"Duvar Gibi"

375 22 7
                                    

Kahvemi içerken düşünüyordum. Neden onu sevmiştim. Kendime sorduğum en zor soruydu bu ve asla cevabını bulamamıştım. Belkide kaderin bana oynadığı en büyük oyundu bu. Zorluklar içinde geçen hayatımın belkide dönüm noktasıydı o. Ona olan aşkım, sevgim beni çıkmaza sürüklüyordu. Beni, ona ait gibi hissettiren neydi bilmiyorum ama ona karşı içimde tarifi imkansız bir sevgi besliyordum.

O hislerini hiç belli etmeyen birisiydi onun hislerini anlamak kalın bir duvarı delip geçmek gibiydi. O istemezse onun duygularını ve hislerini asla anlayamazdınız, belkide benim ona aşık olmamın en büyük nedeni budur. Ela gözleri bir insanın kalbini durdura bilecek kadar mükemmeldi. Hayattaki en büyük isteğim onun gözlerine korkmadan bakabilmekti.

Yüksek perdedeki zil sesi evi sardığında yerimden sıçradım. Birkaç kahve damlası halının üstüne sıçramıştı. Neyse umrumda da değildi zaten. Kapıyı açtığımda annem direk bana sarıldı. Evet annemin eve geliş saatiydi. Annem uzman bir doktor olabilirdi fakat kalbimdeki yaraları kapatacak kadar başarılı bir doktor değildi. Ama benim en büyük sorunum onu sevdiğimi kimseye söylememdi ve bu yük biriyle paylaşılmadığı sürece onuzlarımda büyüyordu. Belkide onu sevdiğimi söylemememin nedeni kimseye güvenemememdi. Ben bunları düşünürken annem beni dürttü ve "Öyküm bugün çok dalgınsın." dedi. "Hayır anne sadece başım ağrıyor." dedim ve geçiştirdim. Konuşmayı daha çok uzatmadan yukarıya odama çıktım ve kendimi yatağa attım. Çünkü bugün pazardı ve ben genelde herkesin aksine haftanın son gününden hoşlanırdım çünkü yarın pazartesiydi ve Atakan Demir'i görecektim. Müzik dinlerken onu düşünmek için fazlasıyla vaktim oluyordu. Belkide bu kendime yaptığım en kötü şeydi ama ben bundan gayet mutluydum. O benim gözümde bir tanrıydı. İstediği zaman benim canımı alabilecek istediği zamanda bana yaşamın verdiği mutluluğu tattırabilecek biriydi. Kızlarla öpüşmeyi seven ama asla onlara aşık olmayan birisiydi. Şifresini size vermediği sürece asla açamayacağınız gizli bir kutuydu o, içinde hayatının en büyük sırlarını barındırırdı. Acaba hiç birine aşık oldumu belkide sigara ve alkol kullanmasının en büyük nedeni sevdiği kıza duyduğu aşktır. Bunları öğrenmemin tek yolu onunla konuşmaktı ama bende ona ilgi duyan her kız gibi kullanılıp kenera atılmaktan korkuyordum. Ve eğer öyle bir olay olursa hayatıma son veririm.

Düşüncelerimin beni yavaş yavaş ele geçirdiğinin farkındaydım. Ve buna izin vermeyerek silkelenip kendime geldim. En iyisi uyumaktı, çünkü tek huzurlu hissettiğim, yada bir virüs gibi düşüncelerimin beni ele geçirmediği tek yerdi. Annemin çığlığıyla uyandım. Hayır hayır gözlerime, yüzüme güneş gelip uyanmadım. Hadi ama kim yüzüne güneş gelerek uyanırki. Tamamen hikayelerde olan bir ironi.

En sonunda yataktan kalktım ve her gün rutin olarak yaptığım gibi duşa girdim. Duşun ılık suyu beni rahatlatmıştı, duştan çıktıktan sonra okulun sıkıcı kıyafetlerini hızlıca giydim. Ve aşağıya indim annem güzel bir kahvaltı hazırlamıştı ancak ben kahvaltı yapacak kadar iyi günümde değildim.

NOT:

Arkadaşlar bu benim ilk hikayem destek çıkarsanız sevinirim. İleriki bölümlerde olaylar başlayacaktır, lütfen ön yargılı olmayın. Şimdiden hepinize teşekkürler.

SoğukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin