♪ : david guetta - titanium ft. siaÇalıştığım ortam üniversite hastaneleri gibi donanımlı değildi, ciddi hastalığı veya ölüm döşeğindeki insanları burada görmem imkansızdı. Farklı vakalarda yoktu. Ülkemizde savaşan kimse olmadığı için orduda yaptığım doktorluk benim için kolaydı. Hastalarımın çoğu soğuk algınlığı gibi basit hastalıklarla geliyordu. En son yaptığım ameliyat apandisiti patlamış bir askeri ameliyat etmekti. Aldığım maaş sıradan devlet hastanesinde çalışan bir doktordan daha azdı. Yine de burada olmaktan hiçbir zaman pişman olmamıştım. Burada olmak, hayallerimdeki mesleği yapmak eşsizdi.
Ailemi özlediğim zamanlar elbetteki oluyordu. Annem, babam, abim ve kızkardeşimi fazlasıyla merak ediyordum. Mesai saatlerim içinde bile onlarla konuşma imkanım oluyordu ama sadece iki ayda bir üç günlüğüne eve gitme imkanımız oluyordu.
"Yoongi hyung, bugün askerlerden kan alacağız." Taehyung elindeki minik tüpleri koliden çıkarırken konuşmuştu. Her ay bütün kışlada sağlık testi oluyordu, altı ayda birde şehirdeki hastanelere gidip check-up yaptırıyorduk. Eh, burada o kadar donanım yoktu sonuçta. "Taehyung, Yongsun izinden geldi mi?"
"Geldi, üstünü değiştiriyordu." Burada toplam dört doktorduk. Taehyung daha bir senedir buradaydı ama Yongsun ve Yuna benden önce de buradaydılar. Bu iki kadında hem doktor olarak, hem de asker olarak mükemmellerdi. Bir kadın olarak bu koca kışlada çok iyi iş çıkarıyorlardı. "Hyung, bugün toplam yüz kişiden kan alacağız. Ben listeyi hazırladım."
"Ah, sağol." Normalde bu benim görevimdi. Kışlada toplam üçyüz asker bulunuyordu, dört kişide bu kadar insanla ilgilenemeyeceğimiz için üç gün ard arda yüz kişiden kan alıyorduk. Bir doktora toplam yirmi beş kişi düşecek şekilde ayarlamıştık.
Elimdeki birkaç evrakla masama oturduğunda gözüm Taehyung'a takılmıştı. Tek tek kolilerdeki tüpleri ve iğneleri sayıyordu. Bana iş yaptırmaması yararıma olsa da, beynimdeki şüpheli şeyleri filizlendiriyordu. Örneğin; yemekhaneye gidince benim için tabak hazırlaması, benim yapmam gereken minik işleri kendi halletmesi, izin günlerimde sürekli mesaj atması... Bunları sıradan en yakın arkadaşlarda yapardı, lakin ben onunla hiçbir zaman arkadaşlık bağıda kurmamıştım.
"Beyler, biz geldik!" Yuna ve Yongsun fuhuş baskını yapar gibi aniden kapıyı açtıklarında irkilerek elimdeki dosyaları düşürdüm. Derin bir nefes alarak tekrar dosyaları elime aldım ve arkamdaki dolaba yerleştirdim. Diğerlerinin kıkırtısını işitebiliyordum. Tepki vermeden onlara döndüm, kızların elinde de koliler vardı. "Siz niye taşıyorsunuz ki? Acemilerden biriyle gönderseydiniz." dedim.
Çünkü burada yirmi altı kadın olduğu için, bizim aç kurtlar rahat durmayarak bu güzel hanımefendilerin köpek gibi peşinde dolaşıyorlardı. Onları da anlıyordum, iki yıl boyunca askerlik yapmak kolay değildi ki, bizim gibi sürekli burada olan insanlar da vardı. Eh, onlar artık cinsel dürtüleriyle nasıl baş edeceklerini öğrenmişlerdi.
"Hepsi koşudaydı." dediğinde Yuna, pencerenin önüne giderek koşan askerlere baktım. Kışla kocaman bir yerdi, üç yüz kişi olduğunu hesaba katarsakta onlara bu alan fazlaca yetiyordu. Kocaman, mahalle kadar boş arazi vardı burada. "Koşudan sonra kan alacağız." dedi Yongsun.
"Nefret ediyorum bundan." Yüzümü ekşiterek homurdandım. Resmen hemşire gibi kan alıyorduk, bazen boşuna mı tıp okudum ben diye sızlanmadan edemiyordum.
"Binbaşı Jungkook ve ekibi görevde olduğu için onları bu gece, izine gitmeden önce halledeceğiz." dedi Yuna, gayet hoşuna gidiyormuş gibi çıkmıştı sesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gun or scalpel
FanfictionKışlada doktorluk yapan Min Yoongi'nin en büyük amacı; aptal binbaşıya hayatını zehir etmek ve onu kışladan göndermektir. [yoonkook] ≫soldier au! by; @klaustaki