Daha fazla onun bu halini izlemeye dayanamayacaktim.Derin bir nefes aldım ve usulca yanağına tatlı bir öpücük kondurdum.Özledigim kokusu bi anda burnuma doldu.Yavasca geri cekildim onu rahatsiz etmek istemiyordum ama son anda gözümden bir yaş damlası yanağına düştü, yavaşça yanagindan asagi benim her zaman ona çok yakıştırdığım kirli sakalına süzülüp kayboldu.Bir kaç saniye sonra o tatlı,sımsıcak,kahverenginin en tatlı tonundaki gözleri aralandı.O kadar sevimli bakıyordu ki ona bakarken zamanin nasıl geçtiğini anlamıyordum.Göz yaşlarımı silmeye vakit bulamadan eliyle gözyaşlarımı sildi.O an ondan ayrılamayacağımı bir kez daha anladım, yapamazdım,bırakamazdim onu...Yanağımdaki yumuşacık elini sıkıca tuttum.Belkide son dokunuşumdu bu ona.Daha fazla kötü şey düşünmemeye çalıştım.Bu anı böyle hatırlamak istemiyorum.Kendi içimde konuşurken "Senin ağladığını göreceğimi hic düşünmezdim keçicik"dedi.İstemeden de olsa kaşlarımı kaldırdım bana böyle seslenmesinden hoşlanmıyorum.Onca sevgi kelimesi varken keçiciği seçmesi çok saçmaydı...Prenses,aşk,kelebek hatta kediciğe bile razıydım ama keçicik ne saçma bir kelimeydi.Her zamanki gülümsemesiyle baktı ama bu sefer veda eder gibiydi.Yavaşça yatağının sol tarafına kaydı ama bunu yaparken ne kadar zorlandığı yüzünden belliydi."Gelmeyecek misin?"dedi.Ona nasıl karşı çıkabilirdim ki.Başım göğsüne gelecek biçimde uzandım çenesi başıma geliyordu ve sakallarının saçıma sürtünmesi hoşuma gidiyordu."Beni çok bekletme olur mu?"dedi.