3. BÖLÜM: YEMEK

9 1 0
                                    

Saçlarımı elimle taradım. Akan suya karşı kafamı yukarıya kaldırdım. Gözyaşlarım yavaş ve sıcak bir şekilde yanakalarımdan süzülüyordu boynuma doğru. Ellerim ile çıplak bedenimi sardım ve sırtımı verdiğim duvarda yavaş yavaş aşağıya kaydım. Kafamı kollarının üzerine koyup bir süre su damlalarının bedenime çarpışını hissettim. Bir süre sonra daha iyi hissettiğimde burnumu çekip ayağa kalktım. Havluları alıp birini bedenime diğerini saçlarıma sardım. Banyodan çıktığımda odama gittim. Yatağımda oturdum bir süre. Gece lambasının yanındaki telefonu alıp saate baktım. "06.47" Üzerime üniformamı giydim. Saçlarımı kuruttup taradım ve makyajımı yaptım. Derin bir nefes aldım. Bordo ceketimi giydim ve çantamı aldım. Mavi şapkamın yanına bordo atkımı aradım ama bir türlü bulamadım. Sonunda hatırladım. Elimi alnıma vurdum ve Gegard'ın atkısını aldım. Işıkları söndürüp evden çıktım.

Merkezde bilgisayardan haritadaki sitelere bakarken içeri Mirajane girdi. "Bana sakın bir kızın daha öldüğünü söyleme." Dudaklarını büzdü. "Tamam söylemem bende." Derin bir nefes verdim ve elindeki dosyaları aldım.

Cinayet Dosyası

Öldürülen Kişi (Maktul): Lisanna Staruss

Anne: Bilinmiyor

Baba: Bilinmiyor

Kardeş/Abi/Abla: Elfman Staruss (Abi)

Şüpheliler: Natsu Dragneel (maktulün  arkadaşı) Lucy Heartfilia (maktulün yakın arkadaşı) Sting Eccufilie (maktulün arkadaşı) Bicxslow (Maktulün erkek arkadaşı)

Tanıklar: Elfman Staruss (Maktulün abisi)

Ölüm Saati: 02.05.2019 04.45

Ölüm Yeri: Şehir çıkışındaki amenesia nehri kıyısı

Ölüm Nedeni: Ayaklarından çengel ile asılmış; kalbi, akciğerleri, karaciğeri, sol gözü ve sağ ayağı kesilmiş.

Diğer Unsurlar: İki kolu ve iki bacağı elektrikli testere yardımı ile kesilmiş. Kadın öldüğü andan itibaren 15-20 saat geçtiği düşünülüyor. Kadının üzerinde hiçbir parmak izine rastlanılmamıştır. Kadının kanında alkol tespit edilmiş, ancak midesi boş bir şekilde bulunmuştur. Midesinin de aynı şekilde 15-20 saattir boş olduğu düşünülmektedir. Kadın ayaklarından bir çengel yardımı ile asılmış, kanı boşaltılmıştır. Kadının cesedi otopsi için morgdadır.

Ben yorumlayacakken odaya Gegard  girdi. "Erza Lucy Heartfilia'nın babası Jude Heartfilia seninle konuşmak istiyor." Derin bir nefes verip elimle "Gel" işareti yaptım. Uzun boylu, sarışın, bıyıklı, göz altları şişmiş, gözleri kırmızı olmuş, 40-45 yaşlarında bir adam girdi. Ona önümdeki sandalyelerden birine oturmasını işaret ettim. Dediğim gibi önümdeki sandalyeye oturup ellerini önünde birleştirdi, kara kara düşünmeye başladı. "İlk önce kaybınız için gerçekten üzgünüz bay Heartfilia." diyerek söze başladım. "Kızınızın nasıl öldürüldüğünü biliyor musunuz?" Bana şaşkınca baktı. Derin bir nefes verdim. "Kızınız hasta ruhlu bir insan tarafından vahşice öldürülmüş. Kızınızın yenildiğini düşünüyoruz. Elimizde kanıtları var." Adam elleri ile yüzünü kapattı. "Şüphelendiğiniz birileri varsa söylemeniz çok yardımcı olur." Kafasını olumsuz anlamda salladı. "Kızım hayat dolu biriydi. Her zaman gülen, herkes tarafından sevilen, düşmanı olmayan bir kızdı." Anlıyorum bay Heartfilia. Gelişmelerden sizi haberdar edeceğiz." Adam kalkıp gitti bende biraz daha dosyayı inceledim.

Bilgisayarda haritayı incelerken daha oturduğumuz şehre biraz uzak "Daisy (papatya)" adında bir yerleşim yeri vardı. 3 apartman bloğundan oluşuyor ve büyük bir bahçesi vardı. "Gray!" Bıkkın bir şekilde salınarak içeriye girdi. "Ne var Erza ne? Hiç bu kadar yorulduğumu hatırlamıyorum." Çenemi elime dayadım. "Ay yesinler yorgunluğunu. Büyük şehirde ne yapacaktın acaba?" Alayla cevap verdi. "Bir de ben bilsem." Bilgisayarı Gray'e çevirdim. "Bu alanı görüyor musun? Daisy sitesi diye geçiyor. Buraya da gelen jeep sahiplerini falan not alıver ayrıca güvenliği arttır. Dün gece yine bir kadın öldürülmüş. Ne yapacağımızı bilmiyorum. Telefonu falan da bomboş hepsinin." Dışarıya çıktı. Bende kafamı masaya gömdüm kolumu da kendime yastık yaptım.

"Erza... Yeter uyan artık! Bırakıp gitmemek için zor tutuyorum kendimi!" Çaresiz sese karşı kafamı kaldırdım. Saçlarımı geriye atıp etrafa şaşkınca baktım. "Sonunda! Hadi Erza!" Şaşkınca kapıya kapıya yürüyen Gegard'a baktım. "Ne oldu? Bir sorun mu var?" Derin bir nefes verdi. "Erza hani sen uyumuşsun ya, çıkış saati geldi. Ben sana dün akşam mesaj atmıştım hani. Birlikte iş çıkışı yemek yiyecek bir yerlere gidecektik." Elimi alnıma vurdum ve telaşla etrafa bakındım. Dosyaları toparlayıp rafa kaldırdım. "Kusura bakma ya! Bu katil meselesi delirtecek beni! Çok canımı sıkıyor." Kafasını olumlu anlamda salladı. Bordo, kemerli ve kahverengi düğmeleri olan montumu giydim. Mor çantamı omzuma asıp mavi atkıyla bordo bereyi takyım. "Beklettiğim için üzgünüm." Çıkmadan son kez saate bir bakış attım. Yine yarım saat geç çıkıyordum ama en azından daha az yorgun hissediyordum. "Ee?" dedim "Nereye götürüyorsun beni?" Biraz düşündü. "Sevdiğim bir yere. Bu arada kırmızı et sever misin?" Evet severdim. "Evet severim. Sen?" Dudakları iki yana kıvrıldı. "Bende severim. O zaman gideceğimiz yeri seveceksin." Birlikte onun arabasına bindik. Arabada klimayı açınca Atkımı ve şapkamı çıkarmak çıkarmak kaldım. Beni güzel görünen bir restoranta getirdi. İçeriye girdiğimizde boş bir yere oturup siparişlerimizi verdik. "Sence ne zaman katılı buluruz? Ne zaman biter bu işkence?" Derin bir nefes verdim. Uzun bir sessizlikten sonra yemeklerimiz geldi. Yine hiç konuşmadan yemeğimizi yedik.

Arabada beni rahatsız rahatsız bir olay vardı. Gegard sürekli elinde bir peçete tutuyor, sorduğumdaysa geçiştiriyordu. Beni evime bıraktığında vedalaştık. "Birkaç gün sonra yine yapalım. Sahile falan gideriz." Kafamı olumlu anlamda sallayıp eve girdim. Üzerimdekileri değiştirip direk yatağıma attım kendimi. Uzun olmayan bir süre sonra da uyudum.

Aslında bu hikayeyi şu an elimden geldiği kadar uzun tutmaya çalışıyorum. Şunu da söyleyeyim bu kitap 2 bölümden oluşacak. Gönül ister iki kitap şeklinde olsun ama ne yazık ki hikayeyi daha fazla uzatamıyorum. Onun dışında şu an kesilebilecek en iyi yer burasıydı. Daha iyi bir yer düşünemedim affedin. Klavye ile ilgili sıkıntı çektim bu yüzden geç geldi. Oy ve yorum yaparsanız yaparsanız mutlu olurum. Okuduğunuz için teşekkürler!

CinayetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin