ABDURRAHMAN TÂHÎ

12 4 0
                                    

(والى روح) ساطان العارفين، قطب الاقطاب الواصلين، المتشرف بالفناء المطلق، مربى السالكين الى ربهم على الوجه الاحق، ناصر الشريعة الغراء، قامع البدعة الضراء، مجدد اثار السلف والتابعين، وممهد بنيان طريقة الخلف اللاحقين، المتصرف على الاطلاق الذى لم ير له نظير بعد التفحص فى الافاق، قاطع النسبة عن المبتدع الطاغى، مولانا شيخنا الكامل المكمل حضرة الشيخ عبد الرحمن التاخى (قدس الله سره)

(ve ilâ rûhî)
Sultâni'l-ârifîn, kutbi'l-aktâbi'l-vâsılîn, el-muteşerrifi bi'l-fenâi'l-mutlak, mürebbi's-sâlikîne ilâ rabbihim ale'l-vechi'l-ehak, nâsıri'ş-şerîati'l-ğarrâ, kâmii'l-bid'ati'd-darrâ, müceddidi âsâri's-selefi ve't-tâbiîn, ve mümehhidi bünyâni tarîkati'l-halefi ve'l-lâhikîn, el-mutesarrifi ale'l-ıtlâk ellezî lem yüra lehû nazîrun ba'de't-tefehhusı fi'l-âfâk, kâtıı'n-nisbeti ani'l-mübtedii't-tâğî, mevlânâ şeyhine'l-kâmili'l-mükemmili, hazreti eş-Şeyh Abdurrahmani't-Tâhî
(kaddesallahu sırrahu)

☆☆☆☆☆

Âriflerin sultanı, Hakk'a vâsıl olan kutubların kutbu, tam (mutlak) fenâ makamı ile şereflenen, Hak ve vechi üzere sülûk edenleri terbiye edip Hakk'a yönlendiren, tertemiz pak ve parlak şeriatın yardımcısı, zarar verici bid'atların yok edicisi, selef ve tâbiînin eserlerinin (ameller ve sözlerinin) yenileyicisi (ihya edicisi), halef ve lâhikin (sonradan gelecek olanların) tarikat binasının esaslarını tanzim eden, âfakta aransa bile onun gibi mutlak surette bir tasarruf sahibinin bulunması mümkün olmayan, azgın bid'atçılardan ilgiyi kesen, efendimiz, kâmil ve mükemmil (kemale erdiren) şeyhimiz Şeyh Abdurrahman Tâhî hazretlerinin [kuddise sırruhû] ruhuna vâsıl eyle...

☆☆☆☆☆

SADIKLARDAN
BİR MÜRŞİD


On dokuzuncu yüzyılın büyük velîlerinden. İsmi Abdurrahmân olup Tâgî, Tâhî ve Nurşînî nisbeleriyle bilinir. Üstâd-ı A'zam ve Seydâ lakaplarıyla meşhûr olmuştur. Babası, Molla Mahmûd Efendi, annesi Seyyid Molla Muhammed Efendinin kızı Meyâsin Hanımdır. 1831 (H.1247) senesinde Şirvân'da doğdu. 1886 (H.1304) senesinde Bitlis vilâyetine bağlı Güroymak (Nurşîn) ilçesinde vefât etti. Kabri Nurşîn'dedir.

Asîl ve temiz bir âileden gelen Abdurrahmân Tâgî'nin bulunduğu ev, halk arasında Sûfî evi olarak şöhret buldu. Çünkü, babası Molla Mahmûd Efendi kemâlât, olgunluklar sâhibi, ilmiyle amel eden, Peygamber efendimizin yüce sünnetine uymakta titizlik gösteren sâlih biri idi. Önceleri Kâdiriyye yoluna girmişti. Sonra Nakşibendiyye yoluna da bağlandı. Aslen hazret-i Hüseyin efendimizin soyundan gelen ve seyyide olan annesi Meyâsin Hanım da sâliha bir kadındı. Babası Molla Mahmûd Efendinin erkek kardeşleri yoktu. Kâdiriyye yoluna mensûb kerâmeti ile meşhûr bir kız kardeşi vardı.

Küçük yaşta tavrı ve hareketleri ile dikkat çeken Abdurrahmân Tâgî hakkında anne ve babası; "Cenâb-ı Allah'ın bize lutfettiği bu çocuk başka çocuklara benzemez. Bunun maddî bakımdan ziyâde mânevî yönden yetişmesine ihtimâm göstermeliyiz!" diyerek îtinâ gösterdiler. Dedesi Molla Muhammed'in de en büyük arzûsu onun ilimde ve mâneviyatta yetişmesiydi. Hattâ dedesi çocuğun omuzuna elini koyarak; "Bizim âilemizin ilmi, irsî olarak dededen oğula devâm eder. Halbuki benim oğullarımdan hiçbirisi bendeki ilmi taleb etmedi. İlmime vâris, mirasçı olacak sen varsın." derdi.

Âilesinin de teşvik ve desteğiyle küçük yaşta ilim öğrenmeye başlayan Abdurrahmân Tâgî, Kur'ân-ı kerîm okumayı öğrendi. Anne terbiyesi ve yaratılışındaki temizlik sebebiyle akranları arasında farkedilir oldu. Oyunla ve boş işlerle meşgûl olmuyor, hep faydalı işlerle ve ilim öğrenmekle vakit geçiriyordu. Abdurrahmân Tâgî, çocukluğuyla ilgili olarak şöyle derdi: 

SADAT-I NAKŞİBENDİYYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin