19

203 18 4
                                    

18.03.2022

Tanrı aşkına,” diye mırıldandı Rose. “Matematik kitabını dolabımda bıraktım. Sen gecikme, ben otobüsle gelirim.”

Bianca ona onaylar biçimde baktı ve okulun bahçesinin dışına çıktı.
Rose hızlı adımlarla dolabına doğru ilerledi. Matematik kitabını alıp, yetişebilirse okul servisine koşmayı planlıyordu. Ancak işler çok da planladığı gibi gitmedi.

Dolabının kapağını açtığında daha önce orada olmayan oldukça kalın ve şişkin bir zarfı fark etti. Bunu onun dolabına kim koymuş olabilirdi ki? Kitabını hızlıca çantasına yerleştirdi, zarfı da eline alarak çıkışa ilerledi. Servisi kaçırmış olduğuna göre yürüyerek gidecekti. Belki yoldaki parktan da geçerdi.

Adımlarını hızlandırdı. Bir yandan da zarfın içindekileri okumaya uğraşıyordu. Kendi kendine, ‘Biraz mola versem sıkıntı olmaz herhalde’ diyerek bir banka oturdu. Zarfın içindeki kâğıtlardan bir tanesini okumaya başladı.
*
Ve ‘Seni seviyorum,’ diye bitiyordu son mektup. Rose gözleri koskocaman açılmış biçimde elleri titreyerek mektubu zarfa geri koydu. Nefesi daralmıştı. Scorpius bir yerde onun yüzünden ölüyordu.

Ve bir saniye için, ‘Mona Rosa’ adını duyduğunu zannetti.
Parkın denize bakan kayalıklı kısmında, sarışın bir çocuk uzanıyordu. Acı çekiyor gibi görünmüyordu. Koşarak yanına oturdu.

“Ölüyorum,” diye fısıldadı çocuk ona bakmadan. Gri gözlerine şehrin ışıkları yansımıştı. Dudaklarından tehlikeli bir kimyasal kokusu yayılıyordu. Ve haklıydı da, ölüyordu.

“Ölüyorsun,” dedi kızıl saçlı kız.

Ona dönerek dudaklarını öptü.

Zehir, Scorpius’un dudaklarından Rose’unkilere geçerken ikisi de biliyordu.
Son nefeslerinde birlikte olan yalnızca dudakları ve elleri değildi.

Kalpleriydi.

“Nefes aldığımız değil, kalbimizin attığı süre için yaşarız Mona,” dedi çocuk dudaklarına doğru. “Ve kalbim bir tek senin için attı.

“Üşüyorum,” dedi Rose. Scorpius ona sarıldığında birlikte ilk ve son anlarının tadını çıkardılar.

Mona Rosa || Scorose ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin