Bütün aile yemeğe otururlar.melike abla masayı kurar kızı meltemde annesine yardım eder. Can masaya gelince Meltem şaşkın bir şekilde dona kalır. (korkmuş bir şekilde aaaa diyerek bağırır !) Babası Can'a baktı.
- ne oldu oğlum , kim yaptı bunu sana
- baba yok birşey ufak bir kaza oldu sadece
uzun uzun merdivenlerden gelen seslerle bütün sofradaki herkes merdiven tarafına dönerek oraya bakar. gelen kişi Sinan 'dı . Babaları ikisinide Bu halde görünce küplere bindi . ikiniz neden bu haldesiniz diyerek bağırır. Sinan ve Can uzun uzun düşünüp başlarını önüne eğer. Safiye olaya hemen müdahale eder.
- senin can olacak oğlun, oğlumu dövmüş.
- Neyy ! ( şaşkın şaşkın bakar)
- siz kardeşsiniz kardeşler birbirlerini öldürücesine vurarlar mı?
- Hayır o benim öz kardeşim falan değil, üvey kardeşim sadece.
- Bu nasıl bir laf Sinan !
- Duydun işte baba
- ikinizi de birbirinizden ayırt etmedim ikinizi de beraber büyüttüm, size aynı emekleri harcadım. karşılığı bu mu? Bu lafları mı hak ediyorum.
Sinan babasının üzüldüğünü görünce
- özür dilerim babacım bir anda ağzımdan çıktı.
- tamam şu anlık konuyu kapatıyorum. yemekden sonra uzun uzun anlatırsınız.
( yemekden sonra)
Babaları ikisinide bir odaya götürüp onlarla konuşur. babası konunun kapandığını düşünür . fakat asıl konu bitmiş gibi görünür, ama Sinan ve can bitirmemiştir .
Meltem çöpü dışarı çıkarmaya gider. o sırada can dışarı çıkar Meltem dayanamaz Canla konuşmaya Çalışır.
- seni öyle görünce çok korktum
- abartıyorsunuz küçük bir kavgaydı.
- ece denen o kız yüzünden mi kavga ettiniz.
- sakın bir daha ağzına alma Ece'nin ismini kalbini kırarım der
- Meltem sinirli bir şekilde o kız için bana kızıyorsun biz küçüklükten beri birbirimizi tanıyoruz onu daha 2 yıldır tanıyorsun kalbimi kırmaya değer mi
- Meltem bugün kötü bir gün geçirdim. evet küçüklükten beri tanıyoruz birbirimizi ama 2 yılda olsa o benim için çok değerli onun hakkında bana bir şey söyleme der ve gider .
Meltem ağlamamak için kendini tutar ve içeri girer.
- annesi Meltem nerde kaldın kızım Safiye hanım kahve istiyor al götür kahve'yi
meltem Safiye'ye kahveyi verir. Safiye Yusuf ile konuşur.
- ee Yusuf ne olucak şimdi
- ne olucak hanım neyden bahsediyorsun ?
- çocuklar anlaşamıyor melekle can başka bir yerde yaşasınlar.
- yok hanım ben o meseleyi çözdüm hem anlaşamayacak ne var ki bir daha duymamış olayım geç oldu artık yatalım
(herkes odasına gider , sabah olur )
sabah elini yüzünü yıkayıp ailece
Kahvaltıya otururlar. Melek gelmeyince can merak edip odasına gider .Melek o kadar hasta ki hali yok kalkmaya Can ablası ile ilgilenir. Aşağı inip Babasına
- Ablam çok hasta Baba doktor çagırmamiz lazım
- Tamam oğlum ben hemen çağırıyorum
- safiye dur Yusuf ne gerek var doktora Melike ona ıhlamur kaynatır. hiç bir şeyi kalmaz direk Melikeyi mutfağa yollar Can ablasını bu halde bırakıp okula gitmez
Sinan turuncu yeşil renginde ki okulluna gider. geç kalmıştı koşa koşa derse girdi. teneffüste
müdür çağırır kavga meselesi yüzünden
- can nerde ?
- can bugün okula gelmedi ablası hastaydı yanında kalmak istedi
- peki tamam yarın ikinizde oda'ma gelirsiniz
( tamam der müdürün odasından çıkar. )
Akşama doğru meleğin Ateşi çıkar. Hemen hastaneye götürürler.
Can hastanede gördüklerine inanamaz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaybolan zamanlar
Mystery / Thrillerzaman unutturmaz , uyuşturur ... melek ve meleğin ailesinin başından geçen hikayeler