Neden

76 14 5
                                    

"Acı bize n'olursun! Yanlışlıkla oldu, gerçekten!"

"Sahte paraları görünce korktuk, patron bir şey yapmazsak öldürürdü bizi! Bırak gidelim!"

Karşımda bağlı ve çaresizce kurtulmaya çalışan iki aptala bakıyorum. Araştırmalarım asonuca ulaşmış, ikisini de elimle koymuş gibi bulmuştum o iğrenç barın iğrenç bir köşesinde.

Karşılarına oturup çıkarıyorum belimdeki silahı. Yerdeki mermilerin bir kısmını alarak doldurmaya başlıyorum yavaşça. Korkudan kanları çekiliyor âdeta.

"Aslında seni vuracaktık, bir anda ortaya çıkınca.."

"Onu öldürmeyi gerçekten ist-"

"Kes sesini!"

Susturuyorum gür sesimle ikisini birden. Ne diye böyle laflar ediyorlar ki? Ölmeyen birini öldü olarak bilmeleri komiğime gidiyor, kıkırdıyorum sessizce.

"O ölmedi."

"Birbirlerine bakıyorlar şaşkınca, yüzlerindeki anlamamış ve korkmuş ifade daha da güldürüyor beni.

"Fakat cesedini siz-"

"Ölmedi dedim!"

"Tak tak tak"

Sonunda o her zaman giydiği chelsea botlarının sesi yankılanıyor boş depoda. Sesin geldiği yöne dönerek minik bir tebessümle karşılıyorum onu. Daha sonra iki aptala sesleniyorum.

"İşte orada. Yalancımız teşrif ettiler sonunda!"

Boş boş bakıyorlar onun bulunduğu tarafa. Bakışları o kadar boş ki sanki hiç orada değilmiş gibi bakıyorlar.

Yalancım yavaş adımlarla yaklaşıyor bana.

"Jooheon, ne konuştuğumuzu hatırlıyor musun?"

"Artık senin tek bir sözünü dahi aklımda tutmuyorum Kyun."

Derin bir iç çekiyor. Ondan ne kadar bıksam da,
Benden bıkmasını  istemiyorum.

"Sana kendi hataların yüzünden beni suçlamamanı söylemiştim Jooheon."

"Hata filan yapmadım ben."

Gözlerindeki şefkat kayboluyor bir anda.

"O zaman ben neden öldüm Jooheon?"

"Sen ölmedin!"

Dişlerimi sıkarak kalkıyorum ayağa. Üzerine doğru yürüyüp itmeye çalışıyorum onu. Dokunamıyorum. Ellerim ulaşamıyorlar ona. O eller yerle buluşuyor bir anda.

"Sen ölmedin..."

"Sana bu işten kurtulmanı söyledim Jooheon. Hayatını boşa harcadığını söyledim fakat dinlemedin beni sevgilim. Artık hayatın seni boşa harcıyor. "

"Hayatım yok artık benim. Hayatım sendin ve bırakıp gittin beni."

"Ben bırakmak istemedim sevgilim. Gitmek istemedim."

"O zaman ne sikim o lanet kurşunun önüne atladın?! Ne diye ölememe mâni oldun?!"

"Ben...Sevdim seni."

"...Neden sevdin ki beni? Neyimi sevdin?"

Gözlerine bakıyorum sorarcasına. Merakla bekliyorum cevabını fakat karşılığında aldığım tek şey sükûnet dolu bir depo oluyor.

"Yalancı." Diye mırıldanıyorum bir kez daha.

Dolu gözlerimi kırpıştırıyorum son kez. Ayağa kalkıp iki aptalın yanına gidiyorum. Korkuyla bana bakan gözleri kaçacak yer arıyor. Fakat iki çift göz de iki el silah sesinden sonra kapanıveriyorlar.

Arkamı dönüp o güzel yüzüne bakıyorum. Masumca gülümsüyor bana. O an hatırlıyor kalbim unutulmuş önemli bir anıyı hatırlatırcasına.

Bazen sevmek için nedene ihtiyacın yoktur bu dünyada.

Son bir el silah sesi daha yankılanıyor boş depoda.

Ardından ise...

Jooheon kavuşmuş oluyor çok sevdiği "yalancısına".

×××

Ünlü silah kaçakçısı Lee Jooheon, dün sevgilisi olduğu tahmin edilen Im Changkyun'un ölümüne sebep olan Han Yoonjae ve Kim Sangwoo ile terk edilmiş bir depoda ölü bulundu. Uzun zamandır yakalanamayan kaçakçının ölümünde cinayet şüphesi...-

   ×××

Umarım beğenmişsinizdir. Bir gün "yalancınıza" kavuşmanız dileğiyle! Hoşçakalın!

liar. | ljh + ickHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin