Bir kez daha "Anne lütfeeeen!" dedim. Annem ise inatçı bir tavırla "Sadece 17 yaşındasın Alex. Olmaz." dedi. Ben de Alex'sem oldururum. "Anne gören de uçurmudan varille atlayayım dedim zannedecek. Ufacık bir piercing anne. Lily'de de var. Hem de dilinde! Ben dudağıma yaptıracağım." diye direttim. Annem ise başını 'hayır' anlamında salladı. Babam gözlerini Adventure Time'dan ayırmayarak "Hadi ama Mad. İzin ver. Başım şişti." dedi. Annemde "Biraz büyü ve çizgi film izlemeyi bırak Robert! Ve sen küçük hanım,hayatta olmaz!" dedi. Bende kalktım ve her üzüldüğümde yaptığım gibi odama gidip Wattpad'e girdim. Oğlum okuyacak kitap kalmamış! Türklerin kitaplarında bahsettikleri "Aboov fış aneey" moduna girip ufak bir çığlık attım. Sabah kalkar kalkmaz annemden izin almaya çalışmıştım ve sonuç yine başarısızlıktı. Ve üstelik okuyacak kitap kalmamıştı. Üzerime hızlıca siyah yırtık pantolonumu ve Nirvana tişörtümü giydim. Iphone 5S'imi şarzdab çekip kotumun cebinin dibine kadar soktum. Makyaj masama yöneldim. Saçlarımı kimsenin yapmayı beceremediği ev topuzundan yaptım. Paramı cebime attığım gibi fıttırmışçasına koşarak aşağıya indim. Ayağıma simsiyah Converse'lerimi giyip deri ceketimi parmağıma taktım ve "Kitap ve kahve almaya gidiyoruuum!" diye bağırdım.
Sydney hiçte filmlerdeki gibi bir yer değil. Dışarı çıkınca kaban da giysen, çıplak da gezden bir fark yok. Soğuk! Ve benim evimden AVM 20 dakika.
Dizilerde hep biri gitmek veya kaçmak istediğinde taksi gelir. Gerçek hayatta yok. Ama size. Şans eseri önümde duran taksiye atlayıp "AVM" dedim. Geldiğimde parayı ödeyip içeri girdim. Kitapçıya girdiğimde karşımda duran afişe baktım. "5 Seconds of Summer Deluxe Album satışta" ha. Hiç duymamıştım. Kitaplara yönelip John Green romanlarını toparladım ve gidip şu albümü de aldım. Paramı ödeyip çıktım. Kahveciye gittim. Bir "Tumblr Girl" olarak tek bir kahve içebiliyorum. O da "Jacobs Milicano" ve kahve deli pahalı. Ama benim götüm rahat durmuyor. Bulduğum ilk kahve paketini kapıp parasını ödüyorum.
Eve dönünce anneme piercing için birkez daha yalvarıyorum. Ve sonuç KOCA BİR HİÇ! Annemde yine tık yok. Bende odama çıkıyorum. Bilgisayarıma CD'yi takıyorum ve kahve makinemden büyük bir bardak sert kahve alıyorum.
Evet odamda bir kahve makinesi var. Çok mu garip?
Kulağıma dolan bu kadifemsi ses de ne. Ama ben bu sesi yerim kii! Cidden çok iyi. Hayır bende şarkı söylüyorum ama.. Tanrı benden almış sana vermiş herhalde çocuk. Albümün kapağına baktım. 4 adet meteor. Biri sarışın, rampa saçlı ve mavi gözlü. Biri bandanalı ve kumral. Biri asyalı tipli ve bir pandaya benziyor. Biri de tam anlamıyla emo. Aman tanrım. İşte benim grubum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piercing
FanfictionDudağıma piercing yaptırmak için gittiğim dükkanda karşılamıştık. "Peki sonra ne oldu" Sorma. Oku