Zoraki Evlilik *Asmus*

Ben Seni Seviyorum

■1 Hafta Sonra■
O günden sonra bir daha Mustafayla konuşmamıştık. Tamı tamına 1 hafta yüzünü görmemiştim. Ben ona ne ara bu kadar bağlandım. Bunları düşünürken bildirim geldi.

Bay Hödük

M: Nasılsınız Matmazel.

A: Ooo Mustafa beycim bizleri hatırladınız.

M: Aklımdan hiç çıkmadın ki.

M: Asiye.

A: Efendim.

M: Buluşalım mı?

A: Olur.

M: Çivrada saat 4te.

A: Tamam.

Bay Hödük son.

Benimle neden buluşmak istiyor? Neden zorla evlendirilecegi kıza böyle davranıyor. Beni gerçekten seviyor mu acaba? Ya ben... Ben seviyor muyum onu? Oflayarak lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkadım. Dolabımın karşısına geçtim. Mavi çiçekli elbisemi aldım ve giyindim. Rimel ve nemlendirici sürdüm. Saçlarımı taradım. Saat 15.30 du. Sandaletlerimi giyinip aşağı indim.
A: Fatihhh ben çıkıyorum.
F: Nereye? dedi elindeki şişelerle.
A: Arkadaşımla buluşucaz.
F: Mustafayla mı?
Kafamı önüme eğdim. Evet anlamında kafamı salladım.
F: Gel buraya. dedi. Gidip sarıldım.
F: Asiye.
A: Efendim.
F: Sen onu seviyor musun?
Işte geldik zurnanın zırt dediği yere. Bende bilmiyorum ki.
A: Bi-Bilmiyorum. diyi verdim.
F: Neyse gelince konuşucaz. dedi.
A: Tamam ben kaçar. diyip çıktım. Arabaya binip çivraya geldim. Kayalıklara oturdum. Denizi izledim. Annemi benden alan denizi. O an sırtımda bir el hissettim. Döndüğümde Mustafa arkamdaydı. Gözümden akan yaşları sildim ve kalktım.
A: Geldin mi?
M: Geldim geldim de siz neden ağlıyorsunuz matmazel.
A: H-Hiç. dedim.
M: Hiç öyle mi?
A: Evet Mustafa. dedim.
M: Ne dedin sen?
A: Evet dedim.
M: Sonra bir şey daha dedin.
A: Ne dedim?
M: Mustafa mı dedin sen bana?
A: Evet adın Mustafa değil mi?
M: Mustafa Mustafa da sen ilk defa dedin.
A: Öyle mi Bay Hödük.
M: Öyle matmazel.
A: Sen neden çağırdın beni.
M: Kafeye gidelim mi?
A: Peki.
Beraber kafeye gittik. Cam kenarında bir masaya oturduk. Garsona el işareti yaptı.
M: Bir şey içer misin?
A: Nescafe alıyım.
Garson geldi.
M: 2 tane Nescafe.
Garson gitti.
A: Eee neden çağırdın beni?
M: Konuşmak için.
A: Ne konuşucaz?
M: En son dediklerini. Belki bir gün sana aşık olurum dedin. Bana aşık oldun mu? Beni seviyor musun?
A: Ya sen. Sen beni seviyor musun?
M: Canımdan çok.
A: Canından çok seviyorsun. O zaman gelse birisi burada bana fiziksel şiddet uygulasa ya da kaçırıp işkence etse ne yaparsın?
M: Ben varken sana fiziksel şiddet uygulayacak kişi anasının karnından doğmadı. Kaçırırlarsa şüphen olmasın ki Mustafa Kaleli onları doğduklarına pişman eder.
  Bir şey demedim. Kafami öne eğdim. Belkide önceden olanların etkisinden halâ çıkamamışımdır.
M: Asiye noldu? Niye yüzün düştü?
A: Y-Yok bi şey. Kalksak mı?
M: Ben hâlâ cevabımı alamadım.
A: Hangi cevap?
M: Beni seviyor musun?
A: Sevmesem ne değişecek. Seninle evlenmiycek miyim?
M: Evlenmek istemiyor musun benimle?
Kafamı öne eğdim.
M: İstiyor musun istemiyor musun?
A: B-Ben seni seviyorum. diyip koşarak kafeden çıktım. Nedense göz yaşlarımı tutamıyordum.
Mustafadan
O günden sonra bir daha yüzünü görmemiştim, sesini duymamıştım. O güzel gözlerine bakamamıştım. Ne diyorum ben ya ne güzeli. Ben onu SEVMİYORUM. Mustafa Kaleli ailesinden başka kimseyi sevmez. Bir anda telefonu elime alıp mesaj attım.

Matmazel

M: Nasılsınız Matmazel.

A: Ooo Mustafa beycim bizleri hatırladınız.

M: Aklımdan hiç çıkmadın ki.

M: Asiye.

A: Efendim.

M: Buluşalım mı?

A: Olur.

M: Çivrada saat 4te.

A: Tamam.

Matmazel Son

Duşa girdim. Ilık duşun ardından dolabımın karşısına geçtim. Beyaz ince gömlek ve siyah kot pantolon giyidim. Saçlarımı taradım ve güneş gözlüklerimi alıp evden çıktım. Civraya geldiğimde Asiye'nin kayalıklarda oturduğunu gördüm. Yanına gittim. Omzuna dokundum. Arkasını döndü. Ağlamış mıydı? İyide neden?
A: Geldin mi?
M: Geldim geldim de siz neden ağlıyorsunuz matmazel?
A: H-Hiç.
M: Hiç öyle mi?
A: Evet Mustafa. dedi.
M: Ne dedin sen?
A: Evet dedim.
M: Sonra bir şey daha dedin.
A: Ne dedim?
M: Mustafa mı dedin sen bana?
A: Evet adın Mustafa değil mi?
M: Mustafa Mustafa da sen ilk defa dedin.
A: Öyle mi Bay Hödük.
M: Öyle matmazel.
A: Sen neden çağırdın beni.
M: Kafeye gidelim mi?
A: Peki.
Beraber kafeye gittik. Cam kenarında bir masaya oturduk. Garsona el işareti yaptım.
M: Bir şey içer misin?
A: Nescafe alıyım.
Garson geldi.
M: 2 tane Nescafe.
Garson gitti.
A: Eee neden çağırdın beni?
M: Konuşmak için.
A: Ne konuşucaz?
M: En son dediklerini. Belki bir gün sana aşık olurum dedin. Bana aşık oldun mu? Beni seviyor musun?
A: Ya sen. Sen beni seviyor musun?
M: Canımdan çok.
A: Canından çok seviyorsun. O zaman gelse birisi burada bana fiziksel şiddet uygulasa ya da kaçırıp işkence etse ne yaparsın?
M: Ben varken sana fiziksel şiddet uygulayacak kişi anasının karnından doğmadı. Kaçırırlarsa şüphen olmasın ki Mustafa Kaleli onları doğduklarına pişman eder.
Bir şey demedi.
M: Asiye noldu? Niye yüzün düştü?
A: Y-Yok bi şey. Kalksak mı?
M: Ben hâlâ cevabımı alamadım.
A: Hangi cevap?
M: Beni seviyor musun?
A: Sevmesem ne değişecek. Seninle evlenmiycek miyim?
M: Evlenmek istemiyor musun benimle?
Kafasını öne eğdi.
M: İstiyor musun istemiyor musun?
A: B-Ben seni seviyorum. diyip koşarak kafeden çıktı. Arkasından sadece bakmıştım. Hiç bir şey diyemedim. Sadece bakakaldım. Neden böyle oldum ben. İstediğim bu değil miydi? Onu kendime aşık edip evlenmek ve geleceğini mahvetmek değil miydi? Ne oldu da bu kadar şaşırdım. Hesabı ödeyip çıktım.
《《《《《《Bölüm Sonu》》》》》》
S.a ve a.s
Size bir kaç soru sorucam.
● Güzel kapak yapan beyzaninoykusuu hesabina yazabilir mi?
● Asiye geçmişte ne yaşamış olabilir?
● Mustafa gerçekten Asiyeyi seviyor mu?