17 HAZİRAN 2019
Pazartesi
Neden elimizdekilerin kıymetini bilmeyiz? Illa her şeyi yaşayarak mı öğrenmemiz gerekir? O şey yalnızca başımıza gelince mi anlarız? Peki neden kötü şeylerin bizim de başımıza gelmeyeceğini düşünürüz? Aslında hepsinin farkındayız ve hepsinin bizim de başımıza gelebilecek şeyler olduğunu biliyoruz ama kabul etmiyoruz belki de etmek istemiyoruz. Mesela ailemizden birinin öleceği... Ölüm kaçınılmaz ama kabul etmiyoruz bunu. Gerçek olsun istemiyoruz. Aklımıza geliyor ama hemen atıyoruz aklımızdan o düşünceyi. Oysa bazı şeylere hazırlıklı olmak daha iyi değil midir? Tartışılır tabiiki ama sanki önceden bazı şeyleri fark etmek önemli. Aslında tek yapmamız gereken farkında olduğumuz şeylerin farkına varmak...Insanlar ellerinde olan şeylere ne kadar da çok güveniyorlar. Sanki hiç bir şey olamazmış gibi... Sanki her zaman koşabilirmişiz gibi yaşıyoruz ve hiç koşmuyoruz, her zaman konuşabilirmişiz gibi yaşıyoruz ve hep susuyoruz, her zaman yanımızda insanlar olacakmış gibi yaşıyoruz ve etrafımızda bizi seven onca insan olmasına rağmen yalnızlığı seçiyoruz, her zaman sabahları camdan duyduğumuz o kuşun sesini duyacakmışız gibi yaşıyoruz ve camları kapatıp geri yatıyoruz, her zaman sağlıklı olacakmışız gibi yaşıyoruz ve sağlığımıza ne zararlıysa yapıyoruz, her zaman bu ağaçları,bu ırmakları,bu gölleri bulabilecekmişiz gibi kirletiyoruz ve biz bunları yalnızca kaybedince anlıyoruz...
INSANLAR SAHIP OLMAYI BILIYORLAR AMA KATBETMEYI ASLA KABUL EDEMIYORLAR...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
içimdeki ses
Randomiçimizdeki ses her zaman gerçekleri biliyor aslında peki biz neden onu sürekli arka plana atıyoruz? niye onun dediği hiç bir şeye inanmak istemiyoruz? Hata yapmaktan mı korkuyoruz yoksa onun söylediği gerçeklerle yüzleşmekten mi? Hâlâ bu soruların...