Dreadra Relic

Tulkas

Büyü gücü: 50

Bilinen Büyüler: İyileştirme(1) , Alev Rüzgarı(1), Alev Topu(40), Korku(1), Cam Ward(1)

Para: 4 altın, 173 gümüş

Silahlar: Ahşap yay, Oyan Kılıcı, Şafak Kıran 

Envanter: Binek Atı, 3 Mavi Kristal, 1 Dolu Kristal

 Tulkas sonunda Kıştutan şehrinin ucundaki Kolejin karlı kapılarına ulaşmıştı. Kolejin savunmasından ve öğrenci alımlarından sorumlu Usta Faralda, ona kapıyı açtı. Faralda bir karanlık elfti. Teni, güneş battıktan sonra ortaya çıkan, gece siyahıyla mavi gökyüzünün karışımıyla ortaya çıkan koyu renkteydi. Saçları simsiyahtı. Gözbebeklerinin ortasından, ruhundaki engin büyü gücünden taşan mavi bir parıltı yayılıyordu.

-"Merhaba genç adam. Demek Kıştutan Büyü Kolejine katılmak için buraya geldin. Bunun için bir sınavdan geçerek öğrenci olmaya hak kazanman gerekiyor.  Buna hazır mısın?"

-Evet Usta Faralda.

 Faralda, rünlerle kaplı beton daireyi gösterdi. Hedef tahtasına benziyordu.

-Çatlat

 Tulkas düşündü. Bu masif taşı saf güçle çatlatmak çok zor olmalıydı. Belki de onu ısıtarak çatlatabilirdi. Fakat bunu alev rüzgarıyla yaparsa sıcaklık hızlı ve tek bir noktada toplanmayacaktı. Bunu yapmanın daha iyi bir yolu vardı.

 Tulkas dizlerini kırdı ve ağır bir cismi kucağında tutuyormuş gibi durdu. Gözlerinin önüne yangından dev bir meşaleye benzeyen ahşap ev geldi. Pencerelerinde insan suretleri vardı. Evet, bu büyü yangında ailesini kaybeden insanlara bahşedilirdi. Çoğu yetersiz büyü rezervi nedeniyle buna sahip olduklarını fark edemezdi bile.

 Tulkasın avuç içlerinde sanki bir güneş vardı. Kızıl ışık etrafı boyuyordu. Tulkas alev topunu beton daireye fırlattı. Alev topu betona çarptığında ağır bir çekicin taşları ezmesine benzer bir ses çıkardı. Alevler beton bloğu sararak bir saniyeliğine perdeledi. (BR:10)

Alevler dağıldığında oluşan boşluk göründü. Rünlü dairenin ortasında oluşan yumruk büyüklüğündeki delik, blokun içinin aslında boş olduğunu göstermişti. Çeperi de ince sayılırdı. Tulkas, Usta Faraldanın el çırpışını duydu ve ona döndü.

Faralda:

- Genç adam vur dedik öldürdün. Yine de tebrik ederim. Biz normalde çatlatamasa bile alev rüzgarıyla ısıtmayı akıl edebilenleri bile alıyorduk. Geleceğini parlak görüyorum. Benimle gel. Sana koleji gezdireyim.