Genel olarak bu ficin şarkısı: Linkin Park - In The EndEn büyük hayalim, hedefim ve arzum asker olmaktı her zaman. Bunun nedeni amcamdan kaynaklıydı, ben küçükken kendisi orduda başçavuştu. Arada bizi ziyarete geldiğinde askerdeki anılarını abimle bana anlatır, ona imrenmemi sağlardı. Babam bana amcamın anlattıklarının abartı olduğunu falan söylese de hiçbir zaman hevesimi kıramamıştı.
Liseyi bitirene kadar asker olacağımı düşünüyordum tabii, lakin üniversite sınavına girene kadar. Her zaman çok çalışkan öğrenciydim, bunun getirisiyle tıp fakültesine yetecek kadar puan kazanmıştım. Hala daha aklımda asker olmak varken, annem ağlaya ağlaya bana doktor olmam için yalvarmış, eğer doktor olmazsam onu çok üzeceğimi ve üzüntüden öleceğine dair şeyler söyleyerek her gün psikolojik baskı uygulamıştı.
Onu dinlemeyecektim, annemin manyak olmasını umursamayacaktım, uğraştım, görmezden gelmeye çalıştım ama bir gün dışardan geldiğimde annem orta boy bir pankart hazırlamıştı ve pankartta aynen şöyle yazıyordu. "Min Yoongi tıp fakültesini seçene kadar ağzıma birşey sürmeyeceğim." Annem bahçemizde rezil olma pahasına oturmuş, açlık grevine başlamıştı.
Babamında annemin manyaklıklarına karşı canı tak etmiş olacak ki, bana tıp okumamı; orduda hem askerlik hem de doktorluk yapmamı önermişti. Aslında başta kabul etmemiştim, akşama doğru yağmur yağmasına rağmen annem bahçede oturmaya devam etmeseydi kabul de etmeyecektim. Ama vicdanım rahat etmemiş ve anneme mağlup olmuştum.
Tıp okumak baya havalıydı aslında. Akrabalarımın gözünde ilah olmaya başlamıştım resmen. Annem her gördüğü, tanıştığı insana heyecanla benim oğlum doktor diyip rezil olmamı sağlasada, onun bu hevesi ve mutluluğu karşısında doğru şeyi seçtiğimi düşünmeye başlamıştım.
Üniversiteden mezun olduktan sonra askerde kalıcı olarak doktorluk yapmaya başladığımda yirmi altı yaşımdaydım. Hem normal askerler gibi eğitim görüyor, hem de mesleğimi yapıyordum. Anneme minnet doluydum, sadece askerliği seçseydim büyük ihtimalle orduda yükselemezdim, çünkü fiziksel sınavlar fazlasıyla zordu. Annem resmen beni işsizlikten kurtarmıştı.
Şu an ise mutluyum, yirmi sekiz yaşımda birçok insanı tedavi etmiş yetenekli bir doktorum. Bu elbetteki beni huzurlu yapan yegane şeylerden biriydi. Ta ki, o lanet binbaşı gelene kadar... Egolu, kibirli, kendini dünyanın en iyi askeri zanneden aptalın teki. Kışlada hem askerlerin, hem de diğer personellerin sinirlerini geren, nefretini kazanan asker.
Başta umrumda değildi, ucu bana dokunmasaydı umrumda da olmayacaktı. Lakin bir hafta sonu çaylaklardan biri silah temizlerken kendisini yanlışlıkla vurmuştu ve onu bulan kişi de bu aptal binbaşıydı. O gün bana kurşunu nasıl çıkaracağımı, yarayı nasıl tedavi edeceğime dair nutuk çekmeye çalıştığında, silahımı neredeyse kafasına doğrultuyordum. Kavga etmemiz üzerine o günden beri bana kinlenmiş bu adam, her ortamda beni sinir etmeye ant içmiş gibiydi. Eh, benim elimde armut toplamıyordu. Gereken yerde sivri dilimi kullanıyordum. Ama yine de onu öldürme isteğim bir türlü gitmiyordu. Jeon Jungkook, nam-ı değer binbaşı, huzurumu kaçırıyordu. Ve ben Min Yoongi, ona bu kışlayı zehir edeceğime stetoskop'un üzerine yemin ediyorum.
KÜÇÜKTEN BÜYÜĞE DOĞRU ASKERLİK RÜTBELERİ
Er: Askerlik yapmaya elverişli olan her erkek vatandaşın 20 yaşından sonra askerlik görevinde aldığı rütbedir. Askerlik süresi boyunca görevini bu rütbeyle gerçekleştirmektedir. Ayrıca profesyonel hizmet alan erlere ise uzman er ve erbaş adı verilmektedir.
Onbaşı: çavuşun yardımcısı olup erden bir sonraki üst rütbedir. Er olarak göreve başlayan askerlerden bazıları ilerleyen zamanlarda komutanlarının da uygun görmesi halinde onbaşılığa yükselirler.
Çavuş: Er yöneticisi olarakta tanımlayabileceğimiz Çavuşlar, subaylardan aldıkları emri erlere uygulatmaktadır. Çavuşlar onbaşılar arasından seçilirler.
Asteğmen: Geçici asker olup birlik ya da bölüm astsubaylığı görevi üstlenir.
Teğmen: Takım komutanlığı görevini yürüten subaydır.
Üsteğmen: Teğmen ve Yüzbaşı arasında yer alan bir rütbedir.
Yüzbaşı: Asli görevi bölük komutanlığıdır. Yüzbaşılar harp akademisinden mezun olduktan sonra en az altı yıl bu görevde kalmaktadır.
Binbaşı: Takım komutanlığı görevini üstlenip en az beş yıl bu görevi yürütürler.
Yarbay: Tabur komutanı olarak görev alan yarbayların en az üç yıl görev süreleri bulunmaktadır.
Albay: Ordu içerisinde son rütbe olup, yüksek askeri şuraya göre göreve general sınıfında devam etme ya da emekli olma hakları bulunmaktadır. Tugay ya da tümen komutanı olarak görev alırlar.
Tuğgeneral: Tugay komutanıdır.
Tümgeneral: Tümen komutanıdır.
Korgeneral: Geçici olarak ordu komutanlığı görevi yürütebilirler. Tümen komutanıdırlar. Tümgeneral ve orgeneral rütbeleri arasında yer alır.
Orgeneral: Görev süreleri 4 yıl olup, ordu komutanlığı, genelkurmay başkanlığı ve kuvvet komutanlığı gibi görevlerde yer alırlar.
Genelkurmay başkanı: Tüm kuvvet komutanları üzerinde olan, kuvvet komutanlarını komuta eden, denetleyen ve yöneten en yüksek subay rütbesidir.
Yoongi - Teğmen
Jungkook - Binbaşıne zaman bölüm yazarım bilmiyorum ama taslakta dursun istemedim :(
Kaynakça: https://www.google.com.tr/url?sa=i&source=web&cd=&ved=2ahUKEwjP7-vu2vjiAhUJYlAKHY2EDUEQzPwBegQIARAC&url=https%3A%2F%2Fwww.askerlik.org%2Findex.php%2F2017%2F06%2F17%2Faskeri-rutbeler-ve-rutbelerin-siralamasi%2F&psig=AOvVaw0meegH66CwFS_63Q2E9aS1&ust=1561142425189416
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gun or scalpel
FanfictionKışlada doktorluk yapan Min Yoongi'nin en büyük amacı; aptal binbaşıya hayatını zehir etmek ve onu kışladan göndermektir. [yoonkook] ≫soldier au! by; @klaustaki