OHA EVDEN KAÇTIM

24 2 4
                                    

İLK HİKAYESİNE BAŞLAYANLAR BURAYA NE YAZIYOR YAW

KAÇIYORUM KAÇIYORUM KAÇIYORUM ! Titreyen elimdeki telsizi düşürmemek için oldukça büyük bir çaba sarf ediyordum. Telsizi ağzıma yapıştırdım ve fısıldadım"Hey ! Orada durumlar nas-" Hırsız misali attığım adımların tam bir diğerine geçecekken odanın ışıkları açıldı ve sözüm yarıda kaldı. Adımım havada asılı kalmaya devam ederken, kafamı yavaşça bana ne yaptığımı anlamaya çalışıyormuşçasına bakan anneme ve babama çevirdim. Ayrıca babamın, bana kaçmamda yardım eden sevgili babaannemi kolundan bir suçluyu yakalamışçasına tuttuğunu da bariz bir şekilde görebiliyordum. "Üzgünüm Deno, başaramadım." dedi babaannem suratını asarak."Neler oluyor, Deniz ?"

Havada kalan ayağımı kendimden emin bir şekilde yer ile buluşturdum ve derin bir nefes aldım. "Anne ! Seni seviyorum, eğer beni özlersen odama gidip yastığıma sarılarak ağlayabilirsin. Baba, gelirken sana o çok sevdiğin lokumlardan alacağıma söz veriyorum ve Hayroş..." Anneanneme döndüm. Ellerini birleştirip ona söyleyeceğim sevgi pıtırcığı ile dolu olan cümlelerimi bekledi. "Sarı araba mıydı ?" Hayal kırıklığı ile "Evet !" diye bağırdı. "Peşimden gelen pişik olsun !"RUN FORREST RUN ! Ardımdan gelen haykırışları duyabiliyordum. Koşarken aynı zamanda da arkama bakıyordum. BABAM ! Tam kolumdan yakalayacakken kendimi yere attım. Sendeleyerek zar zor ayakta kaldı. "Deniz, kendine gel, ne yapıyorsun !"

Nasıl kurtulacağım, nasıl kurtulacağım ! Gözlerimi kocaman açtım ve babamın arkasındaki noktaya kitledim. "Anne !" Babam arkasına baktığından fırladım. DEHAYIM KANKA ! Sarı araba ! Nerede nerede nerede nerede ?! Bir arabanın camından çıkan el bana gelmem için hararetli bir şekilde işaretler yapıyordu. İyi de o araba sarı değil ki ! Ya beni kaçırırlarsa, ya... ya... "Deniz ! Gelecek misin ?! Yoksa hayallerini suya düşüşünün açılışını baban mı yapsın !" Daha fazla sorgulamadan arabanın kapısını açtım. İlk önce sırtımdaki koca çantayı arabaya fırlattım, daha sonra da kendimi. "Sür sür sür !"

Araba, motorundan çıkardığı korkunç sesle düz yolda son gaz ilerlemeye başladı. Camı açtım ve kendimi sarkıtarak ardımızda çaresiz bir şekilde nefes nefese kalan babama baktım. Ellerimi ağzımın etrafına çevreleyerek bağırdım "SENİ SEVİYORUM BABA, YAPTIKLARIM İÇİN ÇOK ÖZÜR DİLERİM. AMA LOKUMLARI YERKEN BANA KIZAMAYACAKSIN."

İçeri geri girdim ve koşmaktan dengesizleşen nefesimin tekrar düzene girmesi için kendime zaman tanıdım. Camdan içeriye gelen rüzgar saçlarımı uçururken bir yandan çaresiz bıraktığım aileme üzülüyor, bir yandan da hayallerimin gerçekleşmesi için aşacağım zorlukların "BOSS" seviyesini geride bıraktığım için seviniyordum. Tekrar arkama baktığımda en son gördüğüm şey babam ve annemin hararetli bir şekilde tartışmaları ve babaannemin arabanın arkasından salladığı eliydi.

Bu olaydan sonraki senaryo şöyleydi: Babam koşarak arabaya gidecekti ve arabanın çalışmamasıyla sinir krizi geçirecekti. Araba çalışmayacaktı çünkü içindeki benzin önceden boşaltılmıştı. Annem ağlayacak, babaannem hayallerime kavuşmamın sevinciyle dans edecekti. Bana ulaşmak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardı ama babaannem ben 10 yaşındayken yazdığım mektubu onlara verecekti ve yumuşayacaklardı. Ve ben Türkiye'ye vardığımda onlara telefon açacak, uzun bir konuşma yapacaktım. Ardından herkes kısa süreli gidişimi kabullenecek, ben ise rahat bir Türkiye gezisi yapacaktım. En azından öyle umuyordum... "Rahatla biraz tatlım, aileni uzun zamandır tanıyorum. Sevgili kızlarının bu büyük hayalinin gerçekleşmesi onlarında mutluluğu olacaktır." Arabayı kullanan kadını tamamen unutmuştum. "Sahi mi ?" Göz ucuyla bana baktı. "Dileyelim ki öyle olsun."

********

"Nasıl olur yahu, nasıl ? Deniz nasıl evden kaçar ! Hem de hiçbirimizi umursamayarak !"

"Rahatla biraz tatlım, onun gitmesine engel olacağız. Deniz bizim kızımız ve böyle bir şey yapmayacağını, onu bulduğumuzda yaptığımız konuşmanın ardından yumuşayacağını ve geri döneceğini en iyi biz biliyoruz. Sadece ona verdiğimiz sözü tutmadığımız için biraz sinirli." Dedi kadın. Oysa ki, kızına verdiği sözü tutmadığı için çok vicdan azabı çekiyordu ve kızının yine de hayallerini gerçekleştirmek amacıyla kaçması çektiği vicdan azabını biraz olsun dindirmişti. "Peki ya sen anne, bunu nasıl yaparsın aklım almıyor !" Adamın söylemi üzerine kadın, oğluna 2 zarf uzattı. "Bu ne ?" diye sitemkar bir şekilde sordu adam. "Aç da oku oğlum, belki o zaman bir babanın kızına 12 yıldır vaat ettiği sözünü tutmamanın bir çocuğu nasıl etkilediğini anlarsın."

"Anne, yine ne saçmalıyo-" Adam sözünü bitirmeden eşi zarfları çekip aldı. Her iki zarfta da bir tarih yazılıydı. Biri 2007, diğeri ise 2019 tarihine aitti. İlk önce 2007 yılına ait zarfı açtı kadın ve eşinin de okuması için adama yanaştı. Zarfta şunlar yazılıydı;

"Selam anne ve baba. Ben şu çok sevdiğiniz çocuk. Bugün çok mutluyum çünkü bana çok özel bir söz verdiniz. Tam 22 yaşına geldiğimde, doğum günümde, doğduğum ülkeye gitmem için elinizden geleni yapacağınıza dair bir söz. Anlamıyorum, beni neden doğduğum ülkeden ayırıp elin Norveç'lerine getirdiniz. Ben koydum kafaya, gideceğim Türkiye'ye. Hem her yerini dolaşacağım, hem de o çok bahsettiğiniz lokumcuda tıka basa lokum yiyeceğim. Ha bu arada, yine çok bahsettiğiniz kaçak teyzeyi de ziyaret edeceğim. Neyse, eğer sözünüzü tutmazsanız kaçarım haberiniz olsun. Hoşça kalın !"

Okumayı bitirdiklerinde kadın da adam da bir müddet birbirlerine baktı. Ardından zaman kaybetmeden diğer zarfı açtılar.

"Öhöm öhöm, bu zarfı doğum günümün gecesinde, bana verdiğiniz sözü tutmayışınızdan birkaç saat sonra yazıyorum. Ne demek gidemezsin ya ! Kimsiniz olum siz ! Tamam baba, size olan üslubum hala çok berbat, biliyorum. Her neyse, bunu yazma amacım babaannemle yaptığımız planın uygulama aşamasından sonra çıldırmak üzere olduğunuz ortamın gerginliğini almak. Tabii ne kadar sakinleşirsiniz bilmiyorum ama... Bakın, burada iyi olacağım. Her şeyi ayarladık. Taş çatlasın 1 ay ya ! Ya da belki... Ehehehe. İstanbul'a vardığımda ilk önce ayarlanan karavanı alacağım. Sonra da asıl amacıma geçeceğim. Karavanla Türkiyeyi altüst ettiğimde evimde, aranızda olacağım. Sizi seviyorum, kafanızda hala deli sorular var biliyorum ama oraya menajerimi bıraktım, babaannemi. Her şeyi ona sorabilirsiniz, sık sık sizi arayacağım. HOŞÇA KALIN !"

Okumayı bitirdiklerinde ortam sessizleşmişti. Deniz'in annesi biliyordu ki artık ondan yana bir sorun yoktu, ya babası ? Adam hararetli bir şeklide annesine döndü. "ANNE ! DENİZ'İ ARABA TUTUYOR, O MESELE NE OLACAK ? BÜTÜN ÜLKEYİ KARAVANLA NASIL GEZECEK ?" Kadın tuttuğu nefesini gülerek verdi. Deniz'in annesi de gülüyordu şimdi. Adam da kendini tutamayıp kahkaha attı. "Ah benim deli kızım, başımıza kaçak yolcu mu çıktın sen. Şunu şuraya yazıyorum, eğer bana gelirken o lokumlardan getirmezse, daha ona karşı tutmayacağım çok sözüm var !"

-



İLK BÖLÜMÜMÜ YAZDIM AYOL. OKUDUĞUNUZ İÇİN MUTLUYAM. SIKICI BİR BÖLÜM GİBİ FALAN AMA OLAYLARI ANLAMANIZ İÇİNDİ. HER NEYSE HATALARIMIN KUSURUNA BAKIN AHAHAHAH. ÇOK KOMİYİM. HADİ İYİİYİYİ GÜNLEER !

-kız sanki 1m okuyucusu varmış gibi konuşuyor, al sana dizlayk.




-KAÇAK YOLCULAR-Where stories live. Discover now