•°•°•|| Nesin Sen?
Kızgın okyanusun üstünde durmadan savrulan mürettebat işbirliğiyle gemiyi fırtınadan çıkarmaya çalışsa da yaptıkları hiç birşey fayda etmiyor aksine olan şeyler daha da kötüleşmekten ileriye gidemiyordu.
Sarsılan korsan gemisinin sahibi, mürettebatın dinlediği tek kişi en kötü kararın bile kararsızlıktan daha iyi olduğunu bilerek verdiği karara saygı duymalarını beklediği mürettebata bağırmaya başladı.
"Gemiyi bırakın herkes filikalara"
Kaptanlarının bağırdığını duyan mürettebat filikalara koştu koşmasına ama her bir filikayı çoktan okyanus yüzeyiyle buluşmuş buldular arkalarından koşan kaptan yanlarına vardığında havaya sert bir küfür savurup ellerini simsiyah saçlarına geçirdi. Bu gemi batamazdı bu kadar insanın yaşaması kaptana bağlıydı ve en azından arkadaşım dediklerini koruması gerekirdi. Kaptan asla söylemese ya da belli etmesede bu gemiye, bu mürettebata alışmıştı ve şuan olanlar inanılmaz derecede canını sıkıyor, kaba adamı ağlayacak derecede boğuyordu.
En sonunda gelen büyük bir dalga gemiyi olabildiğince savurmuş yan dönmesini sağlamıştı. Denize dökülen insanların tiz çığlıklarını sadece bulutlar ve okyanuslar duyarken çıkardı kafasını sudan kaptan. Tekrar yüzüne vuran dalgayla savrulup batsa da yüzmeyi oldukça iyi biliyordu nihayetinde hayatı denizlerde geçmişti.
Kafasını tekrar çıkardığında tanımadığı birini seçti kendi mürettebatının arasından ayın ışığı sarı saçlarına vurmuş parlamalarını sağlamıştı. Kaptan uzaktan bile bakla görebilirdi parıldayan saçları ki neredeyse 15 metre uzaklıktaydı buradan yüzünü seçemese de biliyordu onun takımından hiç bir mürettebat bu kadar zayıf değildi ayrıca sarı saçlı...
Bir sağına bir soluna dönüyordu. Olanları anlamaya çalışır gibi bir hali vardı. Oraya doğru gitmeye çalıştı korsan ancak tekrardan gelen dalgayla geriye savruldu gittikçe uzaklaşıyodu henüz tam olarak suya girmemiş gemiden. Ama pes etmeye niyeti yoktu.
Tekrar çıktığında bu defa göremedi sarı saçlıyı burada ne aradığını eğer hayatta kalırsa soracağını kafasında bir rafa koyduktan sonra tekrar yüzmeye çalıştı.
Bir anda bileğinden yakalanmasıyla arkasına döndü ve sarışın çocukla göz göze geldi yemyeşil gözleri ay ışığıyla parlarken tüm kadınları kıskandıracak yüzü olduğunu düşündü korsan jungkook dünyadaki tüm kadınları...
Çocuğun endişeli gözleri önce birkaç saniye üzerinde dolanıp diğer insanlara dönmüş en sonuda tekrar bakmıştı Jungkook'a
"Hadi"
Dedi ipeksi sesiyle;
"Oraya gidemezsin"
Jungkook hala transta gibi yüzünü incelerken bağırdı çocuk
"Hadi!"
Kafasını mürettebatına, sevdiği gemisine çevirip bir kez daha denedi yüzmeyi çaresiz insan. Ama bu sefer öncekinden sert bir şekilde arkaya çekildi o kadar hızlıydı ki eklemleri çıkıyormuş hissi yaratmıştı.
"Ya oraya gitmeye çalışır ölürsün ya da seni götürememe izin verirsin!"
Cevap vermemiş hatta güzel çocuğun kollarından çekmesine izin vermişti...
•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°
Gözlerini açtığında sıcak bir kumsalda tüm vücudunun yandığını hissediyordu jungkook. Giydiği koyu renk kıyafetler daha da sıcak yaparken üstündeki eski gömleği çıkarıp atmıştı. İlerideki ormana doğru ilerledi ve ilk bulduğu ağaç gölgeliğine oturdu.
Neden burada olduğunu bilmiyordu sadece dün gece ki kazayı ve sarı saçlı çocuğu hatırlıyordu beynini ne kadar zorlasa da bomboş gibi hissetmeden edemiyordu sanki çocuk onu götürmeye başladıktan sonra zihnini biri ele geçirmiş ve tüm o olanları silmiş gibi hissediyordu yaşadığı adrenalinden sonra kalp krizi geçirmediğine ya da donarak ölmediğine şükretmek yerine aklı sarı saçlı çocuğu düşünmeye zorluyordu onu.
Neden ona 'insan' diye hitap etmişti, neden bir anda ortaya çıkmıştı, neden tekrar kaybolmulştu? Aklında dönüp duran düşünceleri bir türlü def edemezken birinin sesini duydu
"Hey insan baksana"
Sesin geldiği tarafa çevirdi kafasını kayaların orda duran sarı saçlı oğlanı görünce kalktı hemen yerinden yanına gitti.
"Çıksana sudan"
"Vay be seni dilsiz falan zannetmekte başlamıştım."
Kaşlarını çattı korsan
"Her neyse seni kurtardığım için teşekkür etmeni beklerdim ama..."
"Bekleme derim, rüyanda bile göremezsin."
"Çok kabasın"
Ters bir bakış attı korsan
"Neden sudan çıkmıyorsun çökerek konuşmak sinir bozucu."
"Çıkamam. Şimdi..."
Dedi ve bezden bir poşet çıkardı sudan çocuk.
"Buradan bir gemi geçmeden gidemezsin yemeğe ihtiyacın var."
Bezin içindeki balıkları yere döktü ve bir süre baktıktan sonra
"Tekrar gelirim."
"Ne?"
"Gitmeliyim ateş yakmak için birşeyler bulmaya çalış yoksa açlıktan öleceksin."
Suya dalmasıyla korsan bir an gerçekten hayal gördüğünü zannetti ancak değildi, hayal falan değildi. Gerçekten efsanelerde bahsedilen şey tamda karşısındaydı deminden beri kendini inanmamakta zorladığı şey onun yarışı balıktan ibaretti ye onları tanrının yarattığı iddia edilirdi. Ellerinde gerçek bir şey olmasa da bu yaratıkları gördüğünü iddia edip deliren ya da gerçekten gördüğünü iddia ettiği için hapishaneye tıkınan birsürü insan vardı ancak jungkook asla gerçek olamayacağına inanmayı seçmişti.
"Nesin sen?"
diye fısıldadı kendinin bile duyamadığı sessizlikte.
DEVAM EDECEK...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince Of The Night
FanficGecenin karanlığında parıldayan saçları dikkatini çekmişti ilk...