"Selam... Evine hoş geldin."
Tanıdık bir sesti bu. Arkamı dönünce bana gülümseyerek bakan Ege'yle karşılaştım. Yüzündeki özlem ve sevinç rahatça okunuyordu.
"Hoş buldum." Dedim ve sarıldım ona. Bir süre öyle kaldık, başını göğsüme yasladı. Sessizdik, konuşmaya da lüzum yoktu zaten.
Bir süre sonra Ege benden yavaşça ayrıldı ve elimi tuttu, birlikte kayalıklara doğru yürüdük. Sonra ise bir kayalığa oturup birlikte doğmakta olan güneşi izlemeye başladık.
"Seni özlemişim.." diye mırıldandı Ege. "Seni bırakmamalıydım. Sen benim sol yanımdın Deniz, özür dilerim."
"...Sen benim sol yanımdın..."ı duyunca istemsizce gülümsedim. Ondan bu tip şeyleri duymayı seviyordum.
"Sorun değil." Dedim her ne kadar sorun olsa da. Bu anı bozmak istemiyordum. "Ben de seni özledim Nergis'im."
Güneş doğmak üzereydi, gözlerimi izlediğim denizden Ege'ye çevirdim. Gözlerini kısmış denizi ve doğmakta olan güneşi izliyordu.
Ben ona dönünce Ege de bana döndü, ona doğru yaklaştım ve onu öptüm. Onun dudaklarını ve bu hissi de özlemiştim.
Ondan yavaşça ayrılırken gülümsedi, kısık bir sesle "Seni seviyorum Deniz. Bir daha asla ayrılmayalım, olur mu?" Diye mırıldandı.
"Olur." Dedim onunla aynı ses tonunda. Onu gerçekten de seviyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lovely
Non-Fiction+9052**: hoş değil mi sence? yapayalnız. anlık gelen bir ilhamla yazılmıştır, anlık gelen ilhamlarla devam edecektir. kimseye yönelik veya ithafen yazılmamıştır. ege unisex bir isimdir, bu yüzden bu kurguyu bxb, bxg ya da gxg olarak hayal edebilirs...