Artık cafeden kalkma vakti gelmişti bu yüzden bunu belirttim çocuklarda benim gibi düşünüyorlardı.Kalktık hepsiyle görüşüp dışarı çıktık Berke elimi tuttu ona dönüp hafifçe gülümsedim.Biraz aptalca davranıyordum sanki ona karşı.
Seni evine bırakabilirmiyim prenses ?
Aa tabiki bayım yalnız başıma bu sokaklarda kurda kuşa yem olmak istemem.
Ikimizde kıkırdadık.
Yavaş adımlarla yürürken eve geldiğimizi farketmemiştim bile .
Evin önüne geldiğimizde Berke bana ben ona bakarken birden bana sarılıp yarın görüşürüz prenses dedi.
Görüşürüz.
Aptal aptal sırıtarak eve girdim.
Telefonumun bitmeye yakın olan şarjını farkettim ve şarja taktım.Ahaha tabiki şarja takınca ilk işim retricayı açıp fotoğraf çekinmekti. o kadar fotoğraf çekilip hiçbirini yine beğenmedim sadece aralarından birisi güzeldi ve onu instagrama attım.
iPodumu ve kulaklığımı aldığım gibi kendimi yatağıma attım ve bu aralar dinlediğim " impossible "adlı şarkıyı açtım.Şarkılar çalarken uyuyup kalmışım uyandığımda acıktğımı hissedip mutfağa indim ve birşeyler atıştırdım.O anda aklıma telefonuma bakmadığım geldi e koşarak odama çıkarken merdivenden düştüm ve ayağım burkuldu annem ve babam bağırma sesimi duyup yanıma geldiler.hastaneye gittik ve ayağım sargıya alındı.
Sabah okula gitme vakti gelmişti servise zar zor bindim ayağımı gören Berke telaşla noldu diye sordu anlattım .
Şimdi mesajlarıma neden cevap vermediğin belli oldu.
Özür dilerim..
Önemli değil sadece seni merak ettim.
Birdaha böyle birşey olmaz merak etme.
Peki.
Öyle boş boş konuşurken bir de baktım okula gelmişim servisten Berke'nin yardımıyla indim tam okula girdim bir de ne göreyim can düşmanım "Sude Yeldiren "...
