🌸İyi okumalar 🌸
Bugün her zamankinden farklı bir heyecan vardı Alya'da. Bir çok sebep vardı heyecanlanması için ama hangisi daha ağır basıyor bilemiyordu. Sekiz yıldır eğitim gördüğü, her köşesinde anılarının olduğu, çocukluğunun geçtiği okulu bırakıp yeni bir okula başlamak mı onu heyecanlandırıyordu yoksa etrafında hiç tanımadığı yüzleri görmek mi? Alya liseye başlayacaktı bu sene. Nasıl bir ortamla karşılaşacağı hakkında bir fikri yoktu ve bu onu daha da tedirgin ediyordu. Nihayet o gün gelmişti. Annesiyle birlikte okulun kapısına gelmişlerdi. Eski okulundan tanıdık birkaç yüz görmek onu az da olsa rahatlatmıştı. Annesinin yanında olması da ona güç veriyordu ayrıca. Okulun kapısından içeri doğru girdi. Bahçe kalabalıktı. Okulun camlarına asılmış listelerden sınıfını kontrol etti. Artık annesini arkasında bırakıp yola tek devam etmesi gerekiyordu. Usulca kendi sınıfının olduğu bölüme gitti. Yan sırada eski okulundan tanıdığı bir arkadaşını gördü. Ve yanında yine eski okulundan bir kız daha.
Alya o kızdan hiç haz almıyordu. Ama o durumdayken bunu pek de belli etmek istemedi. Sıranın önünden beyaz gömlekli, siyah pantolonlu ve yine siyah ceketli bir kadın güneş gözlüklerinin ardından sıradaki öğrencileri süzüyordu. Daha sonra anladı ki bu onların sınıf öğretmeniydi. Kısa bir süre sırada bekledi. Herkes arkadaş edinme çabasındaydı. Alya da birkaç kişiyle konuştu ama pek sıcakkanlı olmadığı için uzun sürmedi konuşmaları. Sınıfları teker teker içeri almaya başlamışlardı. Üst sınıfların alkışları eşliğinde sınıflarına çıktılar. Alya'nın sınıfı üçüncü kattaydı. Merdivenlerden çıktıktan sonra koridorda yürümeye başladı. Sınıflara tek tek bakarken kendi sınıfını gördü ve içeriye girdi. Sıranın başında bekleyen o çatık kaşlı öğretmen sınıftaydı ve Alya'nın içeri girdiğini görünce önce onu tepeden tırnağa süzdü. Ardından Alya arka sıralardan birine oturdu. Öğretmen yüksek bir sesle "Sen oraya oturma öne gel bakiyim." dedi. Alya en ön sıraya oturdu. Yanında sürekli gülen ve çok konuşkan bir kız vardı. Alya'nın sevmediği insan tipiydi bu. Arka tarafında oturan kızlar da aynı o kız gibiydiler. Alya'yla konusmaya çalışıyorlardı ama Alya pek çekingendi. Arka sırasında oturan kız Alya'yla yer değiştirmek istedi. Alya hayır diyemedi ve yer değiştirdiler. Yanında oturan kız Alya'yla konuşmaya çalışıyordu ama Alya pas vermiyordu. "Hep böyle sessiz misin?". "Aslında değilim ama alışık olmadığım ortamlarda böyle olabiliyorum." dedi Alya. Yan tarafta sınıftakilerin bir kısmı kaynaşmaya başlamıştı bile. Birbirlerinin telefon numaralarını almaya başlamışlardı. Alya aralarına giremediği için canı sıkılıyordu. Yanında getirdiği defterden bir sayfa açıp bir şeyler karalamaya başladı. Yanında oturan kız ona döndü. "Yazın çok güzelmiş.". "Öyle mi? Ben hiç beğenmiyorum yazımı." diye cevap verdi Alya. Bu konuşması da yine kısa sürmüştü. İçeriye uzun boylu esmer genç bir kadın girdi. Hepsi ayağa kalktı. İçinde bulundukları dersin öğretmeniymiş. Okulların ilk günü hep aynıdır. Sıkıcı tanışma fastı. Onlar da bu geleneği devam ettirdiler, önce tanıştılar. Sıra Alya'dan geçince can sıkıntısından etrafına bakındı. Kapının hizasındaki sırada oturan beyaz tenli, kahverengi gözlü, üzerinde beyaz bir ceket olan çocuk gözüne takıldı. Simâsı tanıdık geliyordu. Yakışıklıydı da... Kimdi bu çocuk? Bu kadar yabancı kişinin içinde nereden tanıyordu onu? Alya bu işin peşine düşecek gibi duruyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANSIZIN
ChickLitAlya' nın ilkokulda kaybettiği bizlerin tabiriyle ilk aşkı ilerleyen zamanlarında, lise hayatında karşısına çıkmaktadır. Acaba bu küçüklük aşkı küllerinden doğacak mı?