four

107 11 11
                                    

16 saat önce:

Son kez rujumu tazeleyip lavabodan çıktım. Koltuktan çantamı alıp Betty'yi öptüm.

"Merak etme ufaklık çok geç dönmem. Eğer acıkırsan mamanın yerini biliyorsun. Görüşürüz!" diyerek kafasını okşadım.

Mırlayarak kafasını yastığa koydu. Ah, senin de evde tek kalmak için can attığını biliyorum.

Kapıyı açıp çıktım. Merdivenleri hızlıca inip çıkış kapısına ulaştım. Dışarıda Lilith, Jason ve Luke'un beni beklediğini gördüğüm anda panikledim. Kim bilir beni ne kadar uzun süredir bekliyorlardı! 

"Ah, çocuklar cidden çok özür dilerim!" dedim suratımı buruşturarak. "Hey, sorun değil güzelim." dedi Lilith. "Eee, nereye gidiyoruz?" diyerek konuyu geçiştirdim. "Bize." dedi Jason arabaya binerken. Lilith'le arka koltuğa oturduk. Yaklaşık beş dakika sonra Lilith kafasını bacağıma yaslayarak uzandı ve telefonuna bakmaya başladı. Sürekli sırıtıyordu. El hareketlerinden biriyle yazıştığını anında anladım. Ben de kafamı geriye atıp gözlerimi yumdum.

Yaklaşık yirmi dakika sonra eve geldik.

Jason kapıyı açıp Lilith'in geçmesi için tuttu. Lilith'in peşinden girmeye yeltendiğimde Jason'ın bir anda kapıyı bırakıp içeri geçmesiyle kapının yüzümle buluşması bir oldu.

Alnımı ovuştururken aynı anda kapıyı itip içeri geçtim. Ardımdan da Luke içeri girdi.

"Ben atıştırmalıklarla içkileri hazırlıyorum!" dedi Lilith elinde poşetlerle mutfağa giderken. "Ben de yardım edeyim." diye mırıldandım. Mutfağa girdiğimde Lilith tezgaha yaslanmış biriyle mesajlaşıyordu.

Yanına sıvışıp "kim?" diye sordum.
İrkilerek yüzüme baktı. Ardından tekrar sırıtmaya başladı.

"Brian." diye mırıldandı. Anında yüzümün asıldığını hissettim.

"Ciddi misin, o çocuk mu?" dedim yüzümü buruşturarak.

Yalnızca göz devirmekle yetindi. Telefona son bir kez göz attıktan sonra kapatıp poşetlere yöneldi. Onunla beraber poşette birkaç şey çıkardım. Ben teker teker paketleri açarken Lilith de tabak aramaya başladı. Her kapağı açarken birden konuşmaya başladı.

"Billie, Brian'la aramızda oluştuğunu sandığın şey, aslında öyle bir şey değil." dedi iç çekerek.

"Lilith, bunu neden bana açıklıyorsun?" dedim. "İstediğini yapabilirsin."

"Peki. Teşekkür ederim. Saygı duyduğun için." diye mırıldandı.

Tabakları bulduğunda birkaç tabağı önüme koyup, "Sen hazırlayabilir misin? Lavaboya gitmem gerek." dedi.

"Tabii." diyerek gülümsedim. Bir şeyler mırıldanarak çıktı.

high enough | texting | gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin