2

81 8 15
                                    

Telefonumdan gelen alarmın sesiyle yavaşça gözlerimi araladım. Ne yani sabah mı oldu? Yoksa ilaçlarım için mi? Dur, acaba benim telefonum mu?

BİLMİYORUM AYIK DEĞİLİM ŞUANDA!

Tamam Şaziye ötme kafamda kes.

El yordamıyla yanımdaki masada telefonu arıyordum ama sanırım Noah'ın tarafındaki masadaydı.

Ben hâlâ ararken Noah yanındaki masadan telefonu el yordamıyla bulup yere attı ve telefon sustu.  Sonra dönüp bana tekrar sıkıca sarıldı ve homurdayan bir ses çıkardı. Ben de tekrar gözlerimi kapattım ve kendimi uykuya bıraktım.  

.

"Küçük hanım! "

Hadi ama Elizabeth, siktir git!

Ben duyduğum cırtlak sesle uyanmaya çalışırken Noah da aynı durumda gibiydi.

"Noluyor ya?! "

Gözlerimi hafifçe aralayıp karşıdaki saate baktığımda saatin 9.30 olduğunu gördüm. SABAH 9:30!

Hemen olduğum yerde doğrulup Noah'ı dürttüm. Umarım bugün set yoktur.

"Noah kalk. "

"Noah sabah olmuş kalk. "

"Noah! "

"YA KALKSANA GERİZEKALI SABAH OLMUŞ DİYORUM "

Noah olduğu yerde doğrulup saate baktığında kaşları çatıldı. Şuan uyku sersemi ve çok tatlı ağağ.

"Bugün setin var mı? "

"Hı? "

"NOAH BUGÜN SETİN VAR MI DİYORUM HANİ OYUNCUSUN YA SEN "

"BUGÜN GÜNLERDEN NE? "

"NE BİLİYİM GERİZEKALI "

"NİYE BİLMİYOSUN YA? "

"SEN NİYE BİLMİYOSUN? "

"NE BİLİYİM BEN NİYE BİLMİYORUM "

Bunları söylerken bağırıyorduk ve bunu bize tip tip bakan Elizabeth'ten anlayabilirdiniz.

"Biz niye bağırıyoruz ya? "

"Bilmiyorum uyku sersemi şey oldu. "

"Elizabeth bugün günlerden ne? "

"Perşembe, tatlım. "

"Noah perşembe günü setin var mı? "

"Var. "

"KALKSANA O ZAMAN GERİZEKALI GEÇ KALDIN "

"Ay doğru ben gidiyorum. Sonra görüşürüz. "

Aceleyle askılıktan montunu aldı ve yanağıma bir öpücük kondurup kapıya doğru koştu.

"Telefonunu unuttun! "

Koşarak içeri geri geldi telefonunu arayama başladı.

"Yere bak yere jdkffjdj "

"Ay kırılmış telefonum ya. "

"Bi şey olmaz hadi git sen. "

"Tamam gidiyorum. "

Koşarak odadam çıktığında mal ya diye söylenip yastığıma geri gömüldüm. O sırada Elizabeth'in hala odada olduğu aklıma geldi. Kafamı kaldırıp ona baktığımda tip tip etrafına bakıyordu.

"Bence artık gidebilirsin Elizabeth. Niye geldin bilmiyorum ama yine de gidebilirsin. "

Başıyla onaylayıp odadan çıkarken hala bana tip tip bakıyordu.

Gerçekten dünyanın en gıcık hemşiresi olabilir bu kadın. Bana küçük hanım diyor bide. 15 yaşındayım ben 15. Allah'tan sadece Mary'nin izinli olduğu günlerde o geliyor. Yoksa burası gerçekten çekilmezdi.

.

Ben yine sıkılmaktan latlama derecesine gelmişken rasgele bir dizi açıp izlemeye başladım.

Sherlock izliyordum. Bu adam gerçekten dünyanın en karizma adamı olabilir aw.

Ben sondan önceki bölümü bitirmiş sonuncuya geçerken kapı açıldı. Noah gelmişti.

Ayağa kalkmaya üşendiğim için onjn yanıma gelmesini bekledim ama o kendini direk kenardaki koltuğa attı.

"Ağģ çok yoruldum. "

"Ben de yoruldum. "

"Sen ne yaptın ki?"

Sırıtıp kucağımdaki laptopu ona çevirdim.

"Sherlock aşkımla cinayet çözüyoruz. "

Gözlerini kısıp bana ters ters baktı.

"Hey, gelip bana sarılmayacak mısın? "

"Çok üşeniyorum sen gel. "

"Ben de çok üşendim. "

"Ortada buluşalım o zaman. "

"Tamam. "

Yataktan kalkıp sürünerek odanın ortasına doğru gittim. O da aynı şekilde geldiğinde sıkıca sarıldık.

"Gerizekalıyız. "

"Biliyorum. "

.
.
.






Hasta • SchnappHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin