Olaylar hızlı aksın diye elimden geleni yapacağım sanırım. Uzun olsun istemiyorum.
--
3 ay sonra
Mavi-mor lavantalarla dolu mermerin üstüne diktiğim bakışlarım boştu. Yüzümde silikçe bir gülümseme vardı. Hava güneşliydi. Sanki birini daha hiçliğe uğurladığı için memnun gibiydi. Gerçi ben de mutluydum.
Burada dikilen 3 kişiden sadece 2 kişi üzgün görünüyordu: Yoongi ve Evelyn.
Evelyn, etraftaki diğer mermer yığınların üstünde gözünü gezdirirken ruhsuz görünüyordu. Ancak benim gülümseyerek baktığım yığmaya bakarken ruhundan bir şeyler almış da o yığmaya gömmüşler gibi hüzün dolu görünüyordu.
Daniel her ne yaparsa yapsın Evelyn ona sahip çıkmıştı. 2 ay önce onun tamamiyle boka battığını öğrendiğinde sadece sırtını sıvazlamıştı. Bağırtı yoktu, gözyaşı yoktu. Sonsuz sükunet günlerdir Evelyn'in üzerinde hakimiyetini kurmuştu.
Daniel; Eşini aldatmış, ailesine karşı olan sorumluluklarından kaytarmış ya da borca batmış olabilirdi. Ama Evelyn onu bunlarla vuracak bir kadın olmamıştı.
Çatlaktı falan ama fedakar bir kadındı.
O bunların hiçbirisini hak etmemişti.
"Şimdi ne yapacağız, Taehyung?" düşüncelerimi bölen ses çatlak ve bitkin çıkıyordu.
"Bunu bana sorma Evelyn." diye fısıldadım öncesinde o fedakar kadının yüzüne bakmadan.
"Kalbini kırarım." diye tamamladım. O öleli 2 hafta oluyordu. O öldüğünden beri 1 damla yağmur dahi yağmamıştı.
Bulutlar bile ona üzülmemişti.
"Daha ne kaday buyadayız?"
"Gidiyoruz Yoon."
Kafası boynuma gelecek uzunluktaki küçüğün elinden tutmuş, onu arabaya doğru ilerletmeye başlamıştım.
Evelyn'e sinirliydim. Biraz uzak kalmak iyi olacaktı.
Sanırım Yoongi de böyle düşünmüş olacak ki bana itiraz etmiyordu.
Ön koltuğa oturması için kapısını açtıktan sonra kemerini takmasını izlemiş ardından kapısını kapatıp arabaya kendim yerleşmiştim.
Evet, Eve'i burada bırakacaktım.
Evet, öküzün tekiydim.