¹

10 2 0
                                    

       Son kez aynadan kendime baktım ve kendimi evden dışarı attım. Neden nasıl olduğumuzu bildiğimiz halde sürekli aynaya bakmak isteriz ki?

     Bugün benim 18. yaş günümdü. Yaşıtlarım bu yaşlarını büyük partiler vererek kutlasalar ya da sevdiklerinin yanında olsalar da ben sadece gecenin bir yarısında kendimi sokağa atabilmiştim.

     Doğum günleri benim için hep çok özel ve önemli günler olmuştu yani 7 yaşıma kadar falan. Kendimi doğum günlerimde çok özel ve ailem için kıymetli hissederdim. Ancak her güzel anın bir sonu olurdu benimki de ablamın  vefatına  kadardı .
   
     Kulaklığımı takıp zor olsa da  geçmişin uzun kollarından kendimi kurtarabilmiştim. Adımlarımı kontrol edemiyordum. Gecenin bir saatinde sokaklarda saçma sapan dolanıyordum bir evin önünde oturup dinlenene kadar. Eve biraz dikkatli bakınca içerden gelen renkli ışıkların sokağa düştüğünü gördüm. Merak edip kulaklığımı çıkardığımda ise hızlı bir ritmi olan ancak rahatsız etmeyen aksine vücudumu hareketkendiren bir müzik sesi geliyordu.
   
     Evi biraz daha inceledikten sonra buranın bir clup olmadığını anlayabildim. Pavyon da olamaz her halde (afagsgagsga) diye düşünürken kapıdan öpüşerek bir çift çıktı. Kadının siyah elbisesi olması gerekenden daha kısa olacak şekilde yukarı kıvrılmıştı, ahh yoksa modeli mi böyleydi? Ne olursa olsun halinden gayet mutlu duruyordu ve uzun boylu siyahlara bürünmüş bir adamın kucağında adamın dudaklarına yapışmıştı. Adam ise dikkatlice merdivenlere bakıp arabısa ilerliyordu. O sırada göz göze gelmiştik. Tanrım çok utanç verici kucağında bir kadın var ve ben onunla göz göze geliyorum. Kızardığıma yemin edebilirim. Adam hafifçe gülüp cebinden anahtarı çıkardı ve kumandaya basmasıyla yanımdaki arabanın farları yandı. Kadını sonunda kucağından indirdi ve arabaya bindiler. Hızlıca uzaklaşıp gittiler. Sokak yine bana kalmıştı. Nereye gideceklerse sabahında nasıl bir halde olacaklarını az çok tahmin edebiliyordum.

     Yaklaşık yarım saattir evin önünde durup kapıyı çalsam mı çalmasam mı diye düşünüyordum. Bir şey beni içeri çekiyordu. İçki mi? Yoksa erkekler falan mı? Bugün benim hayatım için bir dönüm noktasıydı ve Resmi olarak 2-3 saattir çocukluktan çıkmıştım. Ancak sadece  resmi olarak. Gerçek bir çocuk gibi yaşamayı bırakalı uzun zaman olmuştu.

Düşüncelerim beni hafiften gaza geitrdi ve pişman olacaksam da hemen kapıyı çaldım.

1
...
2
...
3
...
4
...

    Uzun bir bekleyişin ardından kapı açılmayınca yaptığım şeyin saçmalığını düşündüm ve kısa merdivenlerden inerken kulaklığımı tekrardan çıkartıp kulaklarıma taktım. Sadece bugün bir şeyleri bir süreliğine unutmak istemiştim. Bugün ben olmak istememiştim. Ailem tarafından sevilmediğimi, arkadaşlarım tarafından dışlandığımı, hayatıma giren herkesin duygularım ile cinsel ilişkiye girip gitmelerini unutmak.. Ahh sanırım çok şey istiyorum. Hayatın benim isteklerim etrafında dönmediğini unutmuşum. O kapının açılması benim son şansımdı. Ya da ben öyle inanmak istiyorum. Yine kendimi adımlarıma bıraktım ve karanlık sokaklarda dolanmaya başladım.
  
     Arada kalmak lanet bir duyguydu. Önümde tüm güzelliği ile duran soğuk han nehrine kendimi bırakıp bırakmamak arasında kalmak daha lanet bir duygu. Bu şey gibiydi... Görüp de dokunamamak(!). Neyden korkuyordum ya da korkuyor muydum? Korkuyorsam neden? Belki güzel bir hayatım olsa beni bırakmayacak insanlar ya da beni her zaman sevdiğine inandığım bir ailem, veya ileride belki de evelnemeyi düşüneceğim bir sevgilim olsa, çok zengin olsam belki ardımda bıraktıklarıma üzülürdüm ve korkardım. ama şimdi neye üzülüyordum? Geleceğime mi?
 
      Bu düşünceler beynimde dönerken suyun yakınına yere oturdum ve ayakkabılarımı çıkardım. kulaklarımı ağrıtan kulaklığı da çıkartıp gecenin sessizliğini müzik listemden her hangi bir şarkının bozmasına izin verdim. Gözümde bir damla uyku yoktu. Ama biraz göz yaşı vardı. Çirkin yüzümden aşağı doğru kayıp birden yok oluyorlardı.

      15 dakikadır olduğum yerde göz yaşlarım ile şarkılarıma eşlik ediyordum. Bir şarkı daha bittikten sonra karışık giden listemden uzun zamandır dinlemediğim bir şarkı çıktı.               Billie~idontwannabeyouanymore
Tam da şu an ki beni anlatıyordu değil mi?. Şarkının sesini sonuna kadar açtım ve sesli bir şekilde söylemeye başladım. Gelecek demiştim değil mi? Bir şarkıcı olmak isterdim. Evet evet şarkıcı olmak isterdim. Yaparken en mutlu olduğum şeydi. Ancak geçmişim beni öyle bir tutuyordu ki gelecek hayallerim benim için bir masaldan ibaret olarak kalıyordu. Ayağa kalktım ve kendimi cesaretlendirip yavaş adımlarla suya yaklaştım. Korkunun ecele faydası yoktur derler. Benim de ecelim bu olsun istiyorum. Son kez bir isteğim vardı.

§ yazarın anlatımından §

   Kız yavaş adımlarla ayağa kalkıp nehire doğru ilerledi. İçinde bir yerlerde hala keşke yaşamak için bir umudum olsa düşüncesi vardı. Ancak ağlayarak kendini suya atması ile bu düşünceler ve göz yaşları sonunda ait olduğu yere karışmıştı.

    
      
       

cafuné with taeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin