Ravenclaw çoğu kişinin düşündüğünün aksine en zeki ve notları en iyi olan öğrencileri kanatları altına alan bina değil. Eğer öyle olsaydı Hermione Granger’ın şapka başına değer değmez yollanacağı bina Ravenclaw olurdu. Bu binaya yeni şeyler öğrenmeyi ve bilgi peşinde koşmayı en çok seven öğrenciler kabul ediliyor. Yine pek çok kişinin göz ardı ettiği şeylerden biri de bu binaya sadece mantığın değil aynı zamanda yaratıcılığın da hükmetmesi. Yani olgulara önem veren bilim insanlarının yanı sıra fikirler ve artistik yaratımla kendini ifade eden ressamlar, müzisyenler ve yazarlar da yine bu binadan çıkıyor. Zaten eğer Ravenclaw sadece mantığın hüküm sürdüğü bir yer olsaydı Luna Lovegood gibi son derece renkli ve yaratıcı – aynı zamanda da mantık sınırlarını zorlayan- bir karakterin o binada ne işi olabilirdi ki?