Duvarın arkasına saklandığı yerde nefesini düzenlemek adına sessizce soluyordu. İçindeki adrenalin damarlarında gezerken bunu yapmak pek kolay değildi tabii. Kalbi hala kulağında atıyordu sanki. Her tarafı terlemişti ancak bu pek önemli değildi çünkü dışarıdaki delicesine yağan yağmur terini gizliyordu. Sağ taraftan gelen adım sesleri ile daha yeni yeni azalan adrenalin duygusu tekrar tavan yaptığında sol tarafında onu gizlediğini sandığı duvara lanet etti. Duvar çok yüksek değildi mamafih en az 2 metreyi buluyordu bu yüzden bu kısa boyu ile oraya çıkması pek kolay değildi. Ayrıca oraya çıkmaya çalışırsa çıkartacağı ses, ilerisinde onu arayan adamları buraya çekerdi ve yakalanması işten bile olmazdı. Bu sebeple sırtını yasladığı duvara baktı. Bu duvar daha az yüksekti. Ayrıca kolayca tırmanabilmesi için çıkıntıları da vardı. Duvarın arkasında ne olduğunu bilmemesi onu çıkmaza sürüklerken yaklaşan adım seslerine kırçıllı bir erkek sesi de eklenince hızla duvara tırmanmaya başladı. Ses "O piçi yakalayamazsak Kaptan bizi ayaklarımızdan tavana çiviler. Her yanı didik didik arayın her taşın altına bakın ve bulun bana o piçi." Bu kırçıllı sesin tanıdık tınısı Kyungsoo için fazlaca kötü anıları zihnine düşürmüştü. Bu sebeptendir ki duvarın diğer tarafına bakmadan kendini hızlıca yere attı. Yoksa altındaki 3 metrelik yüksekliği görmemesi için kör olması lazım geliyordu. Düşüşünü hafifleten ufak çalılar ona çok da derin olmayan bir kaç yara izi ve sıyrık bırakmış olsa bile içten içe o çalılara minnettar oldu. Onlar olmasaydı çok daha yüksek bir ses çıkartabilirdi. Çalılar sesi ve darbeyi hafifletmiş olsa bile kalça kemiğindeki ve kolundaki ağrı çok feciydi. Kyungsoo bu ağrılar için kırık bile diyebilirdi ancak sadece ufak bir burkulma olduğunu bilmiyordu.
Kafasını kaldırıp etrafa şöyle bir baktı. İleride bir ev gözüküyordu ve etrafta elma, kiraz ve daha nice meyve ağacı bulunuyordu. İşi hayatında belki de ilk kez rast gitmişti. Bu yüzden pek inanmasa bile Tanrıya şükretti. Evin ışıkları yanmıyordu. İçeridekilerin uyuyor olmasını umdu. Zaten içeriye girip bir kaç saat bekleyip gidecekti. Kötü bir niyeti yoktu. Bu amaçla sessizce evin etrafında dolandı. Ön kapıdan girmesi mümkün değildi çünkü ön kapı direkt caddeye açılıyordu ve kaçtığı adamların onu bulması işten bile olmazdı. Bu yüzden sessizce eve girmenin tek yolu arka taraftaki kapıydı. Küçük bedeninin yardımı ile kolayca arkaya geçti.
Normalde arka kapılar pimapen falan olmaz mıydı? Bu kapı normallere meydan okuyacak şekilde çelikti. Kyungsoo'nun bu kapının normal bir çelik kapı olmadığını anlaması çok uzun sürmedi. Uzun süredir kapı açan biri olarak bu kilidin özel tasarlandığını anlaması zor değildi. Eğer normal maymuncuk kullanırsa gizli alarm hemen çalmaya başlardı. Bu yüzden kendine lanet etti. Otomatik maymuncuğunu yanına almamıştı. Etrafa biraz daha bakmak için evin etrafında bir tur daha attı. Ana kapının biraz ilerisinde sığınak olduğunu tahmin ettiği oldukça küçük bir giriş fark etti. İlk başta fark etmemesine şaşımadı çünkü giriş ancak dört yaşındaki bir çocuğun gireceği kadar küçüktü. Etrafına bakınıp kimse olmadığına emin olunca bu ufak kapıya eğildi. Şans yüzüne bugün içinde iki kere gülmüştü. Bu kapı da diğerleri gibi kalın bir çelik kapıydı lakin bu seferki kapalı değildi. Bu yüzden sessizce güldü.
"Bingo!" İçindeki mutluluktan fırlayan bu ufak nida ile içeri girdi. Sanki havalandırma içinde gibiydi mamafih 3 metre kadar sonra bu daracık alandan daha büyük bir yere çıkmıştı. İçerisi hafif nem ve küf kokuyordu. İçerisinin karanlık olmasından dolayı gözlerini kıstı ve birazcık karanlığa alışmasını bekledi. Daha sonra ise duvara tutunarak bir kapı bulmayı umdu. Yahut bir ışık. Biraz ilerledikten sonra eline gelen kapı kulpu ile gülümsedi. Kapıyı yavaşça açıp karanlık evin içine girdi ancak daha ilk dakikadan yan tarafındaki şifonyere çarpmıştı. Kendine ve çıkarttığı sese küfürler yağdırırken evden hiç ses gelmeyince temkinli bir şekilde evin her yerini gezdi. Ev boştu. Bunun verdiği rahatlama ve sevinç ile kendini koltuğa bıraktı. Ne olur ne olmaz diye ışıkları yakmamıştı. Bu yüzdendi galiba kendisini bir anda uykunun içinde bulmuştu. Ve bu onun yaptığı en güzel hataydı belki de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stoik | KAİSOO
Teen FictionUzun zamandır içinde tuttuğu hissi serbest bırakmıştı. Belki de hayatında ilk kez içindeki bir duyguyu dışa vurmuştu. Hayatı boyunca stoik bir insan olmuştu ancak şimdi içindeki bu çoşkun acı onu yıldırıyordu işte. "Seni seviyorum... Ve bu acı veriy...