Jennie' den~
Koca bir okul gününü arkamda bırakmıştım. Eve geldiğim gibi soğuk bir duş aldım. Sıcak su ile alınan değilde soğuk su ile alınan duşların insanları düşüncelerinden arındırdığını ve temizlediğini düşünüyorum. Jimin bugün okulda yoktu. Gelmemişti. Gelmemesi belki daha iyiydi. İkimizin de düşünmeye ihtiyacı var. Ona yazmayacağım zaten artık bir önemi yok.
Akşam yemeği için söylediğim pizzalar biraz ağır gelince koltukta uyuya kalmışım. Kapının kaçıncı kere çalışında kendime gelip açmak için ayaklandığımda yalpalayarak kapıya doğru ilerledim. Sarhoş gibi görünüyor olmalıydım. Kapıyı açtığımda hiç beklemediğim biri karşımdaydı. Park Jimin beyazı kızarmış gözleri, dağınık sarı saçları ve üstüne öylesine geçirmiş olduğunu düşündüğüm yakası bükülmüş bol siyah kazağıyla bitkin ve yorgun bir şekilde bana bakıyordu. Minik ellerinde ise Evelyn yazılı kolyemi tutuyordu. Anında birşey oldu. Jimin bana sarıldı. Ben kaskatı kesilmiş bedenimle ona sarılamıyordum. Yavaşça geri çekildiğinde alnını alnıma yasladı ve gözlerini kapattı. Elime evelyn kolyemi tutuşturup ellerimizi kenetledi. Bunların hepsini o yapıyordu. Kapıyı ayağıyla iteledi ve kapı kapandı. Dudaklarıma yapıştığı an kalbimin atış hızı normalinden 3837838839 kat daha fazla atmaya başladığında o da kalbimin sesini duyar gibiydi ve güldü. Dudaklarımı içine sindirmek istercesine öpüyordu. Ben de karşılık veriyordum ama bir anda gelişen olayların şokundan tam olarak ne yaptığımın farkında değildim. Nefes nefese kaldığımızda hala ayaktaydık. Hiçbir şey konuşmamıştık. Elinden tutup koltuğa götürdüm. Artık bu eli daha sık tutacağımı düşünüyordum. Koltuğa ikimizde yerleştik. Gözlerimizin içine bakıyorduk. Başka hiçbir yere değil. Gözlerimiz bağlanmış gibiydi. Onunla küçükken bile gözlerimizle anlaşırdık. Bu hala değişmemişti. Onu anlayabiliyordum. Ne düşündüğünü ve ne hissettiği ap açık ortadaydı. Beni özlemişti. Yıldızlı geceye gündüzü elleri ile parçalayıp gelmişti. Kalbimin anahtarlarını değil kalbimin içine girmeyi bulmuştu. Hatta en derinlerinde geziniyordu şuan. Tam ağzını açacakken işaret parmağımı dudaklarına götürdüm ve bastırdım. Gözlerimi sıkıca kapatıp açtım. Bu hareketimi gördüğünde gülümsedi. Dudaklarında olan elimi alıp beni kendine çekti. Kollarını bana sardı. Bende ona bütün hislerimin ve düşüncelerimin geçmesini sağlamak için kafamı göğsüne dayadım. Artık kalbini duyabiliyordum. Onunki de hızlı atıyordu. Yavaşça Jimin'i koltuğa yatırdım ve bende kolları arasına uzandım. Küçücük koltukta biz daha küçüktük. Küçüldükçe küçülüyorduk. Yok olsak bile birbirimizindik bu yüzden endişe etmiyorduk artık. Yıldızlı bir gecenin yok oluşu ile bizde o geceyle yok oluyorduk. Kalplerimize köprü kurduğumuzda artık asla ayrılamayacaktık ve bir hiç olsak bile birbirimize aittik sonsuza dek.
Kısa bir hikayenin sonuna geldik. Dediğim gibi bu benim ilk kitabımdı ve bir kusurum olduysa lütfen affedin. Oy veren ve beni destekleyen herkese çok çok teşekkür ederim. Umarım kitabım hoşunuza gitmiştir. Sizleri seviyorum. Jenmin ile kalın♡~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obsessionnelle | kj × pj {Tamamlandı}
FanfictionEllerim seni arıyor yatağın üzerinde. Ama her seferinde soğuk lanet olası çarşafla buluşuyor. Sarılmak sana en büyük dileğim. Ama yorganlar beni sarıyor. Sevgini ve benliğini içime sindirmek istiyorum. Ama bil bakalım ne olmuyor. Gelmiyorsun ya...