~A~

54 2 5
                                    

"Sen Kim Seokjin. Bu kaçırdığın kaçıncı menajer. Yeter artık sana her ay menajer bulmaktan bıktım. Seçeneklerin azalıyor. Seçtiğin menajeri kaçırmasan iyi edersin. Yoksa seni bitiririm."

Şirketin bölüm müdürü beni azarlarken söyledikleri bir kulağımdan girip diğerinden çıkıyordu. Neden bu kadar sinirlendiki halbuki hiç bir şey de yapmamıştım. Sadece kendime olan fazla aşkımdan kaçıp gitmiş olmalı.

"Neden bana bağırıyorsun Soya. Ne yapmış olabilirim. Kendime olan fazla aşkımdan sıkılıp gitmiş olmalı. Benim bir suçum yok."

Bunu söylememle daha çok sinirlenmiş, gözlerinden sanki ateş çıkaracak duruma gelmişti.

"Kendine olan aşkından sıkılıp gitmişmidir. Adamı kışkırtmışsın Seokjin. Resmen sabah adamın üstüne saldırmışsın. Üstelik adam gay bile değilmiş."
"Oh! Değilmiymiş. Öyle bit tipi vardı halbuki."
"Bana bak Kim Seokjin. Bugün öğleden sonra menajer seçmek için bir kafe de toplantı ayarladım. Saat 13:00' da şirketin arabası gelip seni alacak. Bir an önce hazırlansan iyi olur. Şimdi gidiyorum öğlen görüşmek üzere."

Odamdaki kişisel banyoma gidip ılık bir düşün ardından gardolabımın önüne geçip kendime kıyafet seçmeye başladım. Üzerime bol bir tşört ve eşorfman geçirdim. Hazırdım. Tek yapmam gereken şirket arabasının beni almaya gelmesini beklemek. Bu süreçte kendime güzel bir kahvaltı hazırlamak için mutfağıma doğru adımladım. Aklım seçeceğim menajerdeydi. Acaba nasıl biri olacak. Sevebilcekmiyim. Yada anlaşabilecekmiyim. Kendime hemen hazır noodle yapıp televizyonun karşısın da yemeğe başladım. Daha üçüncüsüne geçmeden kapı çalmıştı. Saate baktığım da 13:00 olduğunu görmemle noodle tabağını alıp kapının önüne geçmem bir olmuştu. Geç kalamazdım. Eğer geç kalırsam Soya beni bu sefer gerçekten öldürebilirdi. Ayakkabılarımı ayağıma geçirip arabaya doğru ilerledim. Bir yandan da noodlemi yemekle meşguldüm. Şoföre hafif bir baş selamı verip arabaya bindim. Çok uzun olmayan bir yolculuktan sonra Lisa'nın söylediği kafeye gelmiş gelen geçen insanlara bakıyordum. Bu sırada üçüncü noodlemi yemiştim tabi.

Menajer adayları sırasıyla gelir geçersen gerçekten çok sıkılmıştım. Soya her seferinde "Biz sizi ararız. Görüşmek üzere" diyip adamları gönderiyordu. Madem adamları göndereceksin neden çağırıyorsun.

"Son bir kişi kaldı Jin onlada konuştuktan sonra karar vermek sana düşüyor."
"Son kişinin adı ne?"
"Kim Taehyung. 24 yaşında yani seninle aynı. İyi anlaşacağınızı düşünüyorum. Kendisi Seoul Güzel Sanatlar Üniversitesinde resim bölümü ikinci sınıf öğrencisi."
"Madem okuyo menajerlik de neyin nesi."
"Gelince sorarsın."

Kim Taehyung geç kalmıştı. Saatler birbirini kovalarken kafenin kapısından  uzun boylu, esmer, kare ağız bir çocuk girmişti. Lisa'nın kulağına fısıldayarak.

"Bunun 24 yaşında olduğundan emin miyiz?"
"Buraya geliyor kapa çeneni de bana bırak."

Ellerimi teslim olurcasına havaya kaldırıp önüme döndüm.
Kare ağız ağır adımlarla bu tarafa geliyordu.

"Merhaba ben Kim Taehyung."
"Neden menajer olmak istiyorsun?"

Soya'nın tüm cimciklerine rağmen ilk bu soruyu sormuştum. Okuduğu bölüm iyiyken neden menajer olmak ister bir insan. Tüm dikkatimi Taehyung'a vererek vereceği cevabı bekledim.

"Bölümüm resim üzerine. Ben resim öğretmeni olmak yerine kendi kendi resim sergimi açmak istiyorum. Ve ek iş olarak da menajerlik yapmamda bir sakınca yok diye düşünmüştüm."
"Güzel düşünmüşsün. İkisine birden yetişebilcek misin peki?"
"Kendime güveniyorum efendim."
"Peki o zaman işi aldın. Şu andan ihtibaren menajerimsin."
"Oh! Teşekkürler efendim. Umarım iyi anlaşırız."

~AMOR~ A TaeJin Fiction Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin