🍁🍁

1.1K 60 24
                                    

Esmer olan hışımla eve girdi ve sertçe kapıyı kapattı. Kanı kaynıyordu sinirden. Hayatının maçını ağır bir şekilde kaybetmişti. Ağlamak istiyordu, kanlı ellerine baktı. Dudağı ve kaşı patlamış, kısacası yüzü gözü kan içinde kalmıştı. Bu şekilde küçüğünün karşısına çıkamazdı fakat onu fazlası ile endişelendirdiğinin farkındaydı. Hızla odaya yürüdü. Yaralarını temizleyip sakinleşmeliydi. Ancak küçüğü, önüne çıkıp, daha yeni kurumuş yanaklarını ıslatmaya kararlı gibiydi. Titreyen sesi ile konuştu. "H-hyung... Bu halin ne? Ne oldu sana? Beni neden bu kadar endişelendirdin haberin var mı!" o an umursamadı esmer. Gözleri ağlarken bile melek gibi gözüken sevgilisindeydi. Kaç yıldır dövüşmesine rağmen, küçüğünü karşısında ağladığı zaman çektiği acının zerresini çekmemişti. Dişlerini sıkarak, kendisine sarılmaya çalışan küçüğünden hızla çekildi ve çatlayan sesiyle mırıldandı "yanlız bırak beni jungkook." hızla odaya giderek kapıyı arkasından kapatıp kitledi. Küçüğü arkasından gelerek kapıyı güçsüzce yumruklamaya başladı. Hala ağlıyor ve sayıklıyordu. "Hyung... Ne olursun aç kapıyı... Neden böyle yapıyorsun? Hani herşey birlikteydi! Birlikte ağlayıp birlikte gülecektik!" hıçkırarak konuşmaya devam ederken, esmer kapıya yaslanarak usulca yere çöktü. Yüreği keskin bir acı ile kavruluyordu. Başından beri onu hayatına almamalı, bu acıları çektirmemeliydi ona. Küçüğü de aynı şekilde yere oturarak konuşmasına devam etti. "... Hyung biliyorum, çok küçüğüm. Biliyorum ki, her şeyimizi bırakıp buraya kaçarken senin sırtına çok büyük sorumluluk yükledim, özür dilerim..." birkaç hıçkırık sesi duyulduktan sonra küçük olan konuşmaya devam etti "ama ne olursun yapma böyle. Ben seninle tamamım, seninle tamamlanıyorum. Ben, sadece sana sahipken senin kendini geri çekmen hiç adil değil!" küçüğün hiddeti esmer olanı da ağlatmaya başladı. Küçüğünden tarafa dönerek elini kapıya koydu ve düşündü. Keşke kook, keşke her şey o kadar kolay olsaydı... Bu sırada küçüğü konuşmaya devam ediyordu. " Hyung, yoksa artık benden bıktın mı? Bıktıysan söyleyebilirsin, ama ne olur bir şey söyle. İyi ya da kötü razıyım. Senden gelen acıya da, hüzne de, sevince de razıyım. Çünkü kimse senin gibi hissettiremez. Dokunamaz, güldüremez, ağlatamaz... Biz kadar güzel bir şey yok bir kere tamam mı! Sen ve ben kadar güzeli yok. Anladın mı!" bir süre daha ağladı, sesi ağladığından dolayı hafifçe kısılmış ve çatlamıştı. Birden aklına gelen fikirle şarkı mırıldandı

"Lately I've been thinkin', thinkin' 'bout what we had

I know it was hard, it was all that we knew, yeah.

Have you been drinkin', to take all the pain away?

I wish that I could give you what you, deserve

'Cause nothing could ever, ever replace you

Nothing can make me feel like you do.

You know there's no one, I can relate to

And know we won't find a love that's so true.

There's nothing like us, there's nothing like you and me

Together through the storm.

There's nothing like us, there's nothing like you and me

Together."

Esmer olan adeta büyülenmişti... Küçüğünün sesi... O kadar ağlamasına rağmen melekleri kıskandıracak kadar güzeldi. Anlını kapıya yasladı. Sanki tüm yaraları sarılmış gibiydi. Bedeni acı ile kavruluyordu fakat ruhu Küçüğünün ruhuna karışarak huzurla son nefesini vermişti rahatlıkla. Küçüğü en sonunda uykuya dalarken, yavaşça kapıyı açarak kollarına aldı küçüğünü ve onu yatağına taşıyarak anlına bir öpücük kondurdu. Yakışıklı yüzü, bembeyaz teni ve dağınık koyu renkli saçlarına bir kez daha aşık oldu ona. Her zerresine tekrar tutuldu... Zorlukla ayrıldı ondan ve temizlenerek tekrar yanına uzandı, pişmandı, ona bu kadar bencilce davrandığı için köpek gibi pişmandı hatta. Yarın onun gönlünü almalıydı. Bu düşünce onu heyecanlandırdı. Jungkook'un bunu seveceğine adı kadar emindi, hemen uyumaya hazırlandı. Sabah ona güzel bir sürpriz yapmak istiyordu.

~~~~~~~

Esmer olan sabah erkenden kalmış, küçüğünün gönlünü almak için kahvaltı hazırlamaya koyulmuştu. Onun için en sevdiği yiyecekleri hazırlıyor, her birine ayrı ayrı özeniyordu. Bunları yaparken de bir yandan kendisini aynı hataları yapmaması için sıkıca azarlıyordu. Küçüğünü üzmekten nefret ediyordu. Ama bunun için ne kadar çabalıyorsa Jungkook daha fazla üzülüyordu. Kahvaltısını hazırlayıp gülümserken, mutfakla birleştik olan oturma odasındaki telefon çaldı. Sevgilisi telefonunu burada unutmuştu belli ki. Arayanı görünce gülümsedi. Buradaki tek arkadaşları olan Yoongi, Jungkook'un arıyordu. Telefonu açtı ama heyecanla konuşan Hyungu konuşmasına fırsat vermemişti. "Jungkook, seni velet! Festivalde sahne almak isteyip çalışmalara gelmemek ne demek, serseri!" şaşırmıştı esmer olan, neler oluyordu böyle? Kaşları çatıldı Taehyung'un. "Hyung, neler oluyor? Anlatmak için kısıtlı bir süren var." karşı hattaki kıvranmaya başladı. Süpriz bozulmamalıydı fakat Taehyung, Jungkook konusunda asla taviz vermezdi. Öğrendikleri ile gülümsedi. Meleği yine onu mutlu etmek için fazlasıyla çabalıyordu. Hazırlanarak evden çıktı. Hyungu ile bir işi vardı...

~~~~

Jungkook festival alanında yürürken suratı asıktı. Aşık olduğu adam bu aralar eve gelmiyor ve her zamanki gibi tek bir kelime bile etmiyordu. Dudaklarını ısırarak dolan gözlerini saklamaya çalıştı. Onunla kaçtığına pişmandı kesinlikle. Bu düşünce ile başlayan bataklıkta boğulurken jungkook, esmer olan ise Hyungu ile sıkı bir çalışma içerisinde idi festivalde jungkook ile sahne alacaktı ama henüz küçüğünün bundan haberi yoktu. Saatine baktı, Jungkook birazdan burada olurdu. Ortadan kaybolacaktı ve nitekim de öyle oldu. Sevgilisi geldi, çalışmalara başladılar, sahne için hazırlandılar... Festivalin başlaması ile her şey daha da hızlandı. Herkes eğlenirken, saat gece yarısına yaklaşırken jungkook, sahneye adımladı ve mikrofonu utanarak eline aldı. Boğazını temizleyip kısa bir konuşma yaparken Taehyung onu izledi hayranlıkla. Kesinlikle her bakmasına ona tekrar aşık oluyor, onu saatlerce izleyesi geliyordu. Silkelenerek kendine geldi ve hazırlandı. Sırası geliyordu. Jungkook'un konuşmasına kulak verdi. "... Bu şarkı sevdiğim adama. Çünkü bizim gibi başka kimse yok. Umarım beğenirsiniz." Yoongi Hyung'a bakması ile piyano sesleri tüm alanda yayıldı ve Jungkook şarkıya girdi. Bazı çiftler kalkıp dans ederek bu anı değerlendiriyor, bazıları ise sadece dinlemekle yetiniyordu. Gözleri kapalıyken küçüğün, aklından sevgilisi Taehyung ile yaşadıkları geçiyordu. Her ne olursa olsun, onu seviyordu. Çok seviyordu hem de. Taehyung sahne arkasından çıkararak ona eşlik etmeye başladı. Jungkook'un donakaldığını biliyordu. Yavaşça şarkıyı söylerken yanına yürüdü ve boşta olan elini tuttu. Jungkook ne yapacağını bilememiş ve heyecandan birkaç defa detone olmuş olsa da sorunsuz bir şekilde ikisi de şarkılarını bitirmişlerdi. Jungkook, Taehyung'un boynuna atlarken alkış tufanı kopmuştu. Taehyung kahkahalarla gülmüş sarılırken Jungkook yaşadığı duygu karmaşası ile ağlamaya başlamıştı. Ah, ne kadar özlemişti hyungunu! Kafasını boynuna gömüp derince kokusunu solumuştu. Sonunda selam vererek sahneden inerken, ikisi de mutluydu. Sahne arkasındaki alana gittiklerinde Jungkook iç çekiyordu, sessizdi ikisi de. Taehyung bunu fırsat bilerek dudaklarını araladı. "Jungkook biliyorum, sana son olanlar sebebi ile bana kızgın ve fazlası ile kırgınsın. Özür dilerim. Ama buraya kaçmamız ile bir sürü sorunla başa çıkmak zorunda kaldım ve tek amacım seni üzmemek oldu. Sanırım bunun üzerine seni daha da fazla üzdüm. Gerçekten bize yeni bir hayat kurmaya çalışıyordum. Ve seni sevmeyi bırakmak mı, tanrı aşkına, her zerrene ayrı aşıkken seni sevmeyi bırakırsam, tanrı beni cehenneminde yakar sevgilim..." Jungkook dinledikten sonra sarıldı." Hyung, cidden aptalsın ya, neden tüm sorunları tek başına yüklenmeye çalışıyorsun!! Ben sadece seninle iyi günde beraber olmak için kaçmadım. Düştüğünde seni kaldırmak, yaralarını sarmak ve seni iyi etmek istiyorum, çok mu ya! Biz bir çiftiz. Zor zamanımızda iyi günümüzde kötü günümüzde beraberiz. Bunu sakın unutma!" Taehyung gülerek çemkirdi ve hafifçe vurarak takıldı." yah! Serseri! Büyüğün ile nasıl konuşuyorsun sen, gel bakalım buraya!" esmer olanın üzerine atlaması ile jungkook kahkaha atarak karşılık vermesi ile tatlı bir boğuşma başlatırken ağaçlar, taşlar ve yıldızlar şahitlik ettiler. Kimsenin onlar gibi olamayacağına...
B

redims
madamnini 'ye ithafen...

Nothing Like Us /Taekook Oneshot Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin