harrystyles: Louis
Louiiis
LOUIS!
louist91: Ne
harrystyles: Neredesin ya
louist91: Geliyorum bekle
harrystyles: Beş dakika sonra zil çalacak ve merdivenlerin oraya çizdiğim şeyleri görecekler
Hemen okuldan çıkmamız lazım her ne halt ediyorsan gel buraya
louist91: Tamammmm
görüldü
Harry iki dakika önce yaptıkları konuşmaya bakarken korkudan dudaklarını kemiriyordu. Kazan dairesinde, okulun dışına açılan kapının önünde bekliyordu. Hademe onlar için kapının kilidini açık bırakmıştı ama Louis "İşim var bekle." deyip ortadan kaybolduğu için Harry tek başına karanlıkta öylece onu bekliyordu.
harrystyles: Neredesin :(
İki dakika oldu
louist91: Koridordayım
Biri var burada
Saklanıyorum
O gitsin geleceğim
harrystyles: Louis eğer hemen gelmezsen zamanında okuldan çıkamayacağız
Çünkü ben korkudan ölmüş olacağım
Fare sesleri duyuyorum baygınlık geçirmek üzereyim
louist91: Geliyorum tamam korkma
Kahraman Tommo yolda
harrystyles: Ya bi git
Müzik odasını temizlediğimiz gün sen de o böcekten korkmuştun
Fareden daha çok korkarsın
louist91: Hemen susmazsan seni orada bırakırım
harrystyles: ÇABUK GEL
louist91: TAMAM
görüldü
Neredeyse üç dakika sonra, Harry duyduğu adım sesleriyle tedirgince ayağa kalktı. Louis dışında birinin gelmiş olma ihtimaline karşın sessizce bekledi. Dersin bitmesine artık saniyeler vardı, o gelmezse kendisi çıkıp gitmeyi bile düşünüyordu.
Karanlıkta kendisine doğru koşan kişinin Louis olduğunu anlayıp "Nerede kaldın?" diye sormasıyla Louis'nin onun elini tutup kapıyı açması bir oldu. Daha Harry ona ne olduğunu soramadan zil çaldı ve ikisi dışarıya doğru koştu.
Kazan dairesinin bu kapısından arka bahçenin kapısına kadar etrafı kapalı, tünel gibi bir geçit vardı. Normalde burası acil durumlar için oluşturulmuş bir bölgeydi ve hep kilitli olurdu. Hademeye rüşvet vermediğiniz sürece.
Sonunda okulun arka tarafındaki caddeye çıktıklarında ikisi de yorgunlukla nefes nefese kaldı ve ellerini dizlerine yaslayıp soluklandılar. Koştukları mesafe çok uzun değildi ama anlık adrenalinle o kadar hızlı koşmuşlardı ki, maraton koşmuş gibi hissediyorlardı.
"Owen Derrick; icabına bakıldı." dedi Louis sırtını duvara yaslarken. Harry de doğrulup derin bir nefes aldı. "Neredeydin sen? Biraz daha geç kalsan seni içeride bırakıp kaçacaktım."
Louis elini cebine attı, dört tane yirmi dolar çıkarttı. "Paralarımızı aldım. Kırk sana kırk bana. Yirmi doları da bahşiş olarak bıraktım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MISANTHROPE CHERRY
FanfictionHarry ve Louis birbirlerinden ölümüne nefret etseler de, Harry onunla mesajlaşmanın eğlenceli olacağından emin. *Sadece texting değil, düz yazı bölümler de olacak*