Herkese selam^^ Bu hikayeyi bi arkadaşımla ortak yazıyorum :) Kapak için @nihankurtoglu'na teşekkür ederim^^ votelemeyi unutmayın iyi okumalar :))
BÖLÜM 1
Yine karanlıktan birşey göremiyorum, ilerliyorum belki biraz ışık bulurum umuduyla devam ediyorum. fayans duvarları olan uzun bir koridora sapıyorum. çıplak ayaklarımla o kirli zeminde bembeyaz ayak izleri bırakıyorum aniden koridor boyunca uzanan duvarlarda ışıklar yanmaya başlıyor.
Neredeyim? Hala en ufak bir fikrim bile yok. Fakat odamda olmadığımdan eminim. İlerliyorum sonra usul usul bir ses geliyor. Bu.. Bu.. ? Ne bu? Nereden geliyor bu gizemli ses.?
İlerlemeye devam ettikçe ses daha da kuvvetleniyor. Sağ tarafta aralık bırakılmış bir kapı. Önündeyim ve sanki dünya dönmüyormuş gibi.
Piyano! Piyanodan geliyor bu ses. Kapıyı biraz daha açtığımda pencereden süzülerek giren ay ışığı bana arkası dönük oturan kişinin üzerine düştüğünü görüyorum. Piyanoda parmakları o kadar hızlı ve mükemmel hareket ediyor ki mest olmamak imkansız.
Uzun saçları, hafiften çıkmış sakalı ve geniş omuzları var. O kadar hayran kalmışım ki müziğine bir an için donakalmışım o görüntü karşısında Ta ki piyanist müziği bitirip sandalyesinden kalkana kadar. Kalktığında direk arkasına döndü ve bana doğru yürümeye başladı. Yaklaştıkça daha da heyecanlandım. Sanki müzik arkadan devam ediyordu.
Siyah güzel saçlarının altında karanlıktan dolayı tam seçemediğim siyah veya koyu kahverengi arası gözleri cam gibi parlıyordu. Boyu yaklaşık 1.80 belki dahada uzundu. Kelimenin tam anlamıyla mükemmeldi.
Orada öylece donakalmıştım ve izliyordum. Bana gelmeye devam ettikçe ağzım daha da kuruyor nefesim daha da hızlanıyor ve boğazım sanki üst üste düğümleniyordu. Aramızda neredeyse 1.5 belkide 2 metre vardı. Kalbim sanki ağzımda atıyordu. Bir an için avuçlarımı ve gözlerimi öylesine sıktım ki.. Sonra birden arkadan çalan o muhteşem müzik değişti ve yerini iğrenç bir melodiye bıraktı. Kulaklarım işkence çekiyor olmalıydı. Aman tanrım bu da ne? Aaaah, biri kessin şunu lütfen!
Gözlerimi birden açtım o müzik hala devam ediyordu. Hadi ama! Ne kadar da iğrenç. Bir dakika burası.. burası odam ve.. ne yani ben şuan uykudan uyanıyorum bu çalan iğrenç şeyde alarm mı? Hah! Nasıl olur bunların hepsi rüya mıydı? Ah hadi ama! Tekrar dönemiyor muyuz şu karanlık koridora? Lütfeen.
Saate bakmamla yataktan zıplamam bir oldu sanırım. Saat 7.00 ve benim bugün okulda ilk günüm! Ev her zaman ki gibi bomboş. Babamla annem ayrı yaşıyorlar. Ben de annemin yanında kalıyorum abimle beraber. Bi saniye benim az önce gördüğüm şey cidden rüya mıydı? İyi de ben rüya görmezdim ki yani öyle düşünüyordum. Bunları düşünürken geç kaldığımı fark ettim. Gördüğüm rüyanın o kadar etkisinde kalmıştım ki zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştım bile. Hızlı bir şekilde banyoya koştum. Dişlerimi fırçaladıktan sonra odama doğru yol aldım. Siyah yırtık pantalonumu giydim ve yarım tişörtüm olan 'We live to die' yazanı giydim. Çıkmadan önce gözümü eyeliner çekiyorum ve hafiften dudak parlatıcısı. Dışarı çıktığımda hafiften bir rüzgar çarpıyor yüzüme montuma daha sıkı sarılıyorum. Telefonumla oynamaya o kadar dalmışım ki taksinin geçip gittiğini bile göremiyorum. Bir süre daha bekliyorum ancak taksilerin geldiği yok. Yürümeye başlıyorum, yürürken de o kafamı kurcalayan rüyamı düşünüyorum. O arada taksi geliyor ve biniyorum. Kafam uzun süreden beri ilk defa bu karışık. Arabanın penceresinden bakmaya o kadar dalmışım ki geldiğimizi fark etmiyorum. Taksicinin bana seslenmesiyle kendime geldim.
Bekle beni yeni okul, ben geliyorum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zifiri Karanlık
RomanceKapat gözlerini Beste, belki onu görürsün. Ama aydınlık olmasını bekleme. Onun kendisi başlı başına karanlık değil mi zaten? Bu karanlık ve beyazın hikayesi.