BÖLÜM 1

7 0 0
                                    

  Ben Alara Şahintürk. 17 yaşındayım ve lise son sınıfım. 

Okuldaydım ve öğle tenefüsündeydik. Tüm her yerde Onur'u arıyordum. Lavobodan çıktığını gördüm. Hemen yanına koştum ve sırtına atladım. Beni farkettiği an suratındaki gülümsemeye tekrar aşık oldum. Çok seviyordum onu. 2 yıldır sevgiliydik ve bana gerçekten çok iyi geliyordu. Bu konuyu ailemle konuştuğumda da bana saygı duydular. Bu yüzden rahattım. Çok güveniyorlardı Onur'a. ''Hayatım nerdesin sen her yerde seni arıyorum,'' dedim. ''Müdürün odasındaydım güzelim ya,'' dedi. ''Ha tamam o zaman bende diyorum nerede bu,'' dedim. Zil çaldığı sırada el ele tutuşarak okul koridorunda dolanırken o üst kata ben bulunduğumuz koridora gitmek için ellerimiz ayrıldı yerini bedenlerimiz aldı. Sarıldık birbirimize. ''İyi dersler bitanem,'' dedi Onur. ''Sana da hayatım,'' diyerek karşılık verdim. Sınıfa girdiğimde yakın arkadaşım Selen'in yanına oturdum.

  Zilin çalmasına 15 dakika kala deftere yazı yazarken burnumun kanadığını farkettim. Genelde sık sık olur hemen çaktırmadan peçeteye sildim kanı ve başıma birden giren ağrı ile başımı sıraya koymamla daldım uykuya.

  **Onur'dan

  Zil çaldığında sınıftan çıkmamla beraber merdivenlerden hışımla çıkan Selen'i gördüm. ''Onur,'' diye çığlık atmasıyla ürperdim. ''Ne bağırıyosun kızım, noldu?'' diye sorduğum an ağladığını farkettim. ''Alara,'' demesiyle kanım dondu. Hemen merdivenleri nasıl indiğimi bilemeden kendimi Alara'nın sınıfında buldum. Sırada yatıyordu. Yanına gittim hemen ve başını okşadım. ''Alara kalk,'' dedim telaş içinde. ''Hadi güzelim,'' diyerek tamamladım. ''Aşkım hadi kalkar mısın?'' diye sesim yükseldi biraz. Masasına baktığım da kanlı bir peçete vardı masasında. Hemen Alara'nın babasını aradım. 

  *

Koşa koşa içeri giren Alara'nın anne ve babası, fizik hocasıyla konuşmaya başladılar. Annesi telaş içinde yanıma geldi. ''Onurcum noldu Alara'ya?'' diye sordu. ''Bilmiyorum Melike teyze. Bilmiyorum,'' dedim ve ellerimi saçlarımın arasına daldırıp yere çöktüm. Babası Can amca, omzumu tuttu. Kafamı kaldırdım ve hemen ayağı kalktım. ''Korkuyorum Can amca. Bir şeyi yoktu da,'' dedim telaşlı şekilde. ''Oğlum, Alara güçlü kız ona hep beraber iyi bakıcaz,'' dedi. Ambulans geldiği gibi Alara'yı sedyeye bindirip ambulansa aldılar. Can amcaya ambulansla gitmek istediğimi söylediğimde kabul etti. Elini tutarak gittim yol boyu. Birden ne olmuştu ki daha 40 dakika önce beraberdik, sarılmıştık. Başıma saplanan ağrıyı bile umursamıyordum. Ambulans hastaneye ulaştığı sırada Alara'nın ailesi de hastaneye vardı. Ailesi içeri girerken ben dışarda sigara yaktım. Onu kaybetmeyi göze alamam asla. Bunun düşüncesi bile karnımı ağrıtıyor. 2 senede sevgiliden ziyade iki birer arkadaş, kardeş, yeri geldi onu babası, abisi oldum yeri geldi bana annelik yaptı. Biz her şeyimizle sevdik birbirimizi. Telefonumu çıkartıp fotoğraflarımıza baktım. Gözümden akan yaşları hiçe saydım ve sigaradan son fırtımı alıp izmariti fırlattım. Ben düşücelere kaptırmış giderken 1 saat geçti. Can amca çıktı hastaneden. Hemen yanına gittim ve ''Tahliller yapıldı oğlum doktor sonuçları beklemelisiniz,'' dedi. ''Kötü bir şey gözükmüyor değil mi,'' dedim. ''Bilmiyorum oğlum. Sonuçları bekliyeceğiz,'' dedi ve elini omzuma koydu. ''Annenlere haber verdim Onur. Ama istersen sonuçlardan sonra git evine dinlen okulun var senin,'' dedi. ''Hayır Can amca. Ben onu bırakıp bir yere gidemem hem de bir şey olmamış gibi uyuyup okula da gidemem. İzninle yanında kalmak istiyorum,'' dedim. ''Tamam oğlum. İstediğin kadar kalabilirsin,'' dedi. O sırada Melike teyze çıktı hastanenin içinden ve hep birlikte kantine gidip bir şeyler yiyip çay içtik. Ben Can amcadan müsade isteyerek sigara içmeye çıktım. Sigaramı içerken doktorun çıktığını gördüğüm an sigarayı fırlatıp Can amcaya seslendim. Herkes toplanınca doktor bey odasına çıkıp konuşmak istediğini söyledi Can amca ve Melike teyzeyle. ''Bekle Onurcum sen biz geliyoruz,'' dedi Melike teyze. ''Peki,'' diyerek cevap verdim. Yaklaşık yarım saat sonra Can amca ve Melike teyze yüzleri dehşete düşmüş bir şekilde yanıma geldiler. Melike teyze fenalık geçiriyordu. Hemen hemşireler aldığı Melike teyzeyi ve hastaneye soktular. Kalbim fırlayacak şimdi içerden. ''Noldu Can amca?'' dedim. ''Sonuçlar çıktı mı?'' diye devam ettirdim. ''Bak Onur,'' dedi Can amca. ''Seninle açık konuşacağım. Bunu bilmen tamamen hakkın. Alara.. Alara lösemiymiş,'' derken gözünün yaşardığını ve acı çektiğini anladım. Ben 'lösemiymiş' lafından sonraki her şey, herkes bulanıklaştı. Sesler birer çığlık gibi üstüme üstüme geldi. Bağırarak dizlerimin üstüne çöktüm. Ağlıyordum. Bana sesleniyorlardı sanırım. Herkes yanımdaydı. Her şey o kadar bulanıktı ki. Başıma giren ağrı ve duyduğum çığlık ve çınlamalar, gözlerimin kararması ve ağlamam.. Ayağa kalktığım an Can amcayla sarıldık. Doktor Bey, ''Bakın her lösemi hastası ölecek diye bir şey yok. Onu hayata bağlayacak bir şeyler yapabilirsiniz. Hobilerine yönelsin mesela. Yaşamaktan zevk alacak bir şeyler yaparsa hayata ve sizlere sıkı sıkı tutunacak ve kemoterapiye ve hemotolojiye cevap verecektir,'' dedi. Onu yaşama bağlayacak olan ben ve ailesiydi. Ama ben, kendime düşeni en harika şekilde yapacağım. Can amca, ''Bakın bu hastalığı Alara'ya söylemek yok. Melike ve Onur, bakın Alara'yı tanıyorsunuz. Kırılgan, narin bir kız o. Hayatı kararır ve üzülür. Hiçbir şeyden zevk alamaz. Ve,'' dediği an diyeceği şeyi bildiğim ve duymaktan korktuğum için lafını böldüm. ''Tamam Can amca,'' dedim başımı sallayarak. ''Onun henüz haberi olmayacak,'' dedim. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 19, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MASALIMI GÖRDÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin