Zeynep'in Ruhu Sarışın İç Sesi Vol. 1

1.4K 105 6
                                    

Merhabalar :)) Daha uzun bir bölümle gelmeyi planlamıştım ama şimdilik içime sinen kısmını yayınlıyorum. Bol bol Zeynep ve kafa karışıklığını okuyacaksınız bu ve devam bölümlerinde ;)) Şimdilik aperatifleri gönderiyorum, sonrasında -bugün sanırım- akşam yemeği de gelecek ;) İyi okumalar !!

*

"Yine saçmalamaya başladın. Eğer buradan gitmeyi  düşünmüyorsan ben gidiyorum. Sana iyi eğlenceler!"

Zeynep oturduğu yerden kalkmaya çalışırken kolundan yakalayıp sandalyesine zorda olsa oturmasını sağladım. Neden sürekli korkak gibi kaçtığını anlamıyordum. Tabi neden sürekli peşinden gittiğimi de hala çözmüş değildim.

Hayır, aslında biliyordum. Hep şu başa çıkamadığım hormonlar yüzündendi. 

"Sen de yine kaçmaya başladın. Buna bir kez daha izin vereceğimi düşünmüyorsun sanırım."

Kolunu kurtarmaya çalışırken yine o bugünlerde yüzünde eksilmeyen sinirli ifadesini takınmıştı. O kırmızı dudakları beni baştan çıkarmasa şu an gözüme huysuz bir kız çocuğu olarak görünebilirdi. 

"Bırak kolumu!"

"Onu bana uykumda dokunmadan önce düşünecektin. Konusu açılmışken.. Bir kadın köşe bucak kaçtığı bir erkeğe neden dokunur? Neden ona böyle bakar? Arzulu.. Öpmek istermiş gibi.. Belki de daha fazlasını.."

"Kerem! Yeter! Lanet olsun! Bu çok saçma.. Bak kütüphane de seni neden izlediğimi bilmiyorum. Bir anlık gözüm takıldı.. Sonuçta her gün kütüphane de birbiryle oynaşan bir çift görmüyoruz değil mi?"

"Bahanen mu bu?"

Tek kaşını yukarı kaldırdığında "Daha başka ne olabilirdi?" dercesine bana baktı. Hayır! Buna inanmıyordum. Beni bu kadar saçma bir bahaneyle başından atabileceğini sanıyorsa yanılıyordu.

"Ne bekliyorsun? Sana aşık olduğumu mu? Hayallerini yıkmak istemezdim ama öyle bir şey yok Kerem Sayer. Şimdi kolumu bırakabilir misin?"

*

“Çocuklar gösteri sona erdi. Saklandığınız yerden çıkabilirsiniz.”

Kerem kolumu bıraktı ve beni sırtımdan vuran sözde iki arkadaşım mutfağa geri döndüler. Bu adamın onları da bu saçma oyununa alet ettiğine inanamıyordum! Ne bekliyorlardı? Kerem Sayer ile sevgili olacağımızı mı? Ah! Kerem’in çift randevularına karşı bir sempatisi olduğunu hiç sanmıyordum.

“Yemeğe kalıyorsunuz değil mi?”

Yağmur’un dudaklarındaki zoraki gülümsemeye kaşlarımı çatarak cevap verdim. Kerem’le aynı masada yemek yememi beklemiyordu herhalde!

“Hayır!”

“Zeynep bu teklife şiddetle karşı çıktığına göre bugünkü ev gezmemizi burada sonlandırsak iyi olacak. Gidelim Zeynep...”

Ayağa kalktığında şaşkın bakışlarımı ondan çekemeden beni yakalamıştı. Biz bu adamla neden düzgün bir iletişim kuramıyorduk? Ona açıkça biz diye bir şeyin varlığının bile söz konusu olamayacağını belirtmiştim değil mi?

Yerden çantamı aldım ve bu evden çıkana kadar Kerem’e daha fazla bir şey söylememeye karar verdim. Nasıl olsa beni dinlemiyordu. Dinliyorsa bile benim istediklerimi yapmakta oldukça gönülsüzdü.

Can ile Yağmur’la kısa bir vedalaşmadan sonra merdivenleri hızlı bir şekilde indim. Özgürlüğe kavuşmak için son 10 saniye! 9,8,7,6,5,4,3,2…

“Arabam bu tarafta…”

Lanet olsun!

“Teşekkürler ama hiç gerek yok. Zaten durak buraya çok yakın.”

Kerem sıkıntıyla nefesini verdiğinde bir yandan da bana doğru yürüyordu. Ah! Yeniden başlamıyorduk değil mi?

“Anladım Zeynep. Aramızda hiçbir şey yok. Olamaz. Olmayacak. Seni inandırmak için olmak fiilini diğer zamanlarda da kullanayım mı yoksa sorunsuz bir şekilde şu arabaya binecek misin?”

Ne? Bu kadar çabuk mu pes etmişti? Yüz ifadesinden çıkardığım sonuç: Evet, bu kadar çabuk pes etmişti. Hem de daha bütün cazibesini üzerimde kullanmadan…

Yoksa seni elde etmek için bütün seksiliğini gözler önüne mi sermesini bekliyordun? Tatlım! Gerçekten çok şirinsin!

İç sesimin saldırgan sözlerini ve bilinçaltımın alaycı bakışlarını görmezden geldim. Kerem’in vazgeçmesine sevinmeliydim. Artık o rahatsız edici kovalamalar, kaçmalar, saçma sapan akıl karıştırıcı Kerem Sayer yoktu.

Akıl karıştırıcı? Demek o seksi kas yığınından etkilenmeye başlamıştın… Ne zaman? Kütüphane de aç gibi kızın dudaklarına saldırdığında mı? Belki de seni kızlar tuvaletinde öpse sesini çıkarmazdın. Karşılık verir miydin Zeynep? Hadi söyle hepimiz bilmek istiyoruz!!

Lanet olsun! Saldırgan-doymak-bilmez-ruhu-sarışın-iç-sesim Kerem Sayer ile ortak olmuş, beni oyuna getirmeye çalışıyordu!

“Demek vazgeçtin…”

Sesim neden bu kadar durgun çıkmıştı? Of Zeynep!

“Yanlış anlamışım. Kütüphanede ki olay… Senin için… Nasıl denir ki? Fantezi, evet doğru kelime bu… Etkilendin ama orada ben olduğum için değil… Yani asıl konu ben değildim. Yağmur’la da konuştuğun gibi... Bu bir diziyi izlemekten farksızdı.”

Elini boynuna götürürken yüzünde küçük bir gülümseme belirdi. Bu-bütün-olanları-unutup-arkadaşlığımıza-kaldığımız-yerden-devam-edelim-bakışıydı.

Yutkundum.

Bütün o anın geçmesini bekledim.

Rahatlamam gerekirdi.

Rahatlamadım.

Gülmeye çalıştım. Bence pek beceremedim.

Ve Kerem’in arabasına binerken bugün en çok yaptığım şeyi yapmaya devam ettim. İç sesimle sonu gelmeyen bir kavga… 

*

Kütüphane - Askıya Alındı -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin