesi ile sona ermişti. Ne durumda olduklarını bilmediği için arayamıyordu. Tek yapması gereken İlyas'ın sağ salim eve gelmesi için dua etmekti. Ayakta ordan oraya gitmekten artık başı dönmüş yanan şömine önüne geçip oturdu. Havalar artık soğumuş kışın habercisi gibiydi. Yanan şömineye o kadar dalmıştı ki İlyas'ın arkadan onu izlediginin farkında bile değildi. Ani bir ürperti ile kendine gelip doğruldu. Duvardaki saat 12:00 gösteriyordu.

İlyas arkadan gelip omuzuna battaniye orterken Ömür yerinden sıçrayıp arkasına döndü. İlyası görünce rahatladı. Arkasından yanına geçip kollarını karısına sardı İlyas. Ömür de kafasını İlyas'in göğsüne koydu. İkiside bir müddet sessice oturup yanan ateşi izleyip ondan çıkann sesi dinlediler. Sessizliği ilk Ömür bozdu.

- Aç mısın?

- Hayır.

Sonrasında salondaki bebek telsizinden ufaklığın sesi geldi. O zaman İlyas'ın yüzüne bir gülümseme yayıldı. Ömür doğrulup ayağa kalktı.

- hadi sen üstünü değiş onu al gel bende bir şeyler hazırlayım.

İlyas kafasını tamam dercesine salladı. Ömür ayağa kalkıp mutfağa giderken İlyas da yukarı kata çıktı. İlk işi rahmetli yegenin adını verdiği Zeynepin yanına gitti. Aynı onun bebekligiydi. Hızır da gördükçe hep onu hatırlıyordu. Yalnız Hızır değil bütün herkes benzetiyordu. Kızı artık 7 aylık olmuştu.

Zeynonun odasına gittiğinde ufaklık uyanmış ve beşigine tutunarak ayağa kalkmış birinin gelip almasını bekliyordu. İlyas kızının bu haline gülerek kucağına alıp kendi odalarına gitti. Kızını yatağın ortasına bırakıp dolaptan üstüne temiz bir şeyler çıkarttı. Üstüne çıkartırken yüzünü biraz ekşiti çünkü bugünkü çatışmada bir kurşun omzunu sıyırmıştı. Gömleği çıkartıp kenara koydu. O sırada yatakta oturan Kızı da ona bakıyordu. Ona komik suratlar yaparak omuzundaki yarayı temizlemeye çalışıyordu.

Aşağıda her şeyi hazırlamış olan Ömür yukarı çıktı. Direk kendi odalarına gitti. Odaya girdiğinde İlyas'ın yatakta kızının karşısında oturup onu eğlendirirken aynı zamanda omuzundaki yarayı da temizliyordu. Yavaşça yanına gidip omuzundaki yaraya baktı. Derin bir nefes alıp İlyas'ın elindeki pamuğu aldı. Elindeki pamuğun aniden alınması ile Ömür'ün geldiğini anladı.

- Neden söylemedin.

- Önemli bir şey değil sıyırdı sadece. Hallediyordum.

- Zarar var mı?

- Bizden yok.

- Kim oldukları belli mi?

- Tahmin var. Neyse boş ver şimdi bunları. Hemen bir şeyler yiyip yatalım maglum yarın pazar abimin kahvaltısı var.

- Tamam bitti zaten.

Son yara bandını da yapıştırıp ayağa kalktı Ömür. İlyas'ın omzuna kafasını koyup ikiside yatağın ortasında kendi alemin de olan kızlarına bakıyordu.

- Dikkat et kendine bizim sana ihtiyacımız var. İlerde kızımızı kimden istiyecekler.?

- Efendim.

Ömür kendine dönen İlyas'ın yanağından öpüp kalktı. Yatağın ortasındaki kızını da alıp gülerek aşağıya indi.

İlyas da kendi kendine söylenerek üstünü değişip aşağıya indi. Mutfağa girdiğin de Ömür oturmuş Zeynoyu güldrüyordu. İlyas gelip masaya geçip Ömür'ün hazırladığı yemeği yiyeceği zaman durup Ömür'e döndü.

Edho Ömil 💕 ÖzalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin