[4]

682 78 30
                                    

Jaemin de ona gülümsedi ve Jeno'nun ona uzattığı elinden destek alarak ayağa kalktı.

Ve yürümeye başladılar.

"Aslında burada gezilecek pek bir yer yok. Burası... Biraz sıkıcı bir yer."

Elini saçlarının arasında gezdirdi ve utanmış bir şekilde Jeno'ya gülümsedi.

Sevimli görünüyor, diye düşündü Jeno. Ama bu düşünceyi aklından uzaklaştırdı.

Planına odaklanmalıydı.

"Eğer bu zamana kadar burada tek başına yaşadıysan, sıkıcı gelmesi normal."

Jaemin onaylar gibi başını sallayınca konuşmaya devam etti:

"Ama artık ben buradayım. Böylece sıkılmazsın burada."

Jaemin'in gözleri parladı ve Jeno'yu hızlıca yanağından öptü.

"Bunun için beni affet."

Dedi ve ortadan kayboldu Jaemin.

Basit bir öpücük onu nasıl bu kadar etkileyebilirdi?

O an kendinden nefret etti Jeno.

Planından nefret etti.

Jaemin'in ona karşı olan hislerini bu şekilde kullanmaya çalışmaktan.

Jaemin'den özür dilemek istedi.

Ona, ondan gerçekten hoşlandığını söylemek istedi.

Sakinleşmek için gözlerini kapattı ama ona birdenbire sarılan kollar yüzünden, bu kısa sürdü. Bu Jaemin'den başkası değildi.

Kısa bir şaşkınlık anından sonra Jaemin'in sarılmasına karşılık verdi.

"Sonunda bana karşı olan hislerini anlamlandırabildiğin için mutluyum."

Jeno'nun kalbi hızla atmaya başladı. Endişe ve korkuyla.

"Ama sen bunu nasıl bildin? Nasıl... Sen benim düşüncelerimi..."

Jaemin elini uzattı ve Jeno'nun elini tuttu.

"Sakin ol, sana her şeyi anlatacağım."

Söylemesi kolay, diye düşündü Jeno.

Jaemin'in gözlerinin içine baktı ve konuşmasını bekledi. Eli hala onun elini tutuyordu.

"Senin dünyanda, uzun zamandır seni izliyordum. Günün neredeyse her anında seninle birlikteydim ama beni görmene izin verdiğim zamanlar hariç beni hiç görmedin. Beni görebildiğin o anlar ise, sana karşı olan koruyuculuk görevimi yerine getirdiğim anlardı. Ama sonrasında hafızanı silmek zorundaydım. Bu yüzden beni -aslında defalarca görmüş olmana rağmen- hiç hatırlamadın. Şu an sana bunları anlatırken bile... Beni tam olarak hatırlamıyorsun değil mi?"

"Bugün, sonuçları ne olursa olsun, beni fark etmeni istedim. Buradan evine doğru uçmaya başladığımda, kalbimin heyecandan hızla attığını hatırlıyorum. Seni evinde bulamadığımda hissettiğim korkuyu hayal bile edemezsin. Zor zamanlar geçirdiğini biliyordum ve aklımdaki şeyin gerçekleşmiş olma ihtimalini düşündükçe aklımı kaçıracak gibi oluyordum."

"Ve seni o uçurumun kenarında bulduğumda korktuğum şeyin gerçekleşmek üzere olduğunu fark ettim. Dahası Renjun da oradaydı. Onun senden hoşlandığını biliyordum. Sana acısız bir ölüm sağlamak için orada olduğunu... Dudaklarınızın birbirine yaklaştığını gördüm. Renjun'un bunu yapmasına, sonsuza kadar onunla birlikte yaşamana izin veremezdim. O ve sen ne olduğunu anlayamadan seni buraya getirdim."

"Ölüm fikrini aklından uzaklaştırmam gerekiyordu. Bu yüzden beni görebilmene izin verdim. Seni dünyaya geri götürüp bunun gerçekleşme ihtimalini göze almak istemedim. Anılarını birden bire geri getirmektense, bunun yavaş yavaş olmasına izin verdim."

"Bu gerçekleşirken, bana karşı olan planını duydum. Sana karşı olan hislerimi nasıl kullanmak istediğini... Ama vazgeçmedim çünkü zamanla senin de bana karşı aynı şeyleri hissedeceğine inandım. Ve öyle de oldu. Bana karşı olan duygu ve düşüncelerin şu anda yerinde. Zamanla anıların da yerine gelecek ve sana ne kadar bağlı olduğumu tam anlamıyla o zaman anlayacaksın."

Jaemin sözlerini bitirdi ve bir yanıt bekler gibi Jeno'ya baktı.

Jeno ne zamandır nefesini tutuyordu?

Ne zamandır kalbi böyle atıyordu?

Yanıt vermek istemedi.

Kelimeleri bir araya getirememekten korktu.

Saçmalamaktan korktu.

Ve Jaemin'in hiç beklemediği bir şey yaptı.

Onu kendisine doğru çekti ve dudaklarını onunkilerin üzerine bastırdı..

Rita//NoRenMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin