“Kaçak Gelinler”, yaz döneminin iddialı komedilerinden sanki...
- Aynen. Entrikalar var ama rahatsız edici değil... Daha çok safça yapılıyorlar. Rahat izlenilecek, kış sezonunda da devam edecek güzellikte bir iş bu...
Şebnem’i canlandırmak zevkli mi?
- Onun sayesinde galiba hayatım boyunca bir daha topuklu ayakkabı giymeyeceğim (gülüyor). Tabii gelinlik de!
Neden ki?
- Bu dizi için bir kere gelinlik giydim de, o gelinlikle bir tek uçaktan atlamadığım kaldı. Oynadığım Şebnem, topuklu ayakkabısıyla maraton yarışına bile girebilecek bir karakter. Feci yorucu...
Feminen bir kız yani...
- Feminen ötesi! Ama ben içine biraz dominantlığı da kattım. Aslan gibi bir kız oldu (gülüyor).
Yapımcı ve yönetmenler sizi ekranda feminen görmek istiyorlar sanırım. İlle de etek olsun, topuklu ayakkabı olsun...
- İlk işimden bu yana sürekli mini etek, mini şort giymek gibi bir talihsizliğim var, bu doğru. Ama aslında kız kız da görmek istemiyorlar. Bana daha çok “Bu bir oğlan çocuğu ama güzel de aslında” gibi bir bakış var. Kırmaya çalıştım bu imajı ama henüz başaramadım.
Demek ki sizde de öyle bir enerji var.
- Evet. Projeler de ona göre geliyor haliyle. Bana bugüne kadar hiç kimse mağdur kız rolünü yakıştırmadı. Onu da gayet rahat oynadığımı düşünüyorum ama bu benim söylememle olmuyor.
Oyunculuğa başlamadan önce solist ve balerindiniz. Neden oyunculuğa yöneldiniz?
- Bale artık yok hayatımda, çünkü önemli bir kaza geçirdim. Topuğumun bir bölümünü kaybettim.
Nasıl yani?
- Kaza geçirdim, ayağım çürüdü. Topuğumun bir kısmını aldılar. Altı ay hastanede kaldım, dört ameliyat geçirdim. Çok kötü bir süreçti. Dolayısıyla dans tamamen çıktı hayatımdan. Artık riskli bir şey benim için. Oyunculuk ise sürpriz değil bana kalırsa... Böyle bir iş yapacağım yıllar öncesinden belliydi. Dans eder, küçükken mikrofonla ayna karşısına geçer, şarkı söyler, kendi kendimle röportajlar yapardım.
Bir dakika, ayna karşısına saç fırçasıyla geçmiyor muydunuz? Çocukken hep öyle yapılır, kimse mikrofon bilmez...
- Hiç saç fırçam olmadı ki, benim gerçekten de mikrofonum vardı. Hep makyajlıydım hatta. Spotlar altında olacağım belliydi ama ben bale diye düşünürken mecburen oyunculuğa yöneldim.
Müziğe ne oldu?
- Oyunculukla birlikte devam ediyor o... Zaten tiyatro için de şan eğitimi almak şart... Ben müziği oyunculuğa destek için kullansam da arkadaşlarım albüm beklentisinde... Elbet onun da zamanı gelir. Bir an önce albüm çıkarayım, hayatım boyunca müzik yapayım gibi bir hayalim yok.
Neden olmasın?
- Sadece üç tane bestem var. Onunla kime ne göstereceğim, kendimi nasıl kanıtlayacağım?
Canım şarkıları başkalarından alırsınız, sorun mu?
- Başkasından şarkı alıp bir şeyler yapmak bana çok samimi gelmiyor ama... Özetle daha albüm işlerine çok zaman var.