Sevdiğim,
Adını ilk kez o gece duymuştum. O gece kazıdım zihnime bir daha silinmemek üzere. Nerden bilirdim adının ahım olacağını?
Kapımız çalınmış ablam ve eniştem girmişti içeri bir bayram günü. Evimizde bir şenlik havası… Asude paytak paytak yürüyüp “Teyze!” diye atlamıştı koluma. Rabbim ne güzel yaratmıştı onu. Sanki benim canımdan bir parçaydı. Ne vakit Asude’yi kollarıma alıp tombiş yanaklarından öpsem böyle bir kızım olması için dua ederdim. Ablamı kıskanırdım içten içe. Hem eşi hem işi hem de bu dünyalar güzeli bebişiyle mutlu, düzenli bir hayatı vardı. Benim de böyle güzel bir hayatım olur mu acaba diye düşünür, geceler boyu hayaller kurardım. İçim içime sığmazdı, uyuyamazdım bazen.
O gün akşama kadar Asude’yle oyunlar oynadım. Babam da bizden sakladığı tüm sevgisini, ilgisini Asude’ye vermişti sanki. “Torunum!” diyor başka bir şey demiyordu. Babamın Asude’ye olan ilgisini gördükçe bir kez daha sabırsızlanıyor “Keşke” diyordum, “Keşke benim de Asude gibi bir kızım olsa.”
Yemekler yenilip çaylar içildi. Annem ve ablamla ortalığı topladık. Babam ve eniştem salonda kendi aralarında sohbet ediyordu. Ablam bana kaş göz edip mutfağa doğru yürüdü. Ben de peşinden gittim. Mutfaktan balkona geçtik. Hava güzeldi. Gökyüzünde binlerce yıldız ve pırıl pırıl bir ay...
Ablam içeriyi gözleyerek bir sigara yaktı.“Of abla, hani bırakacaktın, hala içiyorsun!” dedim öfkeyle.
“Bir de sen başlama şimdi Hazan, zaten eniştenle her gün tartışıyoruz.” dedi. Sesi bıkkındı.
“Ama abla hem kendine yazık ediyorsun hem de Asude’ye.”
“Neyse boş ver sen beni. Sen ne yapıyorsun, nasılsın.”
“İyiyim işte ne olsun.”
Liseden sonra okula devam etmemiş hatta üniversite sınavlarına bile girmemiştim. Şimdi 24 yaşında genç bir kızdım. Güzel miydim? Bilmiyorum.
Sevdiğim, sence ben güzel miyim? Gözlerime ta içine bakıp “Gül yüzlüm!” derdin ya hani, o sözlerin gerçek miydi?Ablam havadan sudan bir şeyler anlattıktan sonra ağzındaki baklayı çıkardı.
“Hazan! Sen genç, güzel bir kızsın. Evlilik çağın da geldin.”
Sustum. Demek evlilik yaşındaydım artık. O kıpır kıpır, yaramaz kız çocuğu değildim. Yüreğimin çocuksu aşklarla çarptığı ve her seferinde bir duvara çarpıldığı yaşların uzağındaydım.
“Eniştenin bir arkadaşı var. Efendi, dürüst… Ne içki içer ne de sigara. Tam ailemize göre. Senin fotoğraflarını görmüş beğenmiş.”
Telefonunu çıkarıp biraz karıştırdıktan sonra “Bak, yakışıklı da bir çocuk.” deyip fotoğrafı gösterdi.Sevdiğim, belki inanmayacaksın, belki ayıplayacaksın beni ama ben o fotoğrafta senin yüzünü görür görmez kalbimde huzuru hissettim. Sanki yıllarca seni aramış, arayışım içimi sıkıntılarla doldurmuştu da seni görünce tüm o sıkıntılar defolup gitmişti kalbimden.
ALLAH YÜREĞİME ŞAHİTTİR!
Ablamın yüzüne bakıp “Adı ne abla?” dedim.
“Talha.” dedi.
Her bir hece, her bir harf gökyüzünü tavaf edip usulca kondu içime.
##DEVAM EDECEK##
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duam ve Duvağım
ChickLit***♡♡♡*** Sizi derinden sarsacak bir hikaye... Çünkü bu sizin de hikayeniz. Aslında sadece benim, senin, onun değil hepimizin hikayesi... Bu "bizim", "bizi" darmadağın edişimizin hikayesi... ***♡♡♡***